Bölgeden tek kadın vekili Ankara’ya göndermeyi başaran o kadın kolları başkanı 

Haber61’e dobra dobra açıklamalarda bulundu

 

Trabzon’dan kadın vekil gönderen Ak Parti Kadın Kolları İl Başkanı Haber61 Yayın Danışmanı gazeteci yazar Levent Ustabaşı’nın sorularını yanıtladı. 

 

Trabzon’da tek kadın vekil Ankara’ya gönderen bir partinin İl Başkanı… Hatta bölgede tek! Bu sayede Türk siyasi tarihine adını yazdırdı. Partisinin 2007 yılında düzenlediği ‘Teşkilat nedir? Teşkilatçı kimdir? konulu yarışmasında ‘Sokak Lambaları’ adlı makalesiyle Türkiye genelinde dereceye girdi. Ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. 2 üniversite bitirdi.Hem matematiksel İktisatçı hem de Türk Dili ve Edebiyatı mezunu. Diğer taraftan 2 çocuk annesi. 

Mütevazi bir yaşamı var. Teşkilatlarda kimine göre ‘abladır’ kimine göre  ‘kardeştir’ Sevilir. Hatırı vardır. Partinin kurulduğu günden bu güne kadar her kademesinde çok emeği vardır. Kadın kolları başkanlığına seçildiği kongrede yaptığı etkili ve anlamlı konuşma Genel Merkez’de dahi ses getirdi. Kalemi çok güçlü birisi.

 

Seçimler sonrası ilk kez bu söyleşi için bir araya geldik. Odasında kızıyla uğraşırken masasında bir şeyler karalıyordu. Oradan buradan konuştuk. Şunu bana hissettirdi… Ankara’ya kadın temsilci göndermenin haklı gururunu yaşıyor. Yaşaması da çok normal. AK Parti’de Ayşe Sula Köseoğlu’nun meclisteki milletvekili koltuğuna  oturması için tam destek verdi. Evet. AK Parti Trabzon İl Kadın Kolları Başkanı Bahar Ayvazoğlu… Sizlere bu defa siyaset arenasından başarılı bir kadın profilini sunmak istedim. İşte sohbetimizde öne çıkan söyleşimiz. 

 

İlk gençlik yıllarımdan itibaren siyasete ilgi duyan birisiyim. Ailemden bağımsız ve kendime ait bir siyasi fikrim oldu.  Özellikle Recep Tayyip Erdoğan’a belediye başkanlığı döneminden bu yana duruşu, dünya görüşü, hedefleri ve yaptığı hizmetlerden dolayı hayranlığım vardı. Hiç bir zaman siyasetin dışında olmadım, seçmen olarak da ülke ve dünya gündeminin bilinçli takipçilerinden oldum.

 

 

Annelik ile siyaseti çok ayırmıyorum. Siyasetin içinde bulunma sebeplerimden bir tanesi de çocuklarımıza yaşanabilir bir Türkiye bırakmaktır. Tam da bundan dolayı ülkemin çocuklarını da düşünmek annelik duygusunu yaşayan her kadın gibi benim de boynumun borcudur. Annelik güzel olduğu kadar çok zor. Ancak siyasette iseniz ve belli bir makamın temsilcisiyseniz tüm çocuklar sizin ve sorumluluğu çok daha büyük. 

 

Yeni seçilmiş bir İl Kadın Kolları Başkanı olmanıza rağmen başarılı bir performans sergilediniz. Nasıl başardınız?

Geleneksel anlayışımızda ‘ben’ değil ‘biz’ kültürü hakimdir. Bu nedenle başarı kolektiftir. Ciddi ve yoğun bir ekip çalışmasının ürünüdür. Yönetimimizdeki arkadaşlarımızdan mahalle başkanlarımıza; 18 ilçe başkanımızdan, sandık müşahitlerimize kadar bir ve beraber olabilmenin tezahürüdür. Hepimiz inandık ve inandığımız değerler için çalıştık. Yalnızca kadın kolları olarak değil, gençlik kollarımız ve ana kadememizle birlikte uyum içerisinde ve dava bilinciyle hareket ettik.

 

Şehrimiz için ciddi bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Profesyonelliği, çalışma performansı ve siyasi tecrübesi ile teşkilatımıza öncülük yaptı. Yalnızca teşkilat bazında değil Trabzon için de önemli bir değer ve büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Neticede Türkiye genelinde en başarılı iller arasında yerimizi aldık.

Yeri gelmişken şunu da ifade etmek isterim.6 adayımızın 6’sı da hedefimiz olan 6-0’ı gerçekleştirmek için sonsuz bir gayret, özveri ve performans sergilediler. Kaçıncı sırada olduklarına bakmaksızın aynı iştiyak ve heyecanla çalıştılar.

 

Şaşırdım çünkü her fırsatta kadın üzerinden siyaset yapan, modernizmi dahi kadının kıyafeti üzerinden tanımlayan ve hatta kadına yönelik şiddet gibi toplumsal bir yarayı dahi parti söylemleri üzerinden oluşturulan taraflı tartışmalarla gündeme getiren, yine kadın seçmenin tercihini eğitim durumunun yeterliliği/yetersizliği ile sahiplenen ya da dışlayan siyasi argümanların meclisteki matematiği bu olmamalıydı. Üzüldüm çünkü ‘siyasi görüşünüz ne olursa olsun siyasette yeriniz olsun’ gibi her fikri kucaklayan ve kadının siyasetteki varlığını önceleyen bir yaklaşımla başladığımız yolda, inanın farklı kulvarlarda da olsa en azından kadın milletvekili adayı görmeyi çok isterdik. Ak Parti iktidarına kadar %4.6’yı geçemeyen kadın temsil oranı Ak Parti ile birlikte %15’lere kadar yükselmiştir. Bu istatistikteki payımız görmezden gelinemez.

 

Ben demiyorum tablo ortada.1934 yılında kadına seçme ve seçilme hakkı verilmiş olmasına rağmen Türk demokrasi tarihinde ilk kez başı açık-başı kapalı ayrımı yapılmaksızın bir seçim yapıldı ve milletin vekilleri millet iken giydiği kıyafetlerle vekil olduğunda da meclise girebildi. Üstelik eğitim ve çalışma hayatında da yok sayılan bu kadınlar için o anlamsız ve acımasız dayatmalar geride kaldı. 

 

Hayır olmadı. 

 

Arasalar çok mutlu olurdum. Memnuniyet duyardım. Kendi tercihleridir. Saygı duyuyorum. Neticede siyaset yapıyoruz. Böyle bir beklenti içerisinde de olmadım.

 

Asıl olanın vekil olandan beklentisi ne ise ve Trabzon’un 6 milletvekilinden ne bekliyorsak milletvekilimiz Sn. Ayşe Sula Köseoğlu’ndan/ ablamızdan da aynı şeyi bekliyoruz. Elbette ki tek kadın vekilimiz olması ve kadın hassasiyetlerini taşıyor olması, anne olması, eş olması nedeniyle Trabzon’un kadına yönelik problemlerinin Ankara’ya taşınıp çözüme ulaştırılması noktasında özel bir yerdedir. 

 

Şehrinin bütün sorunlarına eğilmesini ve Ankara’da layıkı ile temsil edilmesini bekler. Çözüm odaklı çalışmasını bekler, bizim de önceliğimiz budur. Bu sorunlar arasında kadını ilgilendiren sorunlar da vardır ve bunlar da sayın Ayşe Sula Köseoğlu tarafından öncelikli olarak gündeme alınacaktır, bundan hiç kuşkumuz yoktur. 

 

Trabzon ile kısıtlamamak lazım bu sorunun cevabını… Özgürlük dediğimiz, Türkiye genelinde kadının sosyal, ekonomik ve siyasal alandaki dezavantajlarının yereldeki tezahürüyle ifade edilebilir. Ama Karadeniz kadını bu dezavantaj içerisinde dahi çok özellikli bir yere sahiptir ve bunu kendisi başarmıştır. Çalışkanlığıyla, cesaretiyle ve potansiyeli ile her alanda var olmayı bilmiştir. 

 

Eşim siyasete yabancı birisi değil. 2002’den bu yana kurucu Gençlik Kolları Başkanlığı’nın ardından partimizin her kademesinde görev almıştır. Şikayet etmek şöyle dursun, tam tersine arkamda desteğini her zaman hissettirmiştir. Zaten aile desteği olmadan bir kadının siyasette var olması kolay değildir. 

 

Siyasette kadın olmanın zorlukları var. Hem iyi bir eş, hem iyi bir anne, hem iyi bir ev kadını, hem de iyi bir iş kadını olmanın yanında bir de siyasetçi olabilecek potansiyelde olmanız gerekmektedir. Siyasetle meşgulseniz diğer görevlerinizi yapmamanız mazur görülmez. Zaten siz de bunları severek ve isteyerek yaparsınız. Belki başarınızın sırrı budur. Siyasetteki kadın da bunları bir külfet olarak görmüyor ve severek yapıyor. 

 

Kurulduğu günden beri bu partinin  çeşitli kademelerinde görev aldım. Şu an bulunduğum görev dahil hiçbir zaman hiçbir makama talip olmadım. Ancak talip olmakla layık olmak farklı şeylerdir. Bunun ziyadesiyle bilincindeyim.