Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Sel Beşikdüzü’nden sonra hangi düzü vuracak?

Doğu Karadeniz Bölgesinde yaşanan sel felaketlerinin ana nedeni sadece yağış mıdır?
Beşikdüzü’nün kotunu yükselterek olası bir diğer sel felaketini önleyebilecek miyiz?
Karadeniz sahilinde yer alan diğer düz yerleşim alanları benzer sel tehditti altında değil midir?
Sıra hangi yerleşim alanında?
 
Doğu Karadeniz Bölgesinde yaşanan doğal afetlerin en yaygın olanları sel ve heyelanlardır.

Toplumdaki genel kanı, bu tür olayların ana nedeni aşırı yağışlı iklimdir!!

Oysa can ve mal kaybına neden olan seller-heyelanlar bölgenin iklimi ve jeolojik-jeomorfolojik faktörlerinin birlikteliği ile gelişir.

Günümüzde Karadeniz sürekli olarak kabına sığmayıp taşarken, Doğu Karadeniz dağları da yarışırcasına yükselmeğe ve aşınmağa devam eder.


Harita: Karadeniz sahillerinin kuzeyi ve güneyi deprem üreten ters faylar üzerinde sürekli olarak yükselmektedir. Sinop, Trabzon ve Ukrayna’daki sahil yükselme miktarları dikey oklarla gösterilmiştir.
 
Bu olayların sonucu olarak da Karadeniz sahili boyunca yükselme yarışının dağların kazandığı yerlerde binlerce yıl önce yükselmiş sahil plaj düzlükleri oluşmuştur.

Bu tür sahil düzlükleri de zaman zaman dik dağ yamaçlarından inen derelerin getirdiği sel suları ve çamurlarının istilası altında kalmıştır.

Öte yandan doğal afet açısından riskli bu tür düz alanlar geçmişte ve günümüzde en cazip sahil yerleşim alanları olarak kabul görmüştür.

Günümüzde hüküm süren iklim değişimine bağlı aşırı şiddetli yağışların bölgedeki etkinliği de dikkate alınırsa yükselmiş sahil düzlüklerinde ve dere ağızlarındaki yerleşim alanlarında yaşanan sel felaketlerinin doğal esas nedenleri daha da iyi anlaşılabilecektir.

Sellerin doğal ve yapay nedenleri tam olarak bilinirse önlemlerde o denli etkili olacağından can ve mal kaybı da en aza inebilecektir.

Sele açık düz alanlarda hızla gelişen şehirleşme ve nüfus artışı sele bağlı risk faktörünü ( can ve mal kaybı ) o denli artırır.

Gelişmekte olan ülkelerdeki bilgi eksikliği yanı sıra sel önlem çalışmalarının yetersizliği bu tür felaketleri daha üst boyutlara taşımaktadır.

Yukarıdaki görüşler doğrultusunda son yaşanan Beşikdüzü sel felaketinin sadece o bölgeye mahsus olmadığı, benzer sahil düzlüklerinde potansiyel sel felaketlerine açık olduğunu söylemek mümkündür ( örneğin Vakfıkebir, Yomra-Yalıncak vb.).

Tüm dünyada, halen yükselen sahil düzlüklerinde ve dere ağızlarında görülen sel felaketlerinin en tipik olanı 1999 yılında Venezüella’da Caraballeda yaşanan ve 30.000 kişinin canına mal olan afettir.

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi ve öneminin vurgulanması için Venezüella sahilinde yer alan Caraballeda şehri ile Beşikdüzü, Vakfıkebir ve Yalıncak’a ait uydu görüntüleri aşağıda yorumsuz olarak verilmiştir.

 

Venezüella’nın sahil şehri olan ve dere ağzında yer alan Caraballeda 1999 yılında yaşanan sel felaketinde 30.000 kişi ölmüştür. Bu olay ve olayla ilgili yukarıdaki resimler Amerikan Jeoloji Araştırma Kurumu (USGS) resmi sitesinde tüm dünyayı uyarmak için verilmiştir.
 

Karadeniz bölgesinde yükselmiş sahil düzlüğünde ve dere ağzında kurulmuş Beşikdüzü’nde 21 Eylul 2016 yılında Venezüella’da yaşanan olaya çok benzer, ancak çok daha küçük ölçekte sel felaketi yaşanmıştır.
 

Karadeniz sahili boyunca yükselmiş sahil düzlüklerinde ve dere ağızlarında yer alan Vakfıkebir ve Yomra-yalıncak gibi yerleşim alanları potansiyel sel felaketi tehditti altındadır.


Son yıllarda Trabzon ilinin doğuya doğru çok hızlı, kontrolsüz ve alt yapısız büyümesi sonucu Yalıncak düzlüğünde bu tür potansiyel sel felaketine açık büyük bir yerleşim merkezi oluşmuştur.
Yomra da yaşanan 20 Ağustos 2013 ve 27 Haziran 2015 güncel sel felaketleri düşündürücü ve öğreticidir.
 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.