Recep Ergenç

Recep Ergenç

Şehir Hastaneleri

Küreseli anlamayan yerele katkı veremez.

Biliyorsunuz, bir süredir Trabzon’un gündeminde şehir hastanesi mevzusu var ve şehir hastanesi için Akyazı dolgu alanını en uygun yer olarak gösteriliyor. 1500 yataklı olacak Şehir Hastanesi'nde her yatak için 200m2 yer lazım (300 dönüm yapar), e bir de bedava arazi olması istenince, gözler Akyazı’ya çevrildi.   

Konu hakkında hepimiz birşeyler biliyoruz, hepimizin bir fikri var, maşallah bize! Sorular uçuşuyor: “mevcut hastanelerden daha kaliteli ve daha ucuz sağlık hizmeti verilecek” “Kimin parasıyla yapılacak?” “Akyazı dolgu alanında olmaz o iş, başka arazi bulmak lazım”…

Şehir Hastaneleri özelleştirmeler ile başlayan neo liberal sistemin ülkemize dayatması ile başladı. Sonra evrim geçirdi kamu - özel sektör ortaklıkları oldu. Şimdilerde adı “işbirliği modelidir”. Kamu Özel Sektör ortaklığı “işbirliği” modeli ile Şehir hastaneleri yapılmaktadır.

Trabzon Tabip Odası düzenlediği “Şehir hastaneleri” sempozyumunda katılımcılar şehir hastaneleri konusunda bilgi yağmurunda aydınlandılar.

İlk konuşmacısı Sabri Öncü bir ekonomist ve uluslararası kuruluşlarda çalışmış bir isim.

Şehir Hastaneleri neo liberal sisteminin kar maksimizasyonunu hedeflediği alanlardan biridir. Çıkış yeri İngiltere’de sistem çökmüş, tam bir fiyasko yaşanmaktadır. Durumu kurtarmak için İngilizler ek kaynak aktarımları ile sistemin yeniden devletleştirilmesini tartışıyorlar. Kamu Özel Sektör İşbirliği ile yapılan Şehir Hastanelerine sağlanan ayrıcalıklar ve garantiler, yapılan sözleşmeler ile yüz milyar dolarlık (yürüyen ve planlananlar ile) bir büyüklüğü ifade ediyor. Kamu yararının olmadığı şehir hastaneleri; Dünya Bankası, İMF ya da İFC kredileri tarafından yüksek faizle finanse edilmektedir. Şehir hastanelerinden sonra sırada 20-30bin öğrencili eğitim kampüsleri gelecek. On yıl sonra ise sonuç fiyaskodur. Eğer yaşarsak ve dediklerim çıkmazsa, kendimi Boğaz Köprüsünden atacağıma söz veriyorum, şeklinde konuştu.

İkinci konuşmacı Kayıhan Pala Uludağ üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı.

Hoca, hastanelerin hasta bakımı, eğitim araştırma, sağlık sistemine maddi destek ve istihdam gibi toplumsal işlevlerini sıraladıktan sonra "Şehir hastaneleri gerekli mi?” sorusunu sordu:

Hayır, dedi ve ekledi: Denildiğinin tam aksine; ne kaliteli ve ne de ucuz hizmetlerin alınamayacağını kuyumcu titizliği ile sıraladı, ayrı bir yazı konusu olacak noktalara değindi.

Üçüncü konuşmacı Trabzon Mimarlar Odası Başkanı Gürol Ustaömeroğlu,  bir uzman olarak kişisel görüşünü ifade etti. “Şehir Planlama” teorilerinden ve eldeki somut verilerden hareket ederek; “Bütün olumsuzluklara rağmen Trabzon şehir hastanesi için “Akyazı dolgu alanı en isabetli seçim olur” dedi.

Tabi belirtmek lazım, Mimarlar Odası en başından Akyazı dolgusuna itiraz etmiş;  Mahkeme "Kurivaziyer liman başka yere yapılamaz" demiş ve Mimarlar Odasının itirazını reddetmişti.

Sonuç:

Şehir Hastaneleri küresel -kampüs- hastanelerdir.

Hastane verimliliği açısından ve yatak başına ifade edilen metrekareler uluslararası standartlarla örtüşmediği,  Şehir hastanelerinin yapım ve işletme sözleşme hükümlerinde saklı ve “ verilen garantiler” ile ucuz ve kaliteli hizmet üretilemeyeceğidir.

Trabzon’un tanınan ve sevilen doktorlarından Rüştü Araz’ın bir sorusu akıllara mıh gibi çakıldı;

“Fatih Hastanesinin suyu mu çıktı?”
 
 
 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR