Recep Ergenç

Recep Ergenç

Şampiyonluk sürdürülebilir olmalı

Şampiyonluk sürdürülebilir olmalı

Adamın parası pulu olmasına rağmen, Ah bir Hacca gidebilsem, der dururmuş. Birgün yanında çalışanlardan biri dayanamamış,  Allah daha çok versin… malın da mülkün de var, neden gitmiyorsun, diye sormuş.

Adamın yanıtı, Ondan sonra ne yapacağımı bilmiyorum o nedenle gitmiyorum,  olmuş.

Ahmet Uluçay da “Uzun metrajlı bir film çekmeyi” hedefi ve hayatının amacı yapmış.  Yaşadığı tüm zorlukları aşarak “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” adlı uzun metrajlı filmini çekmiş.

 Uluçay’ın, Karpuz kabuğundan Gemiler Yapmak filmi yurt içinden aldıkları yanında yurt dışından da pekçok ödülü toplamış, Türkiye’ye getirmiş. Sonra; kısa bir süre sonra ölmüş.

Işık sızacak bir yer mutlaka bulur…

Mustafa Amca; Ürgüp’ün meydanına eşeği ile heykeli dikilen kütüphanecimiz…

Ürgüp kütüphanesine atandığında, kütüphaneye kimsenin uğramadığını görmüş. Al maaşı yan gel yat yerine; bir eşek satın almış, iki de sandık yaptırmış. Kitapları sandıklara, sandıkları eşeğe yükleyerek köy yollarına düşen adamdan söz ediyorum…

Yasaklamışlar köy yollarına düşmesini. O da kütüphaneye on dikiş makinesi kazandırmış. Ürgüplü Bayanlardan o kadar çok talep olmuş ki… Mustafa Amca makineye geçemeyenlere kitap dağıtmaya başlamış. Işığın yayılmasına katkı sağlamayı böylece sürdürmüş.

İkiyüzellibin Dedemizin, Çanakkale’yi geçilmez yapan hedeflerinin kutsallığı önünde saygı ile eğiliyorum.

Ama sormadan da edemiyorum; kaç gencimiz, çocuğumuz Çanakkale’yi gördü?

Çanakkale’yi görmek ve anlamak eğitim politikamızın bir parçası haline getirilmelidir. 

Artık kesin olarak biliyoruz ki; demokrasi ve ekonomi sarmalı ayrılmaz bir ikili. Temeli ise eğitimdir. Eğitim yurt sevgisi ve hoşgörü, girişimcilik, iş yapma kalitemiz gibi ortak ruh halimizi yaratmalıdır.

MOKS

İlk açılımı şu;

Meşe odunu, kızılcık sopası(!)

İkinci açılımı ise;

Motive et, katılım sağla(dır)…

Yaşamımız; sus, sen karışma, eski köye yeni adet getirme, sen küçüksün ile şekillendirildi.

Şimdi ise hedeflerimizin olması, kendimizi yönetmemiz, kendi yaşamımızın lideri olmamız isteniyor.

Süpermen Türk Olsaydı, pelerinini annesi bağlardı

Ne Çinli, ne Japon, ne de Hindistanlı bizden akıllı; ne de rengi siyah olan aptal.

 İş Eğitimde.

Bizde çocuklar bez bebeklerle incik, mıncık oyunlar ile oyalanırken ana sınıflarında; AB ülkelerinin pek çoğundaki bebişlere yönetmeleri için şirketler, belediyeler ya da şehirler verilerek oyunlar oynatıyorlar. Verilen bir sorunu bireysel ya da takımlar halinde çözerken eğlenmelerini sağlıyorlar.

Ya sertifikalı eğitim programları

“Üç dört yaş için; Sertifikalı el yıkama eğitimi programı”,

 “Dört yaş gurubu için; sertifikalı ayakkabı bağı bağlama eğitimi programı

“Beş altı yaş için; sertifikalı –sokakta- yürüme eğitimi programı

“Bir üç yaş gurubu için, mama sandalyesi dışında yemek yiyemeyeceği öğreten eğitim programı”

Trabzon metrekaresine en fazla spor tesisi düşen bir şehir haline geldi. Temmuzda “AB Olimpik Gençlik Festivalini” yapacağız. Sahilde ise harika bir yürüyüş parkurumuz var.

Şampiyonluğu kovalayan bir takımımız ise hepimizi gururlandırıyor.

Ama;

Trabzon’un gelişmişlikte ki yeri ise 41. sıradır.

Bir başarıdan söz edeceksek, Trabzon’da  işsizlik ve bunun doğal sonucu göç en önemli sonucu doğuran sorunumuz olmayı sürdürüyor.

SONUÇ olarak;

Yepyeni kavramlarla karşı karşıyayız. Sürdürülebilirlik bunlardan biri. Gel geç ya da rastlantılara dayalı hedeflerle hayatımızı anlamlı hale getiremeyiz. Seçim sathı mahallinde,. kalıcı (sürdürülebilir) başarılar için çözümler üretmek çok daha anlam kazanıyor.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR