Recep Ergenç

Recep Ergenç

Salgın felaketinde düşündüklerim (1)

Tüm dünyada olduğu gibi, Trabzon’da da Covid 19 felaketi günlerinden geçiyoruz. Salgın günlerinde insan sistemi sorguluyor ister istemez, yerleşik düzeni, ekonomik aktörleri, olanı, biteni ve olabilecekleri. Durup beklemek mi lazım, yoksa deli soruları sorup, yerli yersiz cevapların ardına düşmek mi? Net bir cevabı yok bunun, bana göre soru sormaktan ve sorgulamaktan hiçbirşey alıkoymamalı bizi.

Devletin sorumluluğu nedir?

Harvard Üniversitesi’nden politik ekonomi profesörü Dani Rodrik çok yerinde bir kriz tanımına yer veriyor yazısında; “Krizler iki farklı biçimde gelir: Kimsenin olmasını beklemediği için tamamen hazırlıksız yakalandıklarımız ve gelecekleri kesin olduğu için önceden hazırlıklı olmamız gerekenler.”

Mesela deprem, geçmişte defalarca yaşadık, yakın tarihte yine geleceğini biliyoruz, ancak incir çekirdeğini doldurmayacak hazırlıkları saymazsak, hazırlanmıyoruz.

Bu salgın bittiğinde ders çıkarır mıyız?

Dilerim.

Bir plansızlık örneği daha

Tam da bu günlerde, bir plansız adım daha görüyoruz.

Trabzon Üniversitesinin (TRU) yeni açılacak bölümleri Yüksek Öğretim Kurumundan (YÖK) onay aldı.

Çok sevindirici değil mi? KTÜ kadar büyük ikinci bir üniversiteye kavuşsak, Trabzon adına güzel olmaz mı?

Ama bir sıkıntımız var.

Nedir?

Yerimiz yok!

Haydaaaa! E napacağız?

Rektör Hoca bir-iki yıl yeni bölümlerin açılmasını erteler, sorun olmaz.

Bu mu yahu çözüm? Başka çözüm yok mu?

İlgili bölümlere hoca ve yer bulabilirse krizi yönetmiş olur.

Neden bu adımlar planlı atılmamış?

.....

Sessiz çığlık

Belki çoğunuz duymuyor ama burada sessiz bir çığlık var.

Ben bu çığlığa kayıtsız kalamadım, siz de kalmayın.

Bu çığlığın birinci kısmı, akademisyenlerle ilgili. Hassas konu. Dertli insan da çok, İkinci kısım ise, fiziki alan yetersizliği. Benim elimden, ikinci kısma destek vermek gelir.

TRU’nun; zaten üst üste olan bölümlerinin tıkış tıkış halini biliyoruz. Yeni açılacak bölümler ve anabilim dalları ile birlikte ikinci bir kampüs bulmak anlamına geliyor.

Üstelik KTÜ, kendisine lazım olduğunu belirterek, TRU’dan “Hukuk Fakültesi”nin bulunduğu binayı terk etmesini istemiş, tahliye için tarih bile belirtilmişti.

Konservatuar, Turizm MYO sıkışıkken yeni alanlara, bölümlere nereden yer bulanacak?

Kriz yönetimi tam da budur.

Sorun varsa, çözüm her zaman vardır.

Sekreteryasını Büyükşehir Belediyesinin yapacağı, kanaat önderlerinin (STK’ların) yer alacağı, başkanlığını Valimizin yapacağı, her partinin görüş ileteceği, şehrin ortak aklının çalıştırılacağı bir hazırlık sürecinin içinde sorunu çözebiliriz. Gönül bu birlikteliği ister.

Diğer taraftansa, TRU’nun bu sıkışmışlığı çözüldüğünde, Trabzon ekonomisine olan katkısına yer verilecek bir rapora bağlanarak önerdiğim kurula anlatılmalıdır. Yoksa bu yatırım neden yapılıyor?

Benim yeni kampüs önerim yine açık ve net; Trabzon değerli arazilerinden olan Sarı Kışla (Hasan Paşa Kışlası) TRU’ne tahsis edilmesi ile TRU ikinci yerleşkeye kavuşturulabilir. (Bu konudaki önceki yazımı şuradan okuyabilirsiniz. TIKLAYIN)

Covid 19 un yarattığı sosyal ve ekonomik yıkım, elbette zamanla geçecek. Tam da bu dönemde üniversitelere büyük rol düşecek, bu konuda araştırmalar yapılacak, tezler yazılacak. Umalım ki, yerele değer yaratacak işler çıksın üniversitelerden.

Yani derim ki, salgın sonrası önümüzde duran konulardan biri de TRU’nun sıkışmışlığıdır. Rektörlük kadar ağabeylik görevi yüklediğimiz Büyükşehir’e ve Valimize de sorumluluk düşer.

Dipnot:

TRU’de açılacak yeni bölümleri görünce, şu eksikleri not etmeden geçemedim:

Eksik 1: Aklımızda olan “Kuyum sektörünün beklediği tasarım (takı)” ve “Tıbbi ve aromatik bitki” bölümleri

Eksik 2: Trabzonlular “destekleme derneği” kurduğu “Konservatuarımız” için beklenen bölümler

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR