Mehmet Şal

Mehmet Şal

Patinaj eden Trabzon

Her şartta her durumda yaşanılanları görülenleri icraatları, doğruları, yanlışları; taraf olmadan ama yaşadığı toplumdan yana taraf olup objektif, realist, samimi olarak dile getirmek icap eder.

Her birey özüyle sözüyle bu çerçevede görev ve sorumluluk üstlenmelidir. Korkmayarak, sinmeyerek,pasif duruş göstermeden, kırmadan dökmeden, itham ve hakaret etmeden saygı ve sevgi, vicdan, etik değerler dairesinden hareket edip doğru gördüklerini ifade edebilmelidir insan olan.

Konuşmak bir isyan bir başkaldırı değildir. Daha iyi için duygu ve düşünceleri paylaşmaktır.

Memleket ve Trabzon aşığı bir vatandaş olarak düşüncem Trabzon'umuzu; köklerine bağlı ve köklerinden güç alarak geleceğe yelken açıp geleneksel ve modern kimliğini uyumlu hale getirmek ve hem görsel hem içsel hem tarihsel hem kültür hem ekonomik hem sosyal hem turistik hem de politik dokusunu yeniden dizayn edip, etkin kılmaktır.

Trabzon'un; yaşanabilir, mutlu, güvenli, huzurlu, bir kent haline gelmesi, gıpta ile bakılan bir cazibe merkezi şehir kimliğine, iklimine acil ihtiyacı olduğunu görüyorum. Bunun gerçekleşmesi için konuşmaya, projelere, icraatlara ve bunları hayata geçirebilecek daha iyiye, yeni çıkış yollarının taşlarını dizecek şehrin çehresini değiştirecek yeni yüzler görmek gerekir diye düşünüyorum.

Yoksa susmakla, çekinmekle, bana ne demekle bir yere varılamaz. Öyle kıyıda köşede şehir dedikoduları yapmakla veya yanlışlar, eksikler, gedikler karşısında susmakla varılacak nokta yoktur. Varılsa varılsa olanla yetinmeye veya patinaj etmeye devam etmek olur ki; Trabzon şehri ve halkı kanımca bunu yaşıyor. Ancak bu suskun kadim şehir bunu haketmiyor.

Anadolu'nun ve Karadeniz'in incisi olan Trabzon şehri ve halkı, eşdeğer şehirlerle kıyaslandığında üzülerek görüyorum ki; kendini çevreleyen ağları ve gelişimini engelleyen kabuğu kırmayı bir türlü başaramadı. Başaracak gibi de gözükmüyor.

Trabzon; tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik, politik, etik vb. değerlerini öne çıkaran adımlar atma yerine bu değerlerini aşındıran hatta bütünüyle kaybetme noktasına gelen hatta büyük oranda kaybeden şehir oldu.

Şehrin bu durumu şehir halkını yıllardır değişmeyen bu yapının değişmeyeceği kanaatine ve karamsarlığına itmiş gözüküyor. Komşu şehirler ve bir çok büyükşehir el birliği ile hareket edip şehirlerini yaşanabilir alanlara çevirmiş durumda. Ya Trabzon ? Yüzyıllara meydan okuyan bu şehir daha iyisini hak etmiyor mu ?

Malesef; Trabzon' un özünde olan büyük potansiyeli; sen ben tartışmaları, senin değil benim olsun anlayışıyı, köşe başlarını hep aynı zihniyet ve görüşteki kolondorların tutması, birbirine hükmetme egosu, şehrin ortak aklının işletilmemesi, sen ne anlarsın benden daha mı iyi bilirsin ukalalıkları, kentteki hizipleşmeler, kısır çekişmeler politik sürtüşmeler gibi durumlar Trabzon'a batinaj çektiriyor. Yazık değil mi ?

Ortak aklı sıfırlanmış ve devre dışı bırakılmış, ben yaptım oldu anlayışı bir çok alana nüfuz etmiş durumda.

Şehre dışarıdan gelenler her gelişinde şehrin ya yerinde saydığını ya da geri gittiğini söylüyor. Şehirde herkes bunu konuşuyor ama sadece konuşuyor.

Üzüntü veren şey, herkes görüyor ama gerekli yerlerde konuşmaya gelince susuyor. Susmak kabullenmektir. Halbuki konuşmak, şehrin ve halkın gelişiminin önünü açmaktır.

Bu durumun hiç kimseye faydası yok. Aksine zararı var. Kentin icra makamları mülki ve yerel birimleri, STK'ları Trabzon'u kaliteli şehir haline getirmek istiyorsa; konuşmak ve konuşturmak, fikirlere açık olmak kentin ortak aklını yeniden işlevsel hale getirmek durumundadır.

Şehrin ulusal ve yerel birimleri işbirliği içerisinde olmalı. İlgili birimlerle plan, proje oluşturma ve geliştirme, karar alma ve uygulama konusunda işbirliğini üst düzeye çekmelidir. Trabzon söz konusu olunca şehirde akan sular bir araya toplanmalıdır. Ayrı ayrı telden vurmamalı.

Bunların olabilmesi için Trabzon'u yerel siyaset rekabet üstü kent haline getirmek gerekir. Trabzon, söz konusu politik çıkar ve görüşleri bir tarafa bırakıp birlikte hareket edilmelidir.

İşte bu mimvalde; Trabzon'un bu iklime ve kimliğe ulaşması için yeni nefeslere yeni yüzlere, ufku geniş Trabzon paydasında her renge kucak açan, gökkuşağı gibi reng armonisi oluşturabilecek yeni ruhlara ihtiyaç vardır.

Ne yazık ki; her dönemde her köşe başında hep aynı insanları görmekten bu kent yoruldu. Zaman ve şartlar değişiyor birileri hep köşe başında görevin kendine yeniden gelmesi için bekliyor.

Trabzon'unun; şucu bucu demeden, işi bilen özellikle genç, dinamik, aktif, bilgiligi, üretken, sonuca kısa yoldan giden, projeci, icraatçı, yönetim ve yönetişimi güçlü yeni çehreleri devreye sokacak toplumsal iradesine ihtiyacı vardır.

Trabzon özelinde politik çekişmelerden, kısır tatışmalardan uzak duracak, söz konusu Trabzon ve halkı olduğunda şucu bucu demeyecek, işinin ehli, liyakatli Trabzon şehrini, halkını
ve dinamiklerini iyi bilen, tecrübeli insanlarının birikimlerinden yararlanan, şehrin var olan potansiyelini ortaya çıkarabilecek, insanları ötekileştirmeyen, senin benim adamım demeyen, Trabzon sevgisini öne alan, toplumsal hak ve hukuktan yana olan, her alanda etik değerleri elden bırakmayan, bireylere değil şehrin ortak menfatlerine hizmet edecek,, Trabzon'u hakkettigi yere taşıyacak yeni nefesler, yeni sesler, yeni simalar huzura çıkmalıdır.

Şehrin geleceği adına; ince hesaplar yapma veya susma yerine Trabzon paydaşları olmabilme, konuşabilme, çalısabilme, üretebilme, söz sahibi olabilme aslolandır.

Yoksa; umutsuz bakışlar, karamsarlıklar, anlamsız konuşmalar, kıyıda köşede dedikodular, ne olacak bu şehrin hali serzenişleri değişmeyecektir. Şehri çevreleyen kabuk daha da kalınlaşacak, yerimizde saymaya devam edeceğiz demektir.

Trabzon, adından ve kendinden daha büyük bir şehirdir. Böyle gidilirse değişmeyen hakikat değişmezlik olacak, bu güzelim şehre yazık olacaktır.

Şehrin, halkının ve gönül verenlerinin ortak sevdası, ortak paydamız TRABZONSPOR'umuzun kutlu yolculuğunda yaşamakta olduğumuz ve sonunda yaşayacağımız o büyük tarifsiz sevinçe giden yolda nasıl birliktelik sağlandıysa, Trabzon şehrinin de kendi içinde birlikte hareket ederek mutluluğa yeni adımlar atması en doğal hakkı olsa gerek.

Ancak eskiyen ve yıpranmış yüzlerle değil ufku geniş yeni nesillerle, genç birikimli, kaliteli, liyakatli insanlarla, yeniliğe açık, çalışmaya aç, ben değil biz diyen, Trabzon için yatıp kalkan yüzleri kanımca görmek gerek. Şehrin akilleri bu yeni yüzlerin önünü açmalıdır.

" Trabzon, Türkiye'nin çimentosudur. " deniyorsa o çimentonun en iyisini ve en kalitelisini elde etmek, Trabzon'un her evladının gayesi olası gerek.

Tüm bunların yanında bugüne kadar Trabzon'un kalkınması ve gelişmesi için el uzatan, taşın altına elini koyan, çalışan, emek veren varını yoğunu ortaya koyan ve koymakta olan Trabzon sevdalısı her kim varsa kendilerine şükranlarımı sunuyor, teşekkür ediyorum. Kastım asla insanları kırmak değil politik eleştiri yapmak değil Trabzon'un hızlı adımlarla modern çağın örnek, yaşanılabilir, keyif alınan şehir olmasını temenni etmektir.

Geleceğin şehrini birlikte inşaa etmek ve gençlerin önünü açmak temennisiyle...

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR