Recep Ergenç

Recep Ergenç

Pandemide yeni metotlar

Salgın günlerinde TRU Spor Bilimleri Fakültesi öğrenci alımında yepyeni bir model oluşturdu.

Pandemi döneminde nasıl öğrenci alınmalıydı, önce bir Türkiye taraması yapıldı, kim, neyi nasıl yapıyordu? Sonunda adaylardan spora olan ilgisini belgelemeleri istendi. Yeni öğrencilerin belgeleri ile internet üzerinden kayıtları alındı. Puanlandılar, sıralama ortaya çıktı.

Belge?

Belge dediğimiz; ilgili Federasyonlardan alınmış maç esame listeleri, Gençlik ve Spor’dan alınmış lisans bilgileri, federasyonlardan alınan millilik belgeleri müracaatta kullanıldı.

İnternet üzerinden yapılan kayıt başvuru formları doldurma işleminde her öğrenci kendi puanını da hesaplayabiliyordu. Destek de alabildiler.

Tüm katılımcıların hem kendi emekleri, birikimlerinin oluşturduğu sporcu öz geçmişleri sıralamayı sağladı. Bu sıralamaya TYT ve Okul puanları da eklendiğinde TRU Spor Bilimleri Fakültesine giriş puan sıralaması elde edildi.

Almanya’da da aşağı yukarı böyle…

Pandemide yeni metotlarKabul edilen öğrenciler arasında kimler yok ki; Trabzonspor’un kalecileri en başta sayabiliriz. Bu durum okula artı puan da kazandıracak…

Günlük politikanın at koşturduğu alanlardan hep uzak durmaya çalıştım. Bu yazıda paylaşmak istediğim düşünceler de, günlük anlatımlardan çok, uzun soluklu gelişme yaratmakla ilgilidir.

Bir hususun altını çizmeliyim; “kısa mesajla iletişim kurarsınız, ama asla düşünce geliştiremezsiniz(*)” genellemesine ben de katılıyorum. Kısa mesajlı iletişim üzerine kurulu tartışmaları, “küçük resmin ayrıntılarına saplanarak, büyük resmi gözden kaçırmak” gibi sonuçlar yarattığını iddia edenlerin düşüncelerini onaylıyorum. Olay ve olguların sonuçlarına yüzde 90 zamanımızı harcarken, dip dalgalarla ilgili eğilimlere az zaman ayırdığımızı söyleyenlerin de yüzde 100 haklı olduklarını düşünüyorum. Yazı insanının, “ben bütün tarafların görüşlerini aktarıyorum, herkese uzak mesafede duruyorum” tezinin doğru olamayacağını, bildiklerimizi “ortak paydaya indirerek” daha geniş kitlelere ulaştırmanın da temel sorumluluğumuz olduğunu gözden ve gönülden ırak tutmuyorum.

Geçmişten ders almak

Almanya’da yaşayan ikinci kuşak Maçkalı Dr. Ayhan Yavuz’un oğlu Emre de tıp Fakültesi hayali ile okula başvurmuştu. Hayali olan okula transkripti (mezuniyet ders notları) yetmemişti. Okul, Emre’nin okula girişi için kapıyı açık bırakarak; bir yıl ambulans şoförlüğü yaparak transkriptine ek puan kazandırdı, tıp mesleğine sevgisini ispatladı ve bir sonraki yıl okula kabul edildi. 

Yaşananları bütün yönleriyle kabullenir ve sorgularsak, daha iyi anlamlandırabiliriz. Bilgi, uygulayabildiğimizdir. Anlama, bilgiye akıl katabilmektir. Anlamlandırma da, anladıklarımızdan yeni ürünler, yeni iş yapma metotları geliştirerek toplumun işini kolaylaştırmak ve refahını artırmaktır.

“Metot o kadar önemsizdir ki, sadece esası etkiler…” Sağlıklı bir gelecek inşası için önce düşünme ve tartışma metotlarımızı sorgulayalım ki, ülkemize enerji kaybettiren gereksiz olaylarla bir kere daha yüzleşmeyelim

*Rüştü Bozkurt-Dünya Gazetesi

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.