Anladık, hücum gücünde iki önemli silahın Ekuban ve Nwakaeme rahatsız, Parmak pandemi kontrolünde, Flavio cezalı, Trondsen ilk yarıyı kapattı.

Tamam da rakibinde aynı. Hasan Ali, Uğur, Azubuike sakat, Chadli de pandemi kontrol tedavisi dediler.

Yani Trabzonspor, neredeyse sahaya eşit şartlarda çıktı gibi. Hücum gücünde özellikle kanatlarda etkili olamayınca, bu açığı Pereira ve Marlon ile bindirme yaparak kapatmaya çalışan Trabzonspor, ilk yarının ve ikinci yarının son 10 dakikaları hariç, istediği oyunu ve baskıyı kuramadı. O baskıyı geçen yılın şampiyon yapılan! takımı kurdu. Bakmayın bu takımın ligin dibine demir attığına, şimdilik dinleniyorlar, hızla su üstüne çıkacaklar.
                    
                                                                                  *

Toplam bin 200 kapasiteli Medıcal Park localarındaki 600 bordo mavili taraftar, zaman zaman loca dışından 300 Spartalı gibiydiler! birazcıkda olsa desteklerini esirgemediler. İlk 45 dakikada neredeyse hatasız oynayan Başakşehir defansı, 5 sabit adamıyla yerlerini hiç terk etmeyip, bordo mavili oyunculara neredeyse "peş" yaptırmadılar!

Ev sahibinde genç Safa Kınalı ilk kez ilk 11'de yer alırken, rakip sahaya fazla sürede hakim olan konuk ekip oldu. Özellikle ilk dakikalarda yan pas hastalığına kapılan Trabzon kalesi ve defansı, yürekleri hoplattı. Oyunun üçte birlik bölümü bittiğinde, dört rakip oyuncunun yanından köşeye vurup golü bulan İrfan Can Kahveci, kendi kulübesinde hop oturup hop kalkan Okan hocaya da, orta şekerli kahvesini söyledi.

Başakşehir'in kontrollü baskısının, bordo mavililerin orta saha ve hücumdaki önemli oyuncularının olmamasının da etkisi oldu diyebilirim. 
                 
                                                                                    *

Newton'un öğrencileri 90 dakikanın diğer bölümlerinde çok etkili asla olamadılar. Kendi evinde değil de, deplasmanda gibiydiler. İkinci 45 dakikanın başlarında beklenmeyen bir anda Trabzon'un belalısı Visca'nın gol olan şutu, yenik duruma düşen takımın morallerini alt üst etti. Başakşehir'in ligde bugüne kadar Trabzonspor'a attığı 20 golün 6'sında bu adamın parmağı var. Tam bir cinayet anahtarı!!!

Son transfer Vitor Hugo, çok iyi kumaşını belli etmesine rağmen, böyle bir ters günde ilk 11'de yer alması talihsizlik oldu. Bu akşam Lewis Baker gibi bir oyuncunun yürüyerek oynaması, hiç ama hiç hoşuma gitmedi. Yakışmadı. Bunu Hüseyin Türkmen yapsaydı, çocuğu yerin dibine sokar çıkarırdınız değil mi? Ya Diabate, şaka yaptı sanırım.

Her iki takımın son bölümde yaptıkları oyuncu değişim varyasyonları, ne oyuna gireni çıkan, nede oyundan çıkanı, giren arattı cinsinden idi. Sadece Safa'yı niye kenara aldı onu düşünüyorum. Sezon başından beri, bir hafta tam sağlam kadroyu yakalayamayan Trabzon takımında, isimlerini yazmayacağım ama 3-4 kişi sırıtmadı. Zaten her iki takımında bu 90 dakikadaki perşembesi, çarşambanın gelişinden belliydi! Son hazırlık maçlarında Trabzon dışarda Erzurumspor'a 2-1 mağlup olurken, Başakşehir, Kasımpaşa'yı deplasmanda 5-0 yenmişti. Bu Başakşehir böyle devam ederse, grubundan çıkarmı bilmem ama, Şampiyonlar Ligi'nde bile puanlar alabilir. 
                 
                                                                                   *
Karşılaşmanın hakem dörtlüsü bana göre temiz bir maç yönetti. Anlayacağınız; bu takımın bu akşam ne for hattı, ne orta sahası vardı. Mağlubiyete rağmen ayakta durabilen defans bloğuydu. Ve bu takımın ne Trabzonsporluluk ruhu, ne rakibin oyununa tepkisi, ne oyuna karakterini yansıtmak nede yenme niyeti vardı. Hani umudun bittiği yerde inat vardı. O da yoktu. Geçen yılki tiki-taka oynayan, ayağa çok ve süratli pas yapan o takımı aramıyorum değil. Önümüzdeki hafta Fener deplasmanıda böyle biterse; Önümüzdeki Ocak ayında Katar - Doha'da oynanacak olan Süper Kupa finalinde, Başakşehir'i mağlup edip, kupayı havaya kaldıracak olan Trabzonspor teknik adamının, Eddie Newton olacağını sanmıyorum!