İstanbul’un kafadaki 4 takımı bu hafta puanlar kaybedince, Trabzon-Göztepe karşılaşması 12 puanlık bir maç olmuştu.

Yalnız, genelde bu tip haftalarda son maç Trabzon’un ise genelde kaybederdi, alması gereken 3 puanı kaçırırdı.

Yine öyle oldu.

Daha oyunun başında Olcay’ın şut,pas karışımı altı pasa gönderdiği topaönce Okay, sonra Rodallega ıska geçince, top yan direğe çarparak kaleci Beto’nun kucağına gitti.

İşte şansızlıkların başlayacağının habercisi bu pozisyondu.

*

Çok soğuk olmayan çiseli bir havadaki bu 90 dakikada, özellikle oyuna hakim olan taraf bordo mavililer olmasına rağmen, hücum da kötü bir 45 dk. yaşayan Rodallega ve Olcay ikilisi takımlarına asla tamamlayıcı olamadı.

Onazi’nin yerine her nedense yine Kucka ile başlayan Rıza hoca, Sosa’ya da ilk kez 11 de forma verdi.

Sadece duran toplarda ‘’varım’’ diyen ve yıllar sonra yeniden Trabzon deplasmanına gelen İzmir ekibi, ilk yarıda hiç etkili olamadı.

Trabzonspor’da özellikle maça iyi başlayan Okay’ın iki gollük kafa şutunu, son anda kornere çelen Kaleci Beto’yu alkışlamak lazım.

Bu maçın ilk yarısında ev sahibinin en kötü enstantane veren oyuncuları, Rodallega ve Olcay olurken, Göztepe’de hücumda etkisiz kaldı ve ikinci yarıya yeni transferi Demba Ba’yı, Sabri’nin yerine oyuna alarak başladı.

*

Ev sahibinin ligin zirvesi için bir seri yakalaması adına önemli ama zor olan bu maçta, Göz Göz takımı da oyundan hiç kopmadı.

Trabzonspor’un eski oyuncusu Tamer Tuna‘nın takımı, genelde kontra toplarla şansını denemeye çalıştıysa da bunda 90 dakika boyunca Muaffak olamadı.

Fenerbahçe maçına şehir ve yurt dışından gelenlerle birlikte, kendi tribünlerinde ful çeken ev sahibi takım, bu maçta tribünleri dolduramadıysa da ona inanan taraftarları tribündeki yerini almıştı.

Bu iş öyle imkanı varken maça gelmeyip, ekran karşısında kendi takımına sallamayla olmuyor hanımlar,beyler.

Göztepe taraftarı iki otobüs İzmir’den kakıp gelirken, stadyumun burnunun dibindeki Akyazı’dan, Beşirli’den ciddi bir engeli olmadan, pazartesi akşamını bahane edip maça gelememeyi ayrı bir sorgulamak lazım.

*

İkinci yarıda tüm geçmiş dakikaların ardından, oyunun üçte birlik son bölümünde, Olcay yerini Yusaf’a. Kucka’da, N ‘Doye’ye bıraktı. Konuk takımda da Halil, Ghilas değişikliği yaşandı.

Bu yarıda top yine sarı kırmızılıların yarı alanında daha fazla kaldı.

Bir şey dikkatimi çekti. Başka bazı takımlar gibi Göztepeli oyuncular saha içerisinde hiç çirkefleşmedi. Bilerek çokta vakit geçirmedi. Adam gibi oynadılar. Hak ettikleri puanı aldılar.

90 dakika boyunca adeta Çanakkale geçilmezi oynayan sarı kırmızılıların defans bloğunda Kaleci Beto, Traore, Kosanovic, Kadu ve Tanju gerçekten Trabzonspor’a duvar ördü.

Trabzonspor’da Kamil Ahmet performans yükselten oyunculardan olurken, son dakikada yine harika kafa vuruşunu Beto’nun kurtardığı Okay, bana göre bordo mavili takımda gecenin en iyi oyuncusu oldu ama fayda etmedi.

*

Rodallega bundan sonra oynamadığı zaman niye oynamıyorum acaba diye bir daha sormasın.

Novak’ın 80. dakikada iki rakip oyuncunun makasında kalıp, altı pasın içinde indirilmesine her nedense orta hakem Hüseyin Göçek ‘’devam’’ dedi.

Göçek, aynı şeyi 90. dakikada Rodallega'nın rakibi tarafından indirilmesinde de tekrarladı.

Tribünler penaltı beklerken bu pozisyonu da es geçti.

Son 11 maçtır mağlup olmayan Trabzonspor, kaç haftadır da galip gelemiyor.

Özelliklede Burak olmayınca, hücumda maalesef sıkıntı yaşanıyor.

Alınan tek puan iki takımı da 32 puana yükseltirken, bir kez daha şunu gördüm.

Rakipleri puan kaybettiği haftada, son maçı oynuyorsa Trabzon, yine puan kaybetme hastalığını sürdürüyor.

Zevkli bir maç oldu, 3 puan gelseydi üstüne bal kaymak da olurdu. İzleyenler heyecanı sıcak yaşadı.

Trabzonspor takımı rakibine oranla daha baskılı oynamasına rağmen, hani derle ya gol olmayınca olmuyor.

İşte yine olmadı.