Kronik Böbrek Hastalığı nedir? Belirtileri, tedavi yöntemleri ve daha fazlası

İmperial Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Muammer Cansız Kronik Böbrek Hastalığı ile ilgili Haber61’e açıklamalarda bulundu.

Kronik Böbrek Hastalığı nedir? Belirtileri, tedavi yöntemleri ve daha fazlası

İmperial Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı, Doktor Öğretim Üyesi Muammer Cansız Kronik Böbrek Hastalığı ile ilgili tüm detayları Haber61'de ekranlara gelen 'Şifa Olsun' programına anlattı. Kronik Böbrek Hastalığı nedir? Belirtileri, tedavi yöntemleri ve tüm detayları haberimizde…

Böbrek hastalığının tedavisiz bir hastalık olmadığına vurgu yapan Muammer Cansız, “Hastaların korkmaktan ziyade hastalığı benimseyip, gerekleri ile yaşamaları, sağlıkları ve hastalığın gidişatı için en uygun olanıdır. Günlük en az 2,5-3 litre su tüketimi, tuzdan, tütünden uzak duralım. Hastalığı benimseyip takibini ve tedavisini gereklerine göre yapalım” dedi.

Kronik Böbrek Hastalığı nedir? Belirtileri, tedavi yöntemleri ve daha fazlası

Uzman Dr. Muammer Cansız şu ifadeleri kullandı;

MUAMMER CANSZI KİMDİR?

İlk, orta Lise öğrenimim Trabzon. 1983’te Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, 1989’da mezun olduktan sonra Mardin Kızıltepe’de hizmete başladım. Sonrasında 8-9 yıl kadar Trabzon’da sağlık ocaklarında pratisyen hekimlik. 1999-2003 arası İstanbul Ok Meydanı SSK Hastanesinde İç Hastalıkları Uzmanı olarak eğitimimi tamamladıktan sonra Zonguldak ve Trabzon’da görev yaparken 2009 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi’nde Nefroloji bölümüne giriş yaptım. Burada 5 yıl hizmetten sonra Şanlıurfa’da mecburi hizmet. Sonra KTÜ’de öğretim görevlisi olarak 4 yıl çalıştım. 32 yıllık bir kamu hizmetinden emekli olarak İmperial Hastanesinde hastalarımızla buluşma noktasına geldik.

KRONİK BÖBREK RAHATSIZLIĞI NEDİR?

Kronik böbrek rahatsızlığı dünya genelinin yüzde 15’i etkileyen küresel bir sağlık sorunu. Her 7 kişiden birinde böbrek rahatsızlığı mevcut. Böbrek rahatsızlığı ikiye ayrılıyor. Biri yapısal rahatsızlıklar. Diğeri biyokimyasal rahatsızlıklar var. Bu rahatsızlığı 3 aydan fazla sürmesi durumuna ise Kronik böbrek rahatsızlığı diyoruz. Çok yaygın ve ilerleyici bir hastalık. Böbrek fonksiyonunun kalıcı kaybı ile birlikte böbrek nakli veya diyalize götüren bir süreç.

KRONİK BÖBREK RAHATSIZLIĞININ EN ÖNEMLİ NEDENLERİ

Obezite ile direk ilişkisiz var. Obezite olan kişilerde olmayanlara göre böbrek hastalığı riski 7 kat yüksek. Kronik böbrek hastalığının en sık nedenleri, hipertansiyon ve şeker hastalığı. Böbrek hastalıklarının bu kadar yaygın olmasının nedeni Hipertansiyon ve şeker hastalığının epidemi (salgın hastalık) düzeyinde olması. ABD’de yetişkin nüfusta her iki kişiden birinde hipertansiyon var. Şeker hastalığı da bir o kadar sıklıkta. Kronik böbrek hastalığı bu iki hastalığın yeteri kadar kontrol edilemiyor olmasından dolayı fazla görülüyor. Genetik faktörlerde bunda rol oynuyor.

BELİRTİLERİ

En erken belirtisi gece idrara çıkma sıklığının artışıdır. Bunu hipertansiyonda da, diyabette de görürüz. Yetişkin normal bireylerde gecede birden fazla idrar çıkışı olmaz. Biden daha fazla idrara çıkma bir böbreğin zorlanma döneminde olduğunu gösteren erken belirtilerden biridir. Genel bir kırgınlık, bitkinlik hali olabilir. Bunlar erken dönem belirtileridir.

TANI KONMASI

Sinsi bir katil. Genellikle bir belirti vermez. Biz kronik böbrek hastalığını 5 evreye ayırıyoruz. En küçük kızım 5. Evre olarak görülür. Diğer evreler belirtisiz evrelerdir. Takip edilmediği takdirde tanı almayacaklardır. Risk grubundaki hastaların etkin tanı ve kontrolü ile birlikte hastalığın ileri evrelere varması engellenebilir. Şeker ve tansiyon hastalarının belli aralıklarla kan ve idrar tetkiklerinin yapılması ve tedavilerinin ve diyetlerinin ayarlanarak hastalığın kontrolünün saplanması gerekir.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

İlerleyici ve kalıcı hasar yaratan bir süreç. Erken evrelerinde hasarın geri döndürülmesi de durdurulması da mümkün. Böbrek fonksiyonun azalmaya başladığı dönemden itibaren iki şansımız da yok. Sadece ilerleme hızının yavaşlatılması söz konusu. Hekim katkısından daha da önemlisi hastanın hastalığını benimsemesi ve hastalığın gerektirdiği yaşam şartlarına ve diyete uyum sağlanması ile geciktirilmesi mümkündür. Hastalıkla ilgili özellikle tercih ettiğimiz belli ilaç gruplarımız var. Ama hastalık bulgu verir hale geldikten sonra yapacaklarımız daha ziyade hastalığın sonuçlarıyla mücadele etmek. Son dönem olan üremik belirtilerin ortaya çıkması ile elimizde iki tedavi yöntemi kalıyor. Biri diyaliz, diğeri ise böbrek nakli. Cerrahi bir yöntem yok. Sadece bir patoloji var ise yani hızlı gelişen ve geri dönüşüm şansı olan tiplerinde, prostatın idrar akışını tıkaması ile karşımıza çıktığı durumlarda Ürolog arkadaşların müdahalesi ile çözülebilir. Taş hastalığında olabilir ama bunlar kronik hasar verdiğinde cerrahi müdahale söz konusu değil.

GENETİK FAKTÖRLER

Hem diyabet hem hipertansiyon çoklu genetik faktörler içerdiği için aynı ailede bir kişide bunların olması ya da böbrek hastalığı olması olmayanlar içinde riski artırır. Bu nedenle böbrek hastalığı olan kişinin ailesinin taranması önerilir.

TRABZON’DA GÖRÜLME SIKLIĞI

Çok büyük bir belirti verdiği ve tetkiklerle saptandığı için hastada şaşırıyor. “Benim bir şeyin yoktu”, “böbreğim ağrımıyordu” diyor ama bu hastalık böyle sinsi bir hastalık. Trabzon’da hastalığın sıklığı Türkiye geneli ile benzer. Türkiye genelinde yüzde 15 olan hastalık sıklığı bölgemiz içinde mevcut.

NELER YAPILMALI?

Hipertansiyonu ve diyabeti olan kişiler hekimleri ile temas halinde olmalıdır. İşlenmiş gıdalardan kaçınıp, tuzu kısıtlı, protein ve yağ alımı azaltılmış, yeşil sebze meyve tüketiminin çiğ ya da pişirilmiş olarak tüketiminin artırıldığı bir diyet. Durağan hayat tazından daha hareketli hayat tarzına geçiş. Haftada 5 gün yarım saat düzenli aerobik egzersiz, yürüyüş şeklinde öneriyoruz. Sigara ve alkolden uzak durmalarını öneriyoruz. Hipertansiyon ve diyabetin tedavilerine maksimum dikkat etmelerini öneriyoruz. Böbrek hastalığı tedavisiz bir hastalık değil. Hastaların korkmaktan ziyade hastalığı benimseyip, gerekleri ile yaşamaları, sağlıkları ve hastalığın gidişatı için en uygun olanıdır. Günlük en az 2,5-3 litre su tüketimi, tuzdan, tütünden uzak duralım. Hastalığı benimseyip takibini ve tedavisini gereklerine göre yapalım.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler