Mehmet Şal

Mehmet Şal

Holter Yayla'da!

Ülkemizde son yıllarda sağlık alanında ciddi yatırımlar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Başta yurt içi olmak üzere yurt dışından da hasta kabulü bu şartlar bağlamında yapılmaktadır. Ancak yapılan yatırımlar sağlık sistemindeki sıkıntıları bir türlü giderememektedir. Özellikle donanımlı hastanelerin büyük kentlerimizde yoğunlaşması neticesinde bu şehirlere çare, tedavi, deva aramaya giden insanlarımızın bir kısmı bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalabiliyor. Ülkemizde başta doktorlar olmak üzere hastane temizlikçisine kadar her kademede eleman eksikliği yıllardır çözülemeyen bir sorun olarak durmaktadır. Bu sorunların yanı sıra fiziki yapı ve teçhizat eksikliği hastaları ve yakınlarını başka çareler aramaya itebiliyor.

Trabzon kendi bölgesi içerisinde bir sağlık başkenti haline geldi. Bu durum şehirde yaşayan bütün insanları mutlu etse de başka illerden gelen insanlarla beraber oluşan yoğunluk nedeniyle tedavi sürelerinin çok uzamasına, doktor başına düşen hasta sayısının çok ama çok artmasına sebep olmaktadır. Ayrıca diğer illerden gelen hasta yakınlarının kalacak yer sorunları ve maddi külfeti karşılamak zorunda kalmalarına da neden olmaktadır.

Bizler, buralı olmamıza rağmen hastanelerde öyle anlara şahit oluyoruz ki; ağlasak mı, üzülsek mi, gülsek mi ne yapacağımızı bilemiyorum.Ara sıra öyle işlere imza atıyorlar ki ne diyeceginizi, ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz.

Bayramın 1. Günü sabaha karşı eşimin babası rahatsızlığı nedeniyle hastaneye götürüldü. Biz de hemen hastaneye ulaştık. Hastamıza müdahale edildi, yapılması gerekenler yapılırken "Holter" denilen bir cihazın kullanılması gerektiği söylendi. Cihaz vardı ama cihazı hastaya takacak olan sorumlu kişi artık bayram tatili mi, yoksa izinli mi bilmiyoruz yaylada olduğu söylendi. Önce durumu normal karşıladık. Sonra cihazı takacak nöbetçi çalışan var mı diye sorduk. Yok dediler. İnanamadık. Çünkü görevli memur bayram sonrası pazartesi gelecek dediler. Hastamızın durumunun ne olacağını sorduk. Bayram bitimine kadar hastanede kontrol altında olacağı söylendi. Yani 6 gün bekleyecektik. İşin ilginç yanı hastamızın hastanede olduğu günlerde holter cihazıyla ilgilenen kişi gelip hastaneye uğramış. İlgili birimde herhangi bir durum var mı yok mu diye sormuş, hasta ile ilgilenen kişiler hasta çıktı diye kendisine bilgi vermiş. Cevabı alan görevli arkadaş yaylaya tekrar geri dönmüş. Bütün bunları orada çalışan görevliler daha sonra kayın biraderime söylüyorlar. Bizler bunu duyunca gülsek mi, kızsak mı bilemedik. Ama çok şaşkındık. Tam bu sırada aklıma bu başlık altında şu fıkra geldi:

Temel parmağını kesmiş telaşla yeni kurulan aile hekimliğinin birine gitmiş. İçeri girince iki kapı çıkmış karşısına. Birinde "Hastalıklar" diğerinde "Yaralanmalar" yazıyormuş. Durumuna uyan " Yaralanmalar" kapısında içeri girmiş, önüne yine iki kapı çıkmış. Birinde "Kanamalı" diğerinde "Kanamasız" yazıyormuş. "Kanamalı" kapısından girince iki kapı daha önüne çıkmış." Hayati önemde olan" ve "Hayati önemli olmayan" diye iki kapı daha karşısına çıkınca "Hayati önemde olmayan" yazılı kapıdan girince kendisini sokakta bulmuş.

Evde sormuşlar:

-Temel sana iyi baktılar mı?

-Hiç iyi bakmadılar ama organizasyon iyiydi, demiş.

Hastamıza bakıldı bakılmasına ama bir bölge hastanesinde bir tane holter görevlisi mi olur? Öyle ya bu insanlar dinlenecek, tatil yapacak, acil işi olacak. Yerlerine birileri refakat edecek. Ama yoktu. Neticede sağlık sistemimizdeki aksaklıklar, ufak tefek de olsa bu gibi durumlar hem hastalarımızı hem ailelerini yormaktadır.

Dışarıdan bakıldığında harika gördüğünüz şeylerin içerisine girildiğinde eksikliğini hemen fark edebiliyorsunuz. Konu sağlık olunca da en ufak bir eksiklik, ihmalkarlık insanların sağlığını tehlikeye atabilmektedir.

Hastanelerin ünlü-ünsüz olması, bölge veya sıradan olması şu gerçeği değiştirmez. Ne kadar fiziki koşullar iyi olursa olsun insan eli değmeyince uygulanan tedavi anlam ifade etmiyor.

Bir fıkra ile bitirelim.

Bir gün Temel ve Cemal bir vapura binmişler.

- Cemal'in bavulu birden denize düşmüş. Cemal bağırmaya başlamış.

- Ula Temel bavulum denize düştü.

- Bağırma da, anahtarı bende dur Cemal, demiş.

Sonuç olarak; hem cihaz olsun hem sağlık çalışanı olsun herhangi birindeki bir eksiklik, sistemin kilitlenmesine ve sağlığın tehlikeye girmesine sebep olabilmektedir.

Ayrıca gördüğüm şu küçük eksikliği de hassasiyet açısından belirtmek isterim. 1 hafta boyunca her gün hastaneye gittim, geldim. Hastane girişinde dezenfektan var ama her girişte kontrolünü yaptım, dezenfektan kutusu sürekli boştu. Bu zorlu mücadelede hastane çalışanlarının emeklileri ödenemez ama ufak ayrıntıların gözden kaçırılmaması gerekir. Hem sağlık çalışanlarının hem de toplum sağlığı için hassasiyetin üst seviyede olması lazımdır.

Hastamız dün itibariyle taburcu edilmiş, bu süreçte yaşanan bir kısım gelişmeyi Temel fıkraları gibi gördüğüm için duygularımı sizlerle paylaşmak istedim.Yinede ilgileri, hizmetleri, emeği geçen tüm çalışanlara ayrı ayrı teşekkür ederim.

Her şeye rağmen uzun zamandır mücadelesini verdiğimiz covid - 19 salgınında emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ederken, vefat eden sağlık çalışanlarına ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet hastalara ve tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR