Peki o iddialar ne olacak ?

 Askeri casusluk ve fuhuş suçlarından tüm sanıkların beraatine karar veren mahkeme tutuklu sanıklar emekli Albay İbrahim Sezer, emekli Yarbay Mehmet Seyfetin Alevcan, Albay Tamer Zorlubaş, Deniz Mehmet Irak'ı da tahliye etti. İHBAR MAİLİYLE BAŞLADIAskeri

Peki o iddialar ne olacak ?

 

Askeri casusluk ve fuhuş suçlarından tüm sanıkların beraatine karar veren mahkeme tutuklu sanıklar emekli Albay İbrahim Sezer, emekli Yarbay Mehmet Seyfetin Alevcan, Albay Tamer Zorlubaş, Deniz Mehmet Irak'ı da tahliye etti.

 

İHBAR MAİLİYLE BAŞLADI

Askeri Casusluk davası, Emniyet birimlerine gelen bir ihbarla başladı. 28 Nisan 2010 tarihinde mail yoluyla gelen ihbarda, aralarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nden üst düzey subayların da bulunduğu bir çetenin fuhuş yoluyla kilit isimleri kandırdığı, kontrolü altına aldığı iddiası yer alıyordu.

 

İhbarı değerlendiren emniyet birimleri, aralarında iki Tuğamiral'in de bulunduğu (Tuğamiral Şafak Yürekli ve Tuğamiral Fahri Can Yıldırım) bir grubu incelemeye aldı. Soruşturma sonucunda 56 kişi hakkında dava açıldı.

 

DAVA SÜRECİ

Davaya 68 kişi ya da kurum da müşteki olarak dahil oldu. Savcı Fikret Seçen'in hazırladığı iddianame 10 Şubat 2011 tarihinde tamamlandı. Ardından da 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oy birliğiyle 23 Şubat 2011'de kabul edildi. Davanın ilk duruşması 20 Nisan 2011'de yapıldı.

 

TSK TARİHİNDE İLK

Davanın önemi, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarihinde bir ilk olması. İlk kez TSK'da muvazzaf subaylar casusluk iddiasıyla bir sivil mahkeme önüne çıkarıldılar. Daha önce benzer davalara askeri mahkemeler bakıyordu. Nitekim sanık avukatları da dava dosyasının yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilerek askerî mahkemeye gönderilmesini talep etti.

 

Cumhuriyet Savcısı Celal Kara, yetkisizlik ve görevsizlik taleplerinin reddedilmesi mütalaasını verdi. Mahkeme heyeti başkanı Metin Özçelik tarafından askerî şahısların sadece askerî suçlarla ilgili askerî mahkemede yargılanabileceğinin yasada düzenlendiği ve bu sebeple de yetkisizlik ve görevsizlik taleplerinin reddedildiğini bildirdi. Yargılamaya sivil mahkeme tarafından devam edildi.

 

GÖLCÜK DONANMA ÜSSÜNDE ARAMA

Dava süresinin en çok dikkat çeken gelişmesi Savcı Fikret Seçen başkanlığında Aralık 2010'da Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde arama yapılması oldu. Savcı Seçen başkanlığında İstihbarat Kısım Amirliği'nde yapılan aramada yer döşemesi altında 10 çuval belge ele geçirildi.

 

BALYOZ DAVASINI DA ETKİLEDİ

Gölcük'te yapılan aramada ele geçen belgeler arasında 43 klasörün de Balyoz Harekat Planı ile ilgili olduğuna karar verildi Bu belgeler Balyoz davasını yürüten İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

 

DELİLLER

Davanın ana delili, örgütün yöneticisi olarak suçlanan Emekli Albay İbrahim Sezer'in evinde DVD içinde bulunan dokümanlardı.


ÖRGÜT YÖNETİCİSİ EMEKLİ ALBAY İDDİASI

Savcı Seçen, delillere dayanarak örgütün yöneticisi olmakla suçladığı Emekli Albay Sezer hakkında 172 yıla kadar hapis cezası istedi.

 

İDDİALAR

Suçlamalar, aralarında TÜBİTAK görevlilerinin de bulunduğu sanıkların yabancı kadınlar aracılığıyla kritik görevdeki şahısları kandırdığı, fuhuş yaptırdığı, ardından da bu kişilerden şantajla kritik bilgiler ettiği üzerine kuruldu. Sanıklar, fuhuş ve şantaj yoluyla elde ettikleri kritik bilgileri yabancı ülkelere satmakla da suçlandılar.

 

İddianamede, sanıkların fuhuş ve şantaj yoluyla elde ettiği bilgiler arasında Türkiye savunma sanayinin kritik projelerinin yer aldığı ifade edildi. İddialar, sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda elde edilen Erdek Deniz Üs Komutanlığı'nın kroki ve fotoğraflarını, TSK'ya ait savaş uçaklarının apron bakım atölyeleri ve hangarlardaki görüntülerinin fuhuş yoluyla kandırdıkları kişilerden şantaj yoluyla temin ettiklerini içeriyordu. Sanıkların bunları yabancı servislere satmak üzere temin ettikleri suçlaması da iddianamede yer alıyordu.

 

ÜÇ YABANCI KADIN

Davaya konu fuhuş olayının ise çete tarafından ayarlanan üç yabancı kadın aracılığıyla gerçekleştirildiği iddiası iddianamede yer aldı. Bu kadınların isimleri ise "Vira, Dilara ve Gül" olarak geçti.

 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem