Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “Gezi olaylarından sonra Bülent Arınç’ı başbakan yapacaklardı. Bundan yüzde yüz eminim. AK Parti iktidarına yeni bir şekil vereceklerdi. Bu uluslararası bir operasyon, Recep Tayyip Erdoğan’ı uzaklaştırma operasyonu” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor?” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Gökçek, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının 15 Temmuz’daki darbe girişimine kadar gelen süreç boyunca pek çok denemede bulunduğunu söyleyen Gökçek, “17-25 Aralık operasyonlarını yaptılar beceremediler, Gezi olaylarını yaptılar, bunda da onların parmakları olduğu sonradan ortaya çıktı. Belediye seçimlerinde özellikle Ankara üzerine bir organizasyon yaptılar, FETÖ’nün talimatıyla CHP’den bir MHP’li olan Mansur Yavaş’ı aday gösterdiler, onda da başarılı olamadılar. Haziran seçimlerinde muvaffak oldular ve tek başımıza iktidarı yakalayamadık. Eğer koalisyon yapılsaydı FETÖ amacına ulaşmıştı. 6 ay sonra devamlı hükümeti sıkıştıracak, ‘Şu zammı yapalım, bunu verelim, bunu vermeyelim” gibi talepleri olacaktı. Verirsek CHP vermiş olacak, vermezsek AK Parti vermemiş olacaktı. 6 ay sonra ‘Kardeşim bize 8 bakanlık verdiniz. 80 tane yolsuzluk bulduk. Gelin bunların hesabını verin, biz seçime gidiyoruz’ diyeceklerdi. O dönemin içinde görevimi yaptım. İl Başkanları Toplantısı’nda Sayın Davutoğlu’na ‘Sayın Başbakanım siyasi intihardır, koalisyon’ dedim. Koalisyonla iktidar kuran hiçbir siyasi parti ertesi seçimlerden canlı olarak çıkmamıştır. DSP bitti, MHP barajın altında kaldı. ANAP, DYP yok oldu. Bizim koalisyon yapmamız demek yok olmamız demektir” şeklinde konuştu.

“FETÖ, 15 Temmuz’un sinyalini 9 ay 10 gün önceden verdi”

FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimini çok önceden planladığını kaydeden Gökçek, “9 ay 10 gün önce FETÖ Zaman Gazetesi’nin bir reklamını yayınladı. Şehir üzerinden gelen bir siren sesi ve gülen bir çocuk. Bunu o tarihte anlayamadık. Bunu oradan buraya getirdiler. Gece yarısı 03.00’te geleceklerdi. Allah şaşırttı saat 22.00’de geldiler. Geldikleri gibi de gittiler. Artık bir darbeyle gelemezler. Ben tasvip etmiyorum ama bu millet artık silahlandı. Diyelim ki telefonlar çalışmadı, televizyonlar karardı, elektrikler kesildi. Hiç kimseye bir şey sormaya gerek yok doğru sokağa. Bu milli görev Bizim 15 Temmuz olaylarında sokakta olan gençlerin çoğu şuanda asker. Sen o askeri nasıl kıtadan çıkarıp da darbe yapacaksın. Bunu gördüler yeni düşünceleri, Ankara’da, İstanbul’da, Konya’da, İzmir’de, her şehirde rakamlar tespit edecekler, gece yarısı 100, 200 kişilik ekiplerle evleri basacaklar ve insanları infaz edecekler. Aynı şekilde Başbakanı, Cumhurbaşkanını yakalarlarsa infaz edecekler. Dışarıdaki polis ve ordudan atılan subayları buna katacaklardı ki biz bunu deşifre ettik. Elbette önlemlerini de aldık. Bunun da tutmayacağını görünce geriye kalan tek seçenek suikast. Suikast her zaman oluyor. Biz rabbimize inanıyoruz” diye konuştu.

FETÖ’nün yurt içindeki hakimiyetini kaybettiğine işaret eden Gökçek, “Etkin gücü yok. Bunların ana stratejisi, Avrupa ve Amerika’da siyaseti ve gazetecileri ele geçirmek. Gazetecileri parayla satın alıyorlar, parayla yazı yazdırıyorlar. Avrupa Birliği’yle Türkiye’nin arasını bozmak için son derece planlı bir şekilde çalışıyorlar. Geçen sene Kültür Bakanımız Hollanda’ya gidiyor, Hollandalı mevkidaşı semineri terk ediyor. Bir de bakıyorsunuz ki Hollandalı bakanın yardımcısı FETÖ’cü gelmiş orada bakan yardımcısı olmuş” ifadelerini kullandı.

“FETÖ, Müslümanlardan himmet diye aldığı paraları kiliseye veriyor”

Hollandalı ırkçı partinin lideri Wilders’in yanında çalışan 3 kişinin FETÖ’yle bağlantılı olduğunun ortaya çıktığını dile getiren Gökçek, şöyle konuştu: “FETÖ de İslam düşmanı. İsviçre’de FETÖ’cüler PKK’dan da destek alıyorlar yüzlerinde maske Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’yi hakir gören, güya Osmanlı İmparatorluğu’nu temsil eden kıyafetler giymişler. ‘Hayır’ propagandası yapıyorlar, hepsi FETÖ’cü. Şuanda FETÖ’cüler, Almanya’da, Hollanda’da, Belçika’da, İngiltere’de, Fransa’da milletvekilleriyle, gazetecilerle, kiliselerle birebir temastalar, kiliselere bol miktarda para yatırıyorlar. Müslümanlardan himmet diye topladıkları paraları Hıristiyan kiliselerine veriyorlar. Biz de Avrupa’ya bunu anlatacağız. FETÖ’cülerin oyuncağı oluyorlar istemeden. FETÖ’cülerin bir bandı var, ‘Bizim için Türkiye önemli değil, biz dünyayı yöneteceğiz’ diyor. Dünya bunu bela kendi başlarına geldiğinde anlayacak.”
Gökçek, Avrupa ülkelerinin ‘Evet’ kampanyası yapan siyasilere müsaade etmemesinin sebebinin sorulması üzerine, “Gezi olayı, 8 tane ağaç Taksim’de kesilecek diye çıkmıştı. Polis zabıtaya talimat veriyor, ‘Gezi Parkı’ndaki tüm çadırları yakın’ diye. Bu da ortaya çıktı. FETÖ’den içeride o emniyet müdürleri. O sırada Sayın Cumhurbaşkanımız yurt dışındaydı. Bülent Arınç kendisine vekalet ediyor. Bülent Arınç, bunları Taksim Platformu adı altında çağırdı. Taksim Platformu, Gezi olaylarını güya durdurmak için bir liste sundu. Öneriler listesinde ne diyecek; ‘ağacı kesme, yeşil alanı arttır’ demesi lazım. Bunların 4 tane ana isteği, köprüyü yapma, kanalı yapma, 2 tane termik santrali yapma, en önemlisi de üçüncü havalimanını yapma. Üçüncü Havalimanı yapıldığı zaman Frankfurt Havalimanı ve Londra Havalimanı sıradan oluyor. Günde 1 milyon yolcu gelecek. Burası dünyanın orta noktası... Taksim Platformu’nun ne işi var gezi olaylarıyla” cevabını verdi.

“Gezi olaylarından sonra Arınç'ı başbakan yapacaklardı”

Konuşmasında “İlk defa söylüyorum bunu, yarın da manşet olacak her yerde” ifadelerini kullanan Gökçek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Recep Tayyip Erdoğan Gezi olaylarında yurtdışından geldiği zaman düşürülmüş ve bitmiş olacaktı. Partinin içinde FETÖ’cü milletvekilleri hazırdı ve bir FETÖ’cünün lafıdır, bana bu bilgiyi Hüseyin Gülerce verdi. Bizzat kendisine söylenmiştir, Bülent Arınç, Başbakan olacaktı, o tarihte hazırlanmış ve bitmişti. Bülent Arınç, şimdi buna ‘evet’ der, ‘hayır’ der onu bilemem ama ben bundan yüzde yüz eminim. AK Parti iktidarına yeni bir şekil vereceklerdi. Bu uluslararası bir operasyon, Recep Tayyip Erdoğan’ı uzaklaştırma operasyonu. Bu FETÖ’cülerin envai çeşit oyunları var. Kasetlere alırlar, Türkiye’de son 10 sene içinde ne kadar siyasi cinayet varsa hepsi FETÖ, başta Muhsin Yazıcıoğlu olmak üzere.” 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı büyük bir birleşme olduğunu dile getiren Gökçek, “Yahudi’nin hedefi başka, FETÖ’nün hedefi başka ama hedefler müşterek hale geliyor. Cumhurbaşkanımıza karşı inanılmaz bir birleşme var. Devamlı horluyorlar, hakaret ediyorlar, küçük düşürmeye çalışıyorlar” dedi.

"Son 10 yıllık süreçte işlenen pek çok siyasi cinayetin arkasında FETÖ var"

Yakın tarihte işlenen pek çok siyasi cinayetin altında FETÖ’nün parmağının olduğunu kaydeden Gökçek, “Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti tamamen FETÖ’ye ait, Hrant Dink’in öldürülmesi FETÖ’ye ait. Bunlar ispat edilmiş belgeler. Danıştay saldırısı, Alparslan Arslan tamamen FETÖ tarafından organize edildi. Uludere, bunlar tarafından yapıldı. Rus Büyükelçi suikastı, Rus uçağının düşürülmesi, ASELSAN cinayetleri bunlara ait. Zirve yayınları bunlara ait. Benim tespit ettiğim 12 cinayet var” ifadelerini kaydetti.


“Her hayırcı için kesinlikle terörist diyemeyiz ama her terörist hayırcıdır”

Referandumda ‘Hayır’ oyu veren vatandaşların terörist olarak tanımlanamayacağını kaydeden Gökçek, “Her hayırcı için kesinlikle terörist diyemeyiz ama her terörist hayırcıdır. PKK, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ, Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre hayırcı. Teröristler ve teröristi muhafaza eden ülkeler hayırcı” diye konuştu.

Gökçek, 16 Nisan referandumu için İki defa anket yaptığını, birincisinde yüzde 55.4’le ‘evet’, ikincisinde 56.2’yle ‘evet’ çıktığını söyledi. Gökçek, seçimde yüzde 60 bandında ‘evet’ çıkacağını öngördü.