Bakan Akar'dan askerlik açıklaması

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, açıklamalarda bulunuyor.

Bakan Akar'dan askerlik açıklaması

Milli Savunma Bakanı Akar, yeni askerlik sisteminin detaylarının bugün Milli Savunma Bakanlığı internet sayfasına konulacağını bildirdi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Bugün İdlib'in dışındaki sınır bölgesinde Rusya'nın, silahtan arındırılmış bölgede de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) devriyesi başlayacak" dedi.

Bakan Akar, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Türk Silahlı Kuvvetleri'nde kadınlar fırsat eşitliğinden faydalanabiliyorlar mı?" sorusuna Akar, "Gayet tabii, bizim silahlı kuvvetlerimiz gerçekten milli, manevi ve mesleki değerlerine çok önem veren bir kurum ve bu kurumsal bütünlük içinde kadınlarımızla olan münasebetlerimiz de son derece ilkeli bir şekilde gerçekleşmekte. Bu konuda ben, hanım kardeşlerimin herhangi bir sorun yaşadıklarını zannetmiyorum." yanıtını verdi.

Pozitif ayrımcılıkla kadınların daima el üstünde tutulduğunu, tutulmaya da devam edeceğini belirten Akar, "Silahlı Kuvvetlerimizin mensupları olan subay, astsubay, sivil memur ve işçilerimize, tüm ülkemizdeki analarımız, bacılarımız, kardeşlerimize, özellikle ve öncelikle şehitlerimizin eşlerine ve annelerine saygılarımı sunuyorum. Kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Hepsine sağlık ve esenlikler diliyorum." ifadelerini kullandı.

"Soçi mutabakatıyla İdlib'deki silahtan arındırılmış bölgede ağır silahlar çıkarılmıştı. Son olarak 14 Şubat'ta Soçi Zirvesi'nde TSK'nın devriyesinin ardından İdlib'de Rusya ile ortak devriye yapılması karar altına alınmıştı. Bu kapsamda ortak devriyeler ne zaman başlayacak? İdlib'de ateşkese rağmen rejimin saldırıları devam ediyor. Bölgedeki son durum nedir?" sorusunun yöneltildiği Akar, İdlib'in şu anda hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem de TSK olarak çalıştıkları önemli konulardan biri olduğunu söyledi.

"Burada memnuniyetle belirtmek isterim ki hem Rusya Federasyonu hem de İran'la bu konuda gerekli koordinasyonu sağlıyoruz." diyen Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda önemli katkılar sağladığını, özellikle 17 Eylül'deki Soçi Mutabakatının imzalanması konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile mutabık kalarak büyük bir felaketin önüne geçtiklerini vurguladı.

Bakan Akar, bölgede 3,5-4 milyon kişinin bulunduğunu, bunların sulh ve sükun içinde yaşamalarında 17 Eylül Mutabakatı'nın çok önemli bir rol oynadığının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Oradaki mutabakat çerçevesinde, silahtan arındırılmış bölge var 15-20 kilometrelik. Bu çevrede bizim 12 gözlem noktamız var. Rusların da 10 gözlem noktası var. Bu bölge içindeki aşırı grupların çıkarılması, ağır silahların buradan çıkarılması söz konusuydu. Bu konuda gerçekten Türkiye olarak biz, Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı elemanları, hep birlikte çok yoğun, ciddi bir çalışma yaptık. Oradaki ılımlı gruplarla radikal grupların birbirinden ayrıştırılması gerçekten çok zor bir iş. Bunu hala azimle, kararlılıkla yapmaktayız ve büyük ölçüde bu gerçekleşti. Zaman zaman farklı görüşler de çıksa biz burada yapmamız gerekenlerin büyük ölçüde gerçekleştiğini değerlendiriyoruz."

"Çok ciddi provokasyonlar olmakta"

14 Şubat'taki zirve sırasında yaptıkları temaslara bağlı olarak, 3-4 Mart tarihlerinde yeni bir metin imzaladıklarını belirten Akar, "Bugün İdlib'in dışındaki sınır bölgesinde Rusya'nın, silahtan arındırılmış bölgede de TSK'nin devriyesi başlayacak. Aynı zamanda bazı İdlib ve Afrin hava sahasının kullanılmasıyla ilgili bazı tahditler vardı. Bugün itibariyle bu da kalkmış bulunuyor. Burada gerçekten Rusya ile olan iş birliğimiz de bu anlamda son derece gelişmiş vaziyette. Bölgedeki ateşkesin devamı, istikrarın sağlanması açısından bunu önemli bir adım olarak görüyoruz." dedi.

Burada Türkiye'nin dikkatli olması gereken hususların bulunduğunun altını çizen Akar, şunları kaydetti:

"Çok ciddi provokasyonlar olmakta. Rejim bu konuda çok saldırgan bir şekilde. Siviller, masum insanlar dahil, onlara karşı çok acımasız bir şekilde bombardıman faaliyetlerini sürdürmekte. Biz de bunların durması ve durdurulması için Rusya ile sürekli temas halindeyiz. Önümüzdeki günlerde inşallah bunu da başarmak suretiyle oradaki insanların daha rahat ve huzur içinde yaşamalarını gerçekleştireceğiz. Çünkü burada herhangi bir şekilde bu saldırılar devam eder, göç başlarsa 3,5 milyon nüfusun göçünün sadece Türkiye'ye, Avrupa'ya değil Amerika'ya ulaşabileceğini değerlendiriyoruz. Bunun önlenmesi de bir insanlık görevi."

Milli Savunma Bakanı Akar, insani yardımların ulaşması, can güvenliğinin sağlanması için çalıştıklarını belirterek, "Buradaki bizim iş birliğimiz devam ediyor. Radikal unsurların ayrıştırılması için de gayretlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Biz, Rus dostlarımıza da söylüyoruz, bu kolay, basit bir iş değil. Bütün arazide yayılmış vaziyette olan radikal gruplardan bahsediliyor. Mücadelemiz devam ediyor." diye konuştu.

"Taahhütlerimizin arkasındayız"

Bakan Akar, gelecek günlerde bu bölgedeki şartların daha iyi olması için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Burada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri milli, manevi ve mesleki değerlerine bağlı olarak, ilkeli olarak faaliyetlerini sürdürmekte. Biz, verdiğimiz taahhütlerin tamamen arkasındayız ve burada hem bölgenin barış ve istikrarı hem bölgede yaşayan insanların rahat, huzur ve güvenliği için hem de ülkemizin hak ve menfaatleri için yapılması gereken neyse, neleri taahhüt etmişsek bunların arkasındayız ve bunların gerçekleşmesi için de gece gündüz var gücümüzle çalışıyoruz."

"Türkiye, Rusya veya İran ile hava sahası ve devriye konusunda konuşurken, rejimle dolaylı olarak mı haberleşmiş oluyor?" sorusuna Akar, "Bizim rejimle herhangi bir temasımız söz konusu değil. Görüşmemiz tamamen Ruslarla ve gerektiği zamanlarda İran'la. Dolayısıyla rejime tekabül eden birtakım işler, şunlar vesaire varsa bu Ruslar vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Bizim, rejimden en büyük şikayetimiz, ateşkesin bozulması. Ateşkese uymalarını bekliyoruz. Ruslardan rejimi durdurmalarını istiyoruz." yanıtını verdi.

Rejimin bir bombardımanında 54 bin, bir başka bombardımanında ise 100 bin kişinin bölgede hareket ettiğini belirten Akar, Türkiye'nin gözlem noktaları etrafına çaresizlik içinde gelen insanların yardım istediğini aktardı.

Akar, buradaki insani durumun normalleşmesi, ateşkesin gerçekleşmesi, istikrarın sağlanması bakımından Ruslarla rejime gerekli ikazı, baskıyı yapmaları, gerekli önlemleri aldırmaları için temaslarını sürdürdüklerini kaydetti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Başta Kürt kardeşlerimiz, hiçbir etnik grupla problemimiz söz konusu değil. Bizim tek hedefimiz, teröristler. YPG dediğimiz zaman sadece ve sadece teröristleri kastediyoruz." dedi. 

ABD'nin çekilme kararı sonrasında Türkiye ve ABD'nin gerçekleştirdiği ortak devriye ve eğitimlerin durumunun ne olacağı konusunda Akar, Mayıs 2018'de Münbiç ile alakalı güvenlik prensiplerinin, haziranda ise Münbiç yol haritasının belirlendiğini hatırlattı.

Akar, 4 Eylül 2018 itibarıyla, bu çalışmanın tamamlanması gerektiğine, Türkiye'nin bu konudaki sorumluluklarını eksiksiz ve aksaksız yerine getirmesine rağmen takvimin çok gerisinde olunduğuna işaret ederek, defalarca bu konuyu muhataplarına ilettiklerini belirtti.

 Bakan Akar, "Bu konuda, bize düşecek her türlü görevi de yapmaya hazır olduğumuzu yine muhataplarımızla asker, sivil kim varsa onları konuştuk, konuşuyoruz." dedi. 

"Suriyeli kardeşlerimizin güven içinde evlerine dönmesini istiyoruz" 

Münbiç'te PKK'dan hiçbir farkı olmayan YPG'lilerin bulunduğunu belirten Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"PKK eşittir YPG, PYD...Bunlar çeşitli isimler altında Kandil'de, sözde karargahlarında sevk ve idare edilen terörist gruplardır. Bunu açık ve net herkese söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Gerçek bu. Bu gerçek çerçevesinde, bunlara da silahlar verildi. Biz diyoruz ki bunların elindeki silahları, söz verdiğiniz üzere bunları alın. Bunları Fırat'ın doğusuna geçirin. Buradaki yüzde 90'a yakını Arap olan, yerleşim birimi Münbiç. Burada da lokal idarenin, Münbiçlilere devrini sağlayalım. Asli unsurlar, yönetime el koysunlar. Yönetimi devralsınlar. Belki hepsinden daha önemlisi de şu anda büyük bir bölümü ile Türkiye'de misafir ettiğimiz, Suriyeli kardeşlerimizin, YPG'nin ve rejimin baskısıyla, burayı terk etmek zorunda kalan ve Türkiye'de yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin de bu sağlanan güvenli ortam içinde evlerine dönmelerinin sağlanmasıdır. Talebimiz bu." 

Münbiç'te bugüne kadar 68 bağımsız ve koordineli devriye görevi icra edildiğini, dört grup halinde değişik zamanlarda Gaziantep'te eğitim, 13 de müşterek, birleşik devriye yapıldığını anlatan Bakan Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeterli ve istenilen faydanın sağlamadığı hususunu, gelen Amerikalı muhataplarımıza söyledik. Bir an önce bu planın uygulanması için muhataplarımızı yönlendiriyoruz, onlara taleplerimizi iletiyoruz. Burada, eğer Münbiç'te söylediğimiz plan uygulanmazsa, herhangi bir şekilde rejim girerse, herhangi bir şekilde YPG kalmaya devam ederse, Amerikalılar çekildikten sonra, buraya herhangi bir şekilde Suriyeli kardeşlerimizin dönmeyeceğini, açık ve net bu bilgileri alıyoruz, Türkiye'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Özgür Suriye Ordusu unsurlarının burada olmasıyla ancak gerçekten bir barış ve istikrarın olabileceğini, bu çerçevede de Suriyeli kardeşlerimizin gönül rahatlığı içinde bu bölgeye dönebileceklerini muhataplarımıza söyledik."

Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları'yla yaptığı operasyonlar sonucunda, bölgenin teröristlerden temizlenmesine bağlı olarak, 314 bin 590 kişinin evlerine döndüğünü bildirdi.

Bunun devam etmesini istediklerini vurgulayan Akar, şöyle konuştu:

"YPG'nin özellikle buradaki insanlara zulüm ettiği, zarar ziyan verdiği Birleşmiş Milletler raporunda da kendini göstermektedir. Münbiç'te bize tehdit oluşturan, PKK'dan hiçbir farkı olmayan YPG'nin sürekli kalmasına müsaade etmeyeceğimizi, biz bu işlerin barışçıl yollarla görüşmelerle konuşarak diyalogla çözülmesinden ve taşların bu şekilde yerine oturmasından yanayız. Bunun dışında herhangi bir şey düşünülüyor ve planlar varsa bunların geçerli olmadığını, bunların yaşama şansının olmadığını, bizim burada sınırlarımıza bu kadar yakın bir bölgede bir PKK, YPG terörist grubunun yaşamasını biz kendi ülkemiz ve halkımız için bir tehdit ve tehlike olarak görüyoruz." 

"Burada başka niyetler aramak lazım"

Bakan Akar, DEAŞ'la göğüs göğüse mücadele eden ve onların da en radikallerinde 3 binini etkisiz hale getiren tek devletin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu vurguladı. 

Türkiye'nin Kürtlere zarar vereceği şeklinde propaganda yapıldığının hatırlatılması üzerine Bakan Akar, "Bu konu hem telefon görüşmelerinde hem de yüz yüze görüşmelerde asker, sivil tüm muhataplarımıza, sürekli dile getirdiğimiz bir husus. Bu konu, çok önemli bir konu." dedi. 

"Burada bilerek ve bilmeyerek yanlış bir tercüme var. Burada bir farklılaştırma var. Biz başından beri, YPG, PKK, DEAŞ, FETÖ, El-Kaide gibi teröristlere karşıyız." diyen Akar, şöyle konuştu:

"Başta Kürt kardeşlerimiz, hiçbir etnik grupla problemimiz söz konusu değil. Bizim tek hedefimiz, teröristler. YPG dediğimiz zaman sadece ve sadece teröristleri kastediyoruz. YPG'nin ve PKK'nın içinde çok değişik unsurlar var. Avrupa'da, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde, yurt dışında, Kafkaslar'dan, Balkanlar'dan değişik unsurlar var. Bizim hedefimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak terörle mücadele, teröristle mücadele. Bu YPG başlığı altında Marksist, Leninist, Komünist, teröristlerle bizim mücadelemiz. Onun dışında bizim kesinlikle Arapları, Kürtleri hedef almak gibi böyle bir şey söz konusu değil. Fırat Kalkanı harekat bölgesinde ve Afrin bölgesinde ülkemizde et ve tırnak gibi olduğumuz, aynı coğrafyayı paylaştığımız, aynı kaderi, ekmeği, sevinci paylaştığımız milyonlarca kardeşimizle beraberiz. Bu çok absürt bir şey. Kesinlikle, kabul etmiyoruz. Burada yanlış anlaşılma değilse burada başka niyetler aramak lazım."

Bakan Akar'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;

- "Hem erbaş ve erler hem bedelli olanlar bir ay temel eğitim yapacak. Bunun sonunda bedelliye ayrılanların askerlikle ilişkisi kesilecek."

- "Yeni askerlik sistemi dağılımı bedelli askerlik, yükümlü erbaş ve erler, yedek astsubaylık, yedek subaylık ve dövizli askerlik şeklinde olacak"

- "1 ay temel eğitime müteakip lise mezunu ve altı gençler 5 ay kıtada görev yapacak. Bunun sonunda erlere 'kalmak ister misiniz' diye soracağız."

- "Gençlerimize askerlik esnasında, askerlik sonrasında ve görevlerini yaparlarken çeşitli imkanlar, destekler de sağlanacak."

- "Lisans ve lisansüstü eğitim yapan gençlerimiz yedek subay olacaklar. 2 ay temel ve sınıf eğitimi alacaklar, 10 ay kıtalarda maaşlı olarak görev yapacaklar ve daha sonra terhis olacaklar. Ama isterlerse subaylığa geçecekler, istek ve ihtiyaç durumuna göre."

- "Gençlerimiz bir taraftan silahlı kuvvetlerin ihtiyacını karşılayarak ülkemizin ve milletimizin savunmasına katkı sağlarken diğer taraftan kendi eğitim, öğrenim ve mesleki gelişmelerini sağlayabilecekler."

"Yedek astsubaylığa geldiğimizde meslek yüksekokulu mezunlarımız yedek astsubay olacaklar. 'Mesleğinden kopma, elektrik, torna, otomobil, kimya, sağlık ne varsa o mesleğinize devam edin, bunun bir karşılığı var' diyoruz. Burada kendilerini yedek astsubay olarak istihdam ediyoruz."

- "(Yeni askerlik sistemi) Diyelim ki lisans ve lisans üstü kadrolar doldu, isterse bu arkadaşlarımız yedek astsubay olabilecekler. Bu lisans ve lisans üzeri, meslek yüksek okulu bitiren arkadaşlarımız isterlerse 6 ay erlik yapabilecekler."

- "FETÖ'den temizlendikçe güçleniyoruz. Kalanlar büyük samimiyetle kendilerine verilen görevleri büyük bir heyecan, aşk ve şevkle yapıyor."

- "(Ankesörlü telefon soruşturması) 3 bin 703 kişi ihraç oldu, 6 bin 486 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun adli ve idari işlemleri devam ediyor."

- "(Yeni askerlik sistemi) Burada esnek bir model uygulamak suretiyle geçişler var. Erbaş, er ve uzman erlerden gerekli kriterleri yerine getirenler astsubaylığa geçebilecek. Astsubaylarımız belli şartlardan sonra subay olabilecek. Dolayısıyla sistem bütünlük içinde sürekli dönecek."

-  "1984'ten beri şu ana kadar 66 bin 568 terörist etkisiz hale getirildi."

- "Türkiye, Irak ile Suriye'nin kuzeyinde toplam 17 bin terörist var. 750'si yurt içinde, 3 bini Irak'ın kuzeyinde, 13 bini Suriye'nin kuzeyinde."

-  "Ankesörlü telefonlar, büfeden aramalar, bunlarla ilgili kurulan bu ardışık telefon konuşmaları... Bunların hepsi istihbarat kuruluşlarımız tarafından çalışılıyor, tasnif ediliyor, bu tasniflere göre yargı kararını veriyor, yargı kararlarını da eksiksiz uyguluyoruz."

- "Şehitlerimizin tek damla kanı yerde kalmadı, sevdiklerinin gözyaşlarının hesabı soruldu, sorulmaya devam edilecek."

- "Hem Irak'ın kuzeyinde Sinat-Haftanin'de, Metina'da, Zap'ta, öbür taraftan da Avaşin-Basyan'da ve Hakurk'ta, onun gerisinde Gara'da, onun gerisinde Kandil ve Asos'ta yapılması gereken neyse bunları yapacağız, yapmak zorundayız. Niçin? Ülkemizin ve milletimizin güvenliği, egemenliği ve bağımsızlığı için, bekası için."

-  "(Terörle mücadele) Burada herhangi bir şekilde yavaşlayamayız, duramayız. Bunu sonuna kadar götüreceğiz. Sincar devamlı gözetlediğimiz, devamlı takip ettiğimiz bir yer. Mahmur sürekli takip ettiğimiz bir yer."

- "24 Temmuz 2015'ten beri 14 bin 800, 1 Ocak 2018'den bugüne kadar 1795'i yurt dışı olmak üzere 2556 terörist etkisiz hale getirildi."

-  "Türkiye'nin tezleri, çok açık keskin şekilde masaya konuluyor. Fakat tamamının anlaşıldığını da söylemek mümkün değil. 10 bin kilometreden gelip de bakıldığında bunun anlaşılması zor oluyor. İçinde olanlar anlıyorlar da anlayanların bunları karar vericilerine iletmelerinde sıkıntılar olabiliyor."

- "Türkiye, 90'lı yıllardan itibaren ciddi, önemli bir hava ve füze tehdidi altında. Bunu biz öngördükten ve değerlendirdikten sonra hava sistemlerinin temini ve tedariki için çalışmalar yapıldı ve bunlar 2011'den sonra daha yoğunluk kazandı."

- "(S-400'ler) Ekimden itibaren kurulmaya başlanacak. Nerelerde olacağı konusunda Hava Kuvvetleri çalışmaları sürdürüyor."

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler