Karadeniz’de bulunan doğal gaz ne iktidar, nede muhalefet tarafından siyasi amaçlar için kullanılmamalıdır.

Çünkü ülke çıkarları her şeyin üzerindedir.

Şurası bir gerçek ki, enerji konusunda dışa bağımlı olan ülkelerin kalkınması ve refah düzeyine ulaşması oldukça zordur.

Türkiye’nin jeopolitik konumu da göz önüne alınacak olunursa, siyasi alanda da güçlü olmak için enerji konusunda dışa bağımlı olmamak gerekir.

Şekil 1: Harita. Türkiye’nin bugün bulduğu doğal gaz alanı Romanya’nın Neptun gaz/petrol sahasının güneye sınırında yer alır. Romanya bu bölgede 2012 yılında yaptığı Domino-1 sondaj kuyusuyla ciddi gaz rezervine ulaşmış olup, araştırmaları günümüze dek sürmektedir.

Şekil 2: Romanya’dan Türkiye’ye doğru olan jeolojik kesit. Romanya, Neptun bloğunda, 2012 yılında yaptığı Domino 1 sondajı ile ciddi gaz rezervine ulaşmıştır. Romanya’nın 100-1000m su derinliğindeki gaz rezervlerinin güneye doğru devamında, 2100m su derinliğinde Türkiye yeni gaz rezervleri bulmuştur. Romanya’dan Türkiye’ye doğru uzanan gaz yatakları benzer jeolojik yapıda olup, Tuna, Dinyeper, Diyester nehirlerinin 10 milyon önceki denizaltı delta çökelleri içerisinde yer alır.  

Jeolojik olarak Karadeniz petrol alanının Hazar petrol havzasının Batıya doğru devamı olduğu görüşü nedeniyle, uluslararası şirketler ve TPAO, Türkiye’nin ekonomik alanı sınırları içerisinde, Karadeniz’de, sismik ve sondaj faaliyetlerini sürdürmüşler ise de, bu güne dek olumlu bir sonuç alınamamıştır.

2000m den fazla derinlikte sondaj yapma maliyeti ve teknolojik zorluklar Karadeniz petrol-doğal gaz havzasındaki sondaj sayısının çok az olmasının temel nedenidir.

Öte yandan petrol fiyatlarının son yıllarda düşük olması, buna karşılık olarak çıkarılması mümkün petrolün maliyetinin dünya piyasa fiyatlarından daha fazla olması nedeniyle çok uluslu petrol şirketleri Karadeniz’den çekilmişlerdi.

Ancak Türkiye bu konuda Karadeniz’den asla vazgeçmedi.

Karadeniz ve Akdeniz’de hidrokarbon aramalarında dışa bağımlılığının ilk halkasını Yavuz, Fatih ve Kanuni sondaj-sismik araştırma gemileriyle kırdı.

Türkiye’nin bu gün bulduğu doğal gaz, Romanya açıklarında, Neptun doğal gaz sahasının güney kenarında yer alır. 

Romanya bu bölgede ilk büyük doğal gazını 2012 yılında keşfetmiş olup bu güne dek bölgede 7 kuyu açmıştır. 

Kuyular 100-1000m su derinliğinde olup hepsi doğal gaz açısından ümit vericidir.

Türkiye ise bu doğal gaz alanının güneye doğru devamında, 2100m su derinliğinde olası rezervli gaz yataklarını bulmuştur.

Özetle Karadeniz’e kuzeyden giren üç büyük nehirın (Tuna, Dinyeper, Dinyester) yaklaşık 10 milyon önceki denizaltı delta çökellerindeki gaz rezervlerinin sığ kuzey kısmı Romanya tarafından; derin güney kısımları ise Türkiye tarafından araştırılmaktadır. Bu yüzden Fatihin açtığı kuyuya Tuna 1 ismi verilmiştir.

Gaz sahasının daha derin kısımları da petrol açısından ümitlidir.

Bize göre bu gün ön görülen 320 milyar gaz rezervi muhtemel olup kesin değildir.

Çünkü sadece bir sondaj ve sismik anomalilere dayanan rezerv hesabı yanıltıcı olabilir.

Bu miktar daha az olabileceği gibi çok daha da fazla olabilir.

Önümüzdeki günlerde gaz alanını genişletme çalışmaları için yapılacak diğer sondajlar bu konuyu daha fazla açıklığa çıkaracaktır.