Mehmet Şal

Mehmet Şal

Cesaret ve azmin zaferi Çanakkale

Vatan topraklarını canları pahasına muhafaza ederek şehitlik mertebesine ulaşan âli vatan evlatlarını bir kez daha idrak ettiğimiz, sevgimizi, minnettarlığımızı, şükranlarımızı, saygıgımızı arzettiğimiz kutlu gündür, 18 Mart tarihi...

18 Mart'ta alınan zafer, dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş ve yüce Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü bir kere daha gözler önüne sermiştir. Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlemiştir.

Çok zor şartlarda gerçekleşen bir savaş olan Çanakkale Savaşı, Türk tarihine destansı gerçek hikayeleri , yüce ruhları arşı âlaya ulaşmış yaşanmışlığın kendisi olarak görülür. Dönemin süper güçlerinin güçlü donanmalara sahip itilaf devletlerine karşı her yönüyle bitmiş; ancak ruhuyla, inancıyla, azmiyle, cesaretiyle daha zayıf bir donanma, ordu, mühimmat ve teçhizat ile büyük bir zafer elde edilmiştir. Yürek ve bileğin, süper güç ve ordularına karşı Türk milletinin kazandığı ve talihsizliğini yendiği, gelecek güzel günlere kapı açtığı zafer olarak tarihe geçmiştir.

1. Dünya Savaşı’nı kazanmak isteyen itilâf devletler, donanmalarıyla Çanakkale Boğazı’nı aşıp, Osmanlı'nın payıtahtını ele geçirme niyetindeydi. Oradan Rusya'yla Karadaniz'de bağlantı kurmak ve Almanya'nın işini bitirmek istiyorlardı. İngiltere, Fransa yeni dünya düzenini kurmak için bu mücadeleyi verirken, Çanakkale Zaferi dünya tarihinde dönüm noktası olmuş tarihin seyrinde, düzeninde Türk Ulusu belirleyici bir rol oynamış, kendine has bir kimlik ortaya koymuştur.

Türk tarihinin ve milletinin kahramanlıklarını yenisini eklediği bu savaş, yeniden millet olma bilincinin tohumlarının atmış, emperyalist güçlere karşı diğer ezilen milletlere ışık olmuş, yol olmuş, kurtuluş kapısı açmıştır. Türk milletinin bu büyük başarı hikayesi, İstiklâl Savaşı'nın kazanılmasında yol gösterici olmuş, milletçe birlik olunca üstesinden gelinmeyecek hiçbir şeyin olmadığını göstermiş, bu necip milletin bir prestij ve azmin mücadelesi olmuştur.

Çanakkale Savaşları, 1.Cihan harbinin en önemli ve en hassas bölümünü oluşturmuştur. Bu ulu savaşı, kahraman ordumuzu zafere taşıyan Mustafa Kemal gerçeğini realitesini ortaya koymuştur. Çanakkale Savaşı nasıl Kurtuluş savaşına başarının yolunu açmışsa, Mustafa Kemal'in burada ortaya koyduğu başarı hikayesi Kurtuluş Savaşı'nda milletimize lider olma yüce milletimizin birlik olmasında karizma, itibar, lider olma ve kabul görme, Anadolu'da dilden dile dolaşan büyük bir kahramanlığın hikayesini yaratmıştır.

Kutsal ana vatan toprakları için, canlarını feda eden; bir milletin yazgısını değiştiren, yurdumuzu, ocağımızı, bağımsızlığımızı, çelik gibi iman ve inançları, sonsuz ve korkusuz cesaretlerine minnettar olduğumuz, canıyla kanıyla mücadele vermiş şehit ve gazilerimiz, cihanda eşi benzeri az görülen bir kahramanlık destan yazmıştır. Bu cihetle Çanakkale'de elde edilen bu başarının, milli birlik ruhun, dillere destan zaferin, günümüz ve gelecek genç kuşaklara çok iyi anlatmalı; atalarımıza, kahramanlarımıza ve şehitlerimize minnet ve şükran borcumuz olduğunu kavratmalı, bu zafer ve bizlere kazandırdıklarının geleceğimizin teminatı olduğunu genç nesillere aktarabilmeliyiz.

Aziz ve necip milletimiz, kendini ne zaman darda hissederse, görürse Çanakkale ruhu kendisine rehber ve yoldaş olacak, bu sayede dar ve sıkıntılı günlerden kurtuluşta kendisine yol açacaktır. Milletin dirilişi, ayağa kalkması için Çanakkale'de şehit düşenlerin ve gazilerimizin vatan,bayrak, ezan sevgisi yeterli olacaktır.

Çanakkale Savaşı ortaya koymuştur ki, emperyalist devletlerin her türlü haksız, hukuksuz, canice, insanlık dışı adımları; büyük bir yıkımı, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasına neden olmuştur. Binlerce can kara toprağın bağrına teslim edilirken; geride kan gözyaşı, yıkım, yetimler, virane ocaklar, uzaklardan gelip bu topraklara emanet edilen insanlar bıraktı. Buna rağmen aziz Türk Milleti, kendi şehitlerine gösterdiği özeni ve alakayı , Çanakkale'de ölen yabancı askerlere de göstermiş, insanlığın ve kainatın yere düşen onurunu, şerefini, haysiyetini de tutup ayağa kaldırmıştır.Yüce milletimiz; düşman da olsa insan olmanın, millet olmanın hususuyetini en zor gününde bile bütün cihana haykırabilmiştir.

Büyük asker, lider, teskilatçı evrensel açılımları olan Mustafa Kemal Atatürk’ün 18 Mart 1934 tarihinde Çanakkale Zaferi’nin sene-i devriyesinde yaptığı konuşma tüm medeni insanlık tarafından saygıyla karşılanmış, takdir görmüştür.

Öyle ki, Avustralya’nın başkenti Canberra’daki Anzak Bulvarı’nda Atatürk’ün sözlerinin yer aldığı anıttaki şu ifadesi: “Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Türk milletinin, askerlerinin, komutanlarının ne büyük bir karakter ortaya koyduğunu, ne kadar yüce bir kimlik taşıdığının göstergesi olduğunu dünyaya haykırmıştır.

Bu büyük tarihi kutlu zafer ve ortaya çıkardığı eşsiz milli azim ve ruh , daha önce kazanılan başarıları unutturdu. Daha önceki başarıların yanında, Çanakkale zaferi, güneş kadar heybetli ve azametli ay gibi parlak oldu. Çanakkale, bugün geleceğin yolunu, rotasını belirleyenlerin elinde, yarın da Türk milletinin cesur yiğitlerinin, gençlerinin ellerinde olmaya devam edecektir.

Ulusal Kurtuluş Savaş'ımızın kaynağı olan, bağımsızlığımızın bugünkü tadına varmamıza vesile olan, vatan toprağının kutsiyetini ortaya koyan, namusumuzla, şerefimizle, onurumuzla yaşamanın hazzını bizlere yaşatan, milli heyecan ve ruhumuzu okşayan, vatan, millet, bayrak, ezan kutsalları olmadan yaşamın bir hiç olduğunu gösteren Çanakkale zaferinin yıl dönümünde o günün ruhunu yine ve yeniden yaşıyoruz.

Bu vesile ile; Büyük Önder Atatürk'ü, Çanakkale Şehitlerimizi ve bugüne dek vermiş olduğumuz tüm aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde eğiliyor, saygı ve şükranla anıyor, her birine yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Ey Türk Evladı !

Asla unutma !

Boğaz'ın serin sularında kanımızın, gökyüzünün gölgesinde bayrağımızın rengi, her esen yelde özgürlüğümüzün ruhu var. Bu kutlu vatanın her evladının sahip çıkması dileğiyle...

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR