“Trabzon Çimento Fabrikası’nın yani Aşkale’nin bu kente borcu var, Trabzon otogarı için yer vermelidir” diye yazdığımda bana gelen tepkilerden çok azı şöyleydi; “Adamın yerini mi gasp edeceksin? Tapulu arazisi sonuçta...”

Evet, öyle tabi.

Tapulu arazisi.

Gasp da söz konusu değil ama iyi niyet, şehrin menfaatleri, şehrin kırmızı çizgileri söz konusu..

Konuyu açayım.

Demek ki önceki yazımda anlatmak istediğimi anlatamadım.

Trabzon’a borcu var derken kısa geçmişim!

*

Aşkale Çimento yani Çimento Fabrikası, Taşönü köyündeki çöp tesisi kurulan yerdeki 300 dönüme yakın arazi eskiden Aşkale Çimento’nundu... Buradan hammadde çıkarıyorlardı.

Zaten son yıllarda heyelan riski nedeniyle o bölge tamamen kullanılmaz hale geldi.

Ama pat diye bir piyango vurdu!

Çöp tesisi piyangosu!

Hemen Büyükşehir ile Aşkale arasında yer takası yapıldı.

Aşkale bu kullanılmaz kelepire dönmüş yer karşılığında Büyükşehir’den şehrin en kullanılan, en gözde, en stratejik noktası olan Akoluk’tan kendine yer aldı.

Bir dönümle kıyaslarsan birine 5 diğerine 50 değer biçersin!

Hatta bununla yetinmedi büyükşehir!

Kanuni Bulvarı gibi Trabzon’un Cumhuriyet tarihinin en güçlü, en önemli yolunu tutup ağzını dere yatağı gibi Aşkale’ye çevirdi.

Bunu Devlet kurumuna yapsan göze batar ama her nedense özel bir kuruma yapıldı ve bu şehri yönetenlerin gıkı çıkmadı.

*

Aşkale Çimento Trabzon’daki Kanuni dahil bu kadar çok yeri alırken (yaklaşık 100 dönümden bahsediliyor) birlikte gelin bakalım, ilk Çimento Fabrikası satılırken değeri neydi?

Trabzon Çimento Fabrikası 29.12.2005 tarihinde 81 milyon 250 bin dolar ödenerek Aşkale Çimento tarafından satın alındı. O dönemin dolar kurunu da hesaba katarsak, 81 milyon dolar vererek aldığı Çimento Fabrikası sayesinde Trabzon’da 500 milyon dolardan daha fazla bir servetin üzerine oturdular.

Bunu nereden mi diyorum?

Daha önce 150 milyon euroya, “Ben burayı terk ederim” demişti!

*

Şimdi tekrar soruyorum;

Trabzon’dan bu kadar çok şey kazanan Aşkale Çimento Trabzon’a ne yaptı?

Aynen Taşönü’nde yaptığı gibi yani değersiz yeri verip değerli yerleri aldığı gibi şimdide sahildeki yerinin bir kısmını verip Trabzon’un terminal sorununa çözüm getirip, bu kente ufacık da olsa borcunu ödemesi gerekmez mi?

Benim anlatmak istediğim işte bu!

Not: Bir önceki yazımda bu konuyu neden açtığımı irdeledim.

Merak edenler oradan bakabilirler.