Fidye korsan olaylarını artırır

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ersan Başar, Somali açıklarında yaşanan korsanlık olayları sebebiyle şirketlerin navlun ücretlerini artırmaya başladığını ve bu durumun tüketiciye olumsuz

Fidye korsan olaylarını artırır

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ersan Başar, Somali açıklarında yaşanan korsanlık olayları sebebiyle şirketlerin navlun ücretlerini artırmaya başladığını ve bu durumun tüketiciye olumsuz yansımaları olacağını belirterek yaşanan bütün bu olumsuzluklara rağmen deniz ticaretinden vazgeçmenin mümkün olmadığını söyledi.

Somali açıklarında son zamanlarda artış gösteren yük gemilerinin korsanlar tarafından kaçırılması olaylarını değerlendiren Başar, korsanlığın tarihinin denizciliğin tarihi kadar eski olduğunu ancak günümüzde farklı yöntem ve tekniklerle yapıldığını kaydetti. Gemi kaçırma olaylarının uzun zamandır devam ettiğini ancak son zamanlarda miktarında bir artış yaşandığına dikkat çeken Başar, 2 Türk gemisinin de korsanlar tarafından kaçırılmasının ardından Türk kamuoyunda da bu yönde bir etki oluştuğunu ifade
etti.

Süveyş Kanalı vasıtasıyla Akdeniz ile Hint Okyanusu arasındaki bağlantıyı sağlayan ve Somali ile Yemen arasında bulunan Aden Körfezi'nin korsanlık faaliyetleri açısından uygun bir bölge olduğunu belirten Yrd. Doç. Başar, bu bölgede gemi kaçırma olaylarının adeta bir meslek haline geldiğini ve giderek yoğunluk kazandığını söyledi.

"KORSANLARLA SAVAŞMAK GEMİ PERSONELİNİN İŞİ DEĞİL"
Korsanların gemilere nasıl el koyduğunu anlatan Başar, "Günümüzde artık modern korsanlık yapılıyor. Gemi seyir halindeyken korsanlar hızlı botlarla gemiye yaklaşıyor ve uyarı ateşi açılıyor. Daha sonra da gemiyle bağlantı kurularak durması sağlanıyor ve sonrasında da gemi ele geçiriliyor. Eğer gemi durmazsa bu defa de roketatar gibi ağır silahlarla gemiye ateş açılıyor. Bu durumda da personelin hayatı tehlikeye girebiliyor. Bu nedenle geminin savunma olarak çok fazla bir şey yapması mümkün değil. Bu
sebeple korsanların gemiyi ele geçirdikten sonra kimsenin canına zarar gelmemesine dikkat etmek gerekiyor" dedi.

"KORSANLIK FAALİYETLERİNİN YAPILDIĞI BÖLGE DENİZ TİCARETİ AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİ BİR YER"
Korsanlık olaylarının yoğunluk kazandığı bölgenin deniz ticareti açısından son derece önemli bir rota olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Başar, şunları kaydetti:
"Akdeniz ile Hint Okyanusu'nu Süveyş Kanalı vasıtasıyla birbirine bağlayan bu rotanın kesinlikle kullanılması lazım. Eğer bu rota kullanılmazsa gemiler Afrika'nın güneyini, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Ümit Burnu'nu dolaşması gerekiyor ki bu durum maliyeti çok artırır. Böyle bir durum denizcilik işletmesi açısından uygun değil. Bundan dolayı Aden Körfezi gemiler tarafından yoğun olarak kullanıyor."

"FİDYELER ÖDENDİKÇE KORSANLIĞIN ÖNÜNE GEÇMEK ZORLAŞIYOR"
Korsanların talep ettikleri fidyelerin ödenmesinin korsanlık faaliyetlerinin artışında etkili bir unsur olduğunun altını çizen Yrd. Doç. Dr. Başar, "Burada en önemli unsur Somali'deki güçlerin denetim gücüyle alakalı. Bu biraz da uluslararası politikalar süreçlerle ilgili. Ancak korsanlık yoğun olarak bu bölgede önceden de vardı, şimdi de var. Bunun en önemli sebebi gemi trafiğinin artması. Korsanlık o bölgede bir sektör haline geldi, bu işten büyük paralar kazanılıyor. Fidyelerin ödenmesi de korsanlık
olaylarının artışında etkili oluyor" şeklinde konuştu.

"KORSANLIK FAALİYETLERİ NAVLUN ÜCRETLERİNİ ÇOK ARTIRABİLİR"
Korsanlık olaylarının taşımacılıkta riski artırdığını belirten ve bu durumun da navlun ücretlerinin yüksek oranda artmasına yol açabileceğine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Başar, "Bu bölgelerde taşınan yüklerin navlun ücreti çok artıyor. Çünkü bu bölgelerde risk yüksek olduğu için şirketler gemi göndermek istemiyor. Gönderenler de risk yüksek olduğu için doğal olarak fiyatları yüksek tutuyor. Haliyle deniz ticaretinde navlun artıyor ve direkt olarak fiyatları artırarak tüketiciye olumsuz yansıyor" diye
konuştu.

"BÜTÜN YAŞANANLARA RAĞMEN DENİZ TİCARETİ OLMAZSA OLMAZDIR"
Yaşanan olumsuzluklara rağmen deniz ticaretinin vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunun altını çizen Başar, "Bu sıkıntılara rağmen deniz taşımacılığı çok önemlidir. Dünya ticaretinin yüzde 90'dan fazlası deniz yoluyla yapılıyor. Denilebilir ki deniz ticareti olmazsa olmazdır. Çünkü deniz ticareti olmasa yüklerin daha ucuza taşınması mümkün olmaz ve birçok şeyi bu kadar ucuza alamayız" dedi.

"KAÇIRILAN GEMİYE MÜDAHALE ETMEK ZANNEDİLDİĞİ KADAR KOLAY DEĞİL"
Kaçırılan gemilere müdahale etmenin zor olduğunu anlatan Başar, şöyle konuştu:
"Uluslararası denizcilik hukuku, sözleşmeler böylesi bir sudaki müdahaleyi bir takım şartlara bağlıyor. Bu çok da kolay değil. Siyasi alt yapının ve izinlerin oluşması gerekiyor. Ayrıca müdahalenin nasıl yapılacağı da çok önemli. Çünkü bu gibi durumlarda unutulmaması gereken en önemli şey gemi personelinin can güvenliğidir. Personelin hayatının riske edilmemesi gerekir. Ayrıca gemi personelinin de dikkatli olması gerekir. Çünkü korsanlarla mücadele etmek personelin görevi değildir. Zaten şirketler de
personelin sağlıklı bir şekilde evlerine dönmesini sağlamak için gerekeni yapıyorlar."
Korsanlığın, denizciliğin tarihiyle birlikte var olduğunu ve tamamen yok edilmesinin çok zor olduğunu kaydeden Başar, korsanlığın ortadan kaldırılması için ortak bir çalışmanın şart olduğunu sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler