Avrasya Üniversitesi’nin daha da gelişip güçlenebilmesi ve yeni atılımlar yapabilmesi için kuruluşundan bu yana devam eden Mütevelli Heyet Başkanının ‘Mutlak Yönetim Anlayışı’nın değişmesi; etkin ve yetkin akademik kurul kararlarının öne çıkması gerekir.

Bu da ancak 2547 sayılı YÖK yasa ve yönetmeliklerini tam olarak uygulama erkine sahip, profesyonel bir akademik bir kadro ile gerçekleştirebilir.

Bu bağlamda KTÜ’ nün en başarılı ve deneyimli rektörlerinden biri olan Sn. İbrahim Özen’in oluşturacağı yeni çağdaş yönetim anlayışı Avrasya Üniversitesini çok daha ilerilere taşıyabilir.

Avrasya üniversitesinin yeni atılımlar yapabilmesi için arka sırada duran, 2547 sayılı YÖK yasa ve yönetmeliklerini tam olarak uygulama erkine sahip olabilecek deneyimli akademik kadronun öne geçmesi şarttır.

Ömer Yıldız,

İçimizden birisi,

Trabzonlu,

Sanayici, müteahhit ve eğitimci olarak tanıyoruz kendisini.

Olmaz… Yapamaz denileni yaptı.

Trabzon’da ilk vakıf üniversitesini, Avrasya’yı, çeşitli zorluklara rağmen kurmayı başardı.

2004 yılından bu yana da aktif olarak Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığını yürütüyor.

Kuruluşundan bu yana Avrasya Üniversitesinin en büyük akademik destekçileri Karadeniz Teknik Üniversitesi ve onun emekli öğretim elamanları olmuştur.

Önemli ölçüde siyasi desteği de arkasına alan Avrasya Üniversitesi bu güne dek çeşitli yerleşkeler kazanarak genişlemiş ve akademik kadrosunu güçlendirmeye çalışmıştır.

Ancak nereye kadar?

Şu anda Avrasya üniversitesinin yaşadığı en önemli iki sorundan birisi Pandemi ve YÖK kriterlerine uyum; diğeri ise, Yomra Belediyesi ile olan ihtilaflı yerleşke sorunudur.

Bize göre yaşanan temel sorunların çözülebilmesi, Avrasya üniversitesinin daha da gelişip güçlenebilmesi ve yeni atılımlar yapabilmesi için kuruluşundan bu yana devam eden Mütevelli Heyet Başkanının ‘Mutlak Yönetim Anlayışı’nın değişmesi gerekmektedir.

Avrasya Üniversitesi’ni kuran ve bu günlere taşıyan Sn. Ömer yıldız profesyonel bir yönetim anlayışıyla yine Mütevelli Heyeti Başkanlığını korumuş olsa da, üniversite yönetimini, yetki ve sorumluluklarını büyük ölçüde KTÜ’den kazanılan öğretim elamanlarına, başka deyişle profesyonellere bırakmalıdır.

Yani, yetki ve sorumluluklar sadece kâğıt üzerindeki formalitede değil; icraatta da akademisyenlerde ve onların oluşturacağı kurul kararlarında olmalıdır.

Belki de Sn. Yıldız bu gerçeği görmüş olacak ki, KTÜ’ nün en başarılı eski Rektörü olan Sn Prof. Dr. İbrahim Özen’i kadrosuna dâhil ederek bu yoldaki ilk adımını atmıştır.

Çünkü 21. yüzyılda çağdaş kurumsallaşmada ve yönetim anlayışında profesyonellerle oluşturulan profesyonelleşme, rekabetçiliğin ve başarının vazgeçilmez temel unsurlarını oluşturur.

Sayın Yıldızın büyük emeklerle kurup geliştirdiği Avrasya Üniversitesinin yeni atılımlar yapması onun en büyük hayali olmalıdır.

Bu da ancak 2547 sayılı YÖK yasa ve yönetmeliklerini tam olarak uygulama erkine sahip, deneyimli profesyonel bir akademik bir kadro ile gerçekleşebilir.

YAZAR NOTU

Öncelikle şunu belirteyim ki bir bilim insanı olarak her hangi bir akademisyeni küçümsemek bilimsel üslubuma ve etik değerlerime aykırıdır. Bunu Prof. olan öğrencilerim çok iyi bilir.

Amacım kişileri veya kurumu yıpratmak değil; aksine 10 yıldan daha fazla olan gözlemlerimi Avrasya Üniversitesi'nin daha iyi bir yerlere gelebilmesi açısından ilgili kişilerle paylaşmaktı.

Şurası bir gerçek ki yazımda değindiğim konular herkes tarafından görünüyor ve biliniyor olmasına rağmen kral çıplak diyebilen bilim insanı sadece ben oldum.

Bu bağlamda bazı kişileri ve hatta kurumu zor durumda bıraktıysam özür dilerim.

Prof. Dr. Osman Bektaş