Önce ot sonra et- süt

Sonunda olan oldu;

Futbolcudan sonra, şimdi de ot ithal edeceğiz.

Aslında tam öyle değil;

Ya et ithal edeceğiz ya da ot.

Neden?

Hayvancılıkta alarm zilleri çaldı da ondan.

Ot ithal edersek, rezillik diz boyu;

Hani 14 milyon hektar mera alanımız vardı denecek…

Peki et ithal edersek,

O zaman da denecek ki;

Hani yeter sayıda hayvan varlığımız vardı.

Ayrıca et ithal edersek; çok ucuza gelecek et ile yerel üreticiyi mağdur eder, ayağımıza sıkmış oluruz.

Olan Akçaabat Köftesine, Trabzon Tereyağı ve Hamsiköy Sütlacına olacak…

Ot yoksa süt de, et de yok

İklim değişikliği (!) yem bitkilerinden olan ot, yonca, samanı nerdeyse karaborsaya düşürmüğ,.fiyatlar da bu nedenle ikiye hatta üçe katlanmış.

Olan hayvan yetiştiricilerine olmuş: Birkaç baş hayvanı olan köylü, ot fiyatları karşısında hayvanlarını elden çıkarmaya; zararın nesrinden dönersek kardır demeye başlamış. Trabzon’da piyasa düzenleyicisi kurum olmadığı için (Trabzon’da et balık kurumu var ama o da eti dışardan getirip satıyor),

Üretici kırıcıya (köylerden hayvan toplayana) teslim.

Trabzon'un Altın Bayraklı Yaylaları

Bu sonucu mevsimsel gelişmelere bağlayıp sorunun üzerinden pıt diye atlayamayız. Orta Asya’dan bu yana binlerce yıllık geleneğimiz, hayvancılık bilgi birikimimiz var.

Ama göç ile yaşanan şehirleşme Trabzon köylerinde de çalışacak adam bırakmadı.

Daha da önemlisi; birkaç baş hayvana bakarak geçimini sağlayan aile işletmeleri, geçinecek şartları sağlayamaz hale geldi.

Artık hayvancılık; çobana katma, saldım çayıra Mevlam kayıra mantığı ile yapılamaz, bu mantıkla karın doymaz, ayrıca sürdürülebilir de olmaktan çıkmıştır.

Verilen destekler meralarımızı i, ölçek büyüklüğünü desteklemelidir.

Trabzon'da koordinasyona ihtiyacımız var

Hayvandan önce ot konusunda bildiklerimizi (varlığımızı) bir tarafa yazmalı, bilmediklerimizi ise sağlam araştırmalarla kayıt altına almalıyız.

Bir koordinasyona ihtiyaç var.

Görev hiç kuşkusuz Bölgenin kalkınmasında amiral gemisi konumunda olan DOKA’nındır.

DOKA; Kamu, Özel ve STK’ları (TTSO- Suat Hacısalihoğlu, TSİAD- Yalçın Orhan, Veteriner Hekimler Odası- Sebahattin Yazıcı) başta olmak üzere,

Kamudan Tarım İl Müdürlüğü, Tarım Kredi Kooperatifinin bir kuruluşu olan TAREKS’i kapsamalıdır.

Bir şans:

Tarım Kredi Kooperatifinin iktisadi bir kuruluşu olan TAREKS’in başında Akçaabatlı hemşerimiz: Burhanettin Topsakal var. Bayramda Trabzon’da olacak. Ayrıca Tarım Kredi Kooperatifleri Yönetim Kurulu da Trabzon’da toplanacak.

LOBİ yapmalıyız

Tarım Kredi Kooperatifinin yatırımcı kuruluşunu (TAREKS’i) Trabzon’da yatırıma ikna edecek lobi atağı başlatmalıyız.

Yatırım ile;

TAREKS, sözleşmeli hayvancılığı Trabzon’da ve DOKA Bölgesinde yaygınlaştırır. Binlerce insanın istihdamına olanak sağlar,

Bölgenin önemli yatırımcı kuruluşu olur, yeni Teşviklerden yararlanır,

Göç sorununun çözümüne katkıda bulunur.

TAREKS yatırımı, Trabzon ve DOKA Bölgesinde piyasa düzenleyici bir kuruluş olur, Üreticiye can simidi olur.

PARA

TAREKS Trabzon’da Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi (İhtisas OSB)’ sini kurmasını istiyoruz.

DOKA’nin bu girişime bir GÜDÜMLÜ PROJE ile katkı verebileceği akılda tutulmalı.

Gelelim yer işine; Hayvancılık ÖSB’si için en kolayı yer bulmak.

Kamulaştırmada son aşamaya gelmiş “Vakfıkebir OSB” derhal TAREKS’e Organize Hayvancılık yatırımı için tahsis edilmelidir.

DOKA, Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi fizibilite çalışmasını Trabzonlu Girişimcilerden;

Akçabat Köftecilerinin,

Trabzon Tereyağı üretmek için yola çıkan işletmelerimizin,

Tarım Kredi Üyelerinin önüne koyması halinde; her kesimin elini taşın altına koyacağına kuşkumuz yoktur.

Coğrafi işaret belgeli, Akçaabat Köftesini ve Trabzon Terayağını ancak DOKA’nın koordinasyonu ve TAREKS’in öncülüğünde yapılacak ölçek büyüklüğünde kombine bir yatırım ile kurtarabiliriz.