Adı Lazım Değil - Bize has saçmalıklar!

Yabancılar, bizlerin yani Türklerin olmazı olur, oluru olmaz hale getirdiklerinden “ Türk işi…” deyimini çıkardılar! Hakikaten tarih boyunca bunun inanılmaz örnekleri yaşandı.

Ama düne gitmemize gerek yok! Yaşanan anlık olaylar bu sözü resmen teyit ediyor…

17 BİN BİRİNCİ!!!

Mesela; Bir TEOG lafıdır gider. Basında bunun açılımını çok zor görürsünüz. Neymiş TEOG? Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sistemi… Bu sınava bir milyon 174’in üzerinde öğrenci girdi ve tahmin edin bakalım kaç kişi birinci oldu? Tamı tamamına 17 bin öğrenci 120 sorunun tümünü yapmış!!! Yani 17 bin birinci var! “Böyle bir şey olur mu, nasıl olur?” diye sorarsanız, “Bu köyün yabancısıyım!” derim!

HARAMLA HAC!

Sanırım Din İşleri Yüksek Kurulu, her halde bir soru üzerine- ki bu tip soruları hep şüpheyle karşılarım. Çünkü soru sorulmaz ama orada görevli birinin aklına gelir veya birileri için referans olması hesabı ile sorulmuş gibi yapılıp cevap verilir- “ Haram para ile hac ibareti yapılır mı?” diye soruvermiş!!! Cevap hazır olunca “din adamı” da patlatmış tabii…:

Haram para ile hacca gitmiş kişinin ibadeti kabul olur. Üzerinden o borç kalkmış olur.” Arkasından “ Efendim haccın helal para ile yapılması doğru olandır. Haram para ile hacca giden o miktarı kadar hayır hasenat falan yaparsa…” gibi bir süre boş laf… Önce fetva, sonra hafifletici neden!

KAHROL FETÖ!

15 Temmuz darbe girişiminin müsebbibi olarak gösterilen Fethullah Gülen, ikamet ettiği Amerika’dan bir türlü Türkiye’ye iade edilmeyince bizimkiler pratik bir çözüm buldular! Vatandaşlıktan çıkarma!!!  Yani FETÖ denilen bir örgüte ulaşamıyoruz, ele geçiremiyoruz ama vatandaşlıktan çıkarmaya kalkıyoruz!

Ben de şimdi 100 puanlık bir soru soruyorum:  Vatandaşlıktan çıkarma eylemi FETÖ işinin sulandırılması anlamına gelir mi? Acaba bunu da Din İşleri Yüksek Kurulu’na mı sorsak? Bir adamı vatandaşlıktan çıkardıktan sonra iadesini nasıl isteriz? Acaba “Amerika FETÖ’yü iade etmesin!” diye böyle bir girişim mi var?

Dedim ya bu köyün yabancısıyım, anlamıyorum, acaba ne oluyor?

SEDAT PEKER, RİZESPOR VS…

Herkesin malumu; Trabzonspor kendi sahasında Bursaspor’a yenildi ve Çaykur Rizespor küme düştü! Vay efendim, “Trabzonspor Rizespor’u kümeye bilerek düşürdü!” Kim söylüyor? Rize belediye başkanı, Rizespor başkanı, Rizespor teknik direktörü, AKP Rize vekili…

Hele AKP vekilinin sözleri seviyenin, insan kalitesinin ve siyasetin ne kadar düştüğünü göstermesi bakımından tam ibretlik! Bir vekil düşünün ki iki komşu kent arasında nifak tohumları ekiyor. “Trabzonspor ahlaken küme düşmüş!”müş!!! Bunu dile getiren adama “Futbol, top, spor ahlakı, fair play, saygı…” diye sorulsa cevap verebilir mi?

Rize ve Rizespor başkanları, teknik direktörleri, AKP vekili ve onlar gibi düşününlerin yine bir Rizeli olan Sedat Peker’den alacakları çok dersler var! Niye derseniz Peker, bunlardan çok çok seviyeli ve yapıcı bir açıklama yaptı da ondan… Peker, mafyatik biri olarak anılıyor da…

YİNE AZİZ YILDIRIM!

Aziz Yıldırım ne yaparsa yapsın her zaman zeytinyağı gibi… Spor dışı her şeyi yapıyor ama cezası yok… Adam bir kulüp başkanını herkesin gözü önünde tokatlıyor, bir yıl men cezası alıyor ama Tahkim Kurulu bunu sıfırlıyor! Eee, adam elbette her şeyi yapar… Ve biz de burada boşuna ahkam keseriz! Helal olsun! Devam Aziz Yıldırım! Kim tutar seni?

ARDA TURAN’IN AMA’SI!

Türkiye’nin en iyi ihraç ürünlerinden biri olan Arda Turan malum olay nedeni ile milli takım kadrosundan çıkarıldı ve bunun üzerine kendisi de milli takımı bıraktığını açıkladı! Arda Turan’ın bir gazeteciye saldırması asla kabul edilemez. Tartışmasız kusurludur. Buraya kadar her şey normal…

Ancak bu olayda bir normal olmayan “ama” var! Birincisi Arda Turan gibi hiçbir şeye ihtiyacı olmayan birisini delirtecek duruma getiren olayın “gerçek” perde arsası nedir? Prim işini geçin! Arda’nın prime ihtiyacı yok! Bunu bilmeden suçlu - suçsuz, siyah - beyaz diye kestirip atmak kolaycılık olur! Bu işin ama’sı mutlaka irdelenmeli…

Bunu kim irdeleyecek? Basın! Mevcut basından söz ediyorsak imkansız! Çünkü, daha iki ay önce Rize’de iki meslektaşımıza Başakşehirli sporcuların yaptığı saldırı ile Arda’nınki arasında bana göre fark yok! Rize’de olay yerel olarak geçiştirildi ve saldırının mimarı yine milli takımda, Arda ise yok! Basın ise her zamanki gibi iki yüzlü! Belki birisi birkaç yıl sonra “sızdırır” da gerçeği öğreniriz!
Arda’nın sürekli ve itici şekilde magazin basınına konu olması, siyasete bulaşması, daha bir çok nedenden ötürü birçokları tarafından sevilmediği doğrudur. Zaten bir yıldan beri milli takımda prim meselesi nedeni ile aslanların önüne atıldığı da… Ancak yarın çok üstlerden bir emir gelir de “ Artık uzatmayın. Arda cezasını çekti. Milli takıma alın” denirse - ki muhtemeldir, basın acaba hangi maskesini takacak merak ediyorum! 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR