Olay günü jandarma görevlilerinin eve gelerek oğlunun fotoğrafını istediklerini belirten Cemil Danışman, "Oğlumun fotoğrafını verdim ve şizofreni hastası olduğunu söyledim. Keşke söylemeseydim. Hastalığı nedeniyle ceza almayacağını bildikleri için sağ olarak ele geçirdikleri halde oğlumu öldürdüler. Gerçeklerin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

 

 

Danışman'ın avukatı Münip Ermiş de olayda polisin ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek şunları söyledi: "Çağrı Danışman, ilk polise ateş etmeden önce sakinleştirilebilirdi. Üzerine gidildiği için uzaklaşmak istediği sırada ayağından vuruldu. Bunun üzerine dönüp karşılık vermiş. Bu, raporlarda açıkça gözüküyor.

 

Daha sonra, ateş ettiği polis memurunun tabancasını alıp otomobille evine doğru hareket etmiş. Şizofren olduğu bilinen ve böyle bir olayın ardından evine gidecek bilinçte olan bir kişinin ikinci kez çatışmaya girmesi tamamen polisin hatasıdır.

 

İkinci olayda, 'dur' ihtarı yapan polislerin ikazına uymayan Çağrı Danışman, kendisine ateş açılınca, ilk olayda yanına aldığı tabanca ile karşılık vermiştir. Daha sonra yine evine gitmek istemiş ancak öldürülmüştür. Biraz profesyonel davranılsaydı ne polisler şehit olacaktı ne de kendisi öldürülecekti."

 

 

Dosyadaki en önemli delilin mermi kovanları olduğunu vurgulayan Ermiş, "Çağrı Danışman vücuduna isabet eden 6 kurşunla öldürüldü. İfade veren polislerin tamamı, Çağrı Danışman'ın kendilerine silahla 2-3 kez ateş ettiğini ve bunun üzerine kendilerinin de karşılık vermek zorunda kaldığını söyledi.

 

Oysa Antalya Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen rapora göre, olay yerinden alınan 13 mermi kovanının tamamı operasyona katılan polislere ait silahlardan çıkmış. Yani Çağrı Danışman ele geçirilirken kesinlikle silah kullanmamış. Bu durum, şizofren olduğu bilinen bir kişinin ceza almayacağı için öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Olayın üzerinin örtülmemesi için savcılığa başvurduk.

 

Çağrı Danışman'a hangi mesafeden ateş edildiği, olay günü üzerinde bulunan elbiselerin incelenmesiyle netleşecek. Gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyoruz" dedi.

 

 

Antalya'da 4 Ekim akşamı ihbar üzerine TRT Caddesi'ne giden motosikletli polis ekibine şizofreni hastası Çağrı Danışman (33) av tüfeğiyle ateş açmış ve polis memuru Mehmet Çolak şehit olmuştu. Çolak'ın tabancasını da alıp otomobille kaçan Danışman, 3 kilometre ilerideki Cezaevi Kavşağı'nda karşılaştığı barikatta polis memurları Abdullah Bülbül (34) ve Mustafa Kılınç'ı da (45) şehit ettikten sonra, yaya olarak ormanlık alana kaçmış ancak kendisini kıstıran polis ekipleri tarafından kurşunlanarak ölü ele geçirilmişti.