İş adamı cinayetinde şok gelişme

 Musevi işadamı Moşe Kohen'in İstanbul'daki Belgrad Ormanı'nda, 16 Aralık 2010'da ölü bulunmasının üzerindeki sır perdesi hâlâ kalkmadı. Kohen'in aracının içinde, kendisine ait silahla intihar ettiği öne sürülse de, ailesi buna inanmayarak Sarıyer Cumhuri

İş adamı cinayetinde şok gelişme

 

Musevi işadamı Moşe Kohen'in İstanbul'daki Belgrad Ormanı'nda, 16 Aralık 2010'da ölü bulunmasının üzerindeki sır perdesi hâlâ kalkmadı. Kohen'in aracının içinde, kendisine ait silahla intihar ettiği öne sürülse de, ailesi buna inanmayarak Sarıyer Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. Savcılık, olayın meydana geldiği Natura Park'taki güvenlik kamerası kayıtlarını istedi. Asayiş Şube Müdürlüğü Bilişim Yoluyla İşlenen Suçlar Büro Amirliği, "09.14 ile 00.36 saatleri arasındaki kamera kayıtlarına rastlanmadığı" yönünde rapor verdi.
 
TERÖRLE MÜCADELE EKİBİ Mİ?
 
Parkta çalışan T.G., Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü'nden olduğunu belirten bir polisin, kayıt cihazının tuşlarına bastığını belirtti. Olay yerine giden Asayiş Büro Amirliği memuru E.G. de kayıt cihazının başında TEM yetkilisinin bulunduğunu savundu. 1972 doğumlu Moşe Kohen, öldürülmeden önce İsrailli El Al Havayolları'nın Türkiye Genel Müdürü'ydü. Ancak havayolları kapatıldığından ve sadece temsilcilik olarak bırakıldığından Ko hen, bir gıda şirketinin de ortaklığını yürütüyordu. 16 Aralık 2010'da, saat 10.20 sularında şirketten çıktı.
 
Öğle saatlerinde eşini arayarak iyi olup olmadığını sordu. Daha sonra cep telefonunu arayan sekreterinin ve yakınlarının çağrılarına yanıt vermedi. Eşi şüphelenerek önce karakola, ardından da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gitti. Yapılan anonsların ardından Kohen'in otomobili Belgrad Ormanı'nda park edilmiş halde bulundu. Evli ve bir kızı babası olan Kohen'in, kendisine ait bir silahla başına ateş ederek intihar ettiği belirtildi. Ancak Mirey Kohen, eşinin intihar ettiğine inanmayarak Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan "şüpheli ölüm" gerekçesiyle soruşturma başlatılmasını talep etti. İntihar ile ilgili birçok şüphenin bulunduğunun altını çizen Kohen ailesinin en çok dikkat çektiği nokta ise ölümün gerçekleştiği gün kamera kayıtlarının silinmesi oldu. Tesisin işletmecisi ile kapı görevlisi, sivil bir memurun cihazını kurcaladığını ve uyarılara karşın tuşlara bastığını dile getirdi.
 
Natura Park işletmesinin yetkilisi T.G., giriş kapısına ait kamera kayıtlarını Tarabya Polis Merkezi'ne teslim etti. Asayiş Şube Müdürlüğü Bilişim Yoluyla İşlenen Suçlar Büro Amirliği, 27 Şubat 2010'da hard diski inceledi ve "içeriğinde 16/12/2010 günü saat 09.14 ile 17/12/2010 günü saat 00.36 arasında bulunan kamera kayıtlarına rastlanmamıştır. Bu tarih aralığında elektrik kesintisi, kullanıcı tarafından duraklatılması, sistem hatası v.b sebeplerden kayıt yapmaması mümkün olabilir" denildi.
 
 
Hard diski inceleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilişim Suçları Şube Müdürlüğü de 22 Nisan 2011'de yazdığı raporda, "sabit diskin imajı üzerinde yapılan inceleme sonucunda, konuyla ilgili silinmiş herhangi bir veriye rastlanmamış olup, 16/12/2010 günü saat 09.14 ile 17/12/2010 günü saat 00.36 arasında cihazın hiç kayıt yapmadığı anlaşılmıştır" denildi.
 
TEM, ASAYİŞ'İ SUÇLADI
 
Soruşturma dosyasına göre, olay yerine ilk Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden polis memurları, B.Ö., H.A. ve H.Y. gitti. H.Y., verdiği ifadede, "İlçe Asayiş Büroda çalıştığını bildiğim görevliler geldiler.
 
Kayıt cihazının yanına gittiler ve cihazla uğraşmaya başladılar. Cihaza müdahale edenler Asayiş'te çalışan sivil giyimli, ismini sonradan E. olarak öğrendiğim polis memuru ile yanındaki memurdu" dedi. Soruşturma sürerken, savcı Tahsin Yavuz olayın intihar olmayabileceği yönünde bulgular elde ettiklerini belirtmişti. Kamera kayıtları dışında Kohen'in not defteri ile abonman kartının bulunmaması ve her iki elinde de atış artıklarının tespit edilmesi bu yöndeki şüpheleri kuvvetlendiriyor.
 
 
 
'ELEKTRİK KESİNTİSİ OLMADI'
 
Belgrad Ormanı'ndaki işletmecilerden T.G., Tarabya Polis Merkezi'nde verdiği ifadede "Elektrik kesintisi olmamıştır. Cihazda sistem hatası ve personelimiz tarafından cihazın duraklatılması gibi bir konu da gerçekleşmemiştir" dedi.Cihazın olay yerine gelen polislerce "tüm uyarılara karşın" kurcalandığını öne süren T.G. kayıtların tutulduğu kulübeye Sarıyer Asayiş Büro Amirliği'nden, isminin E.G. olduğu sonradan anlaşılan polis memuru ile gittiğini belirtti.
 
T.G., "Kulübeye gittiğimizde sivil kıyafetli 3 polis memurunun içeride olduğunu, aralarından birinin güvenlik kamera kayıtlarının bulunduğu mekanizmanın başında olduğunu ve tuşlara basarak görüntüleri seyretmeye çalıştığını gördüm. Memuru uyararak kullanmayı bilen kardeşimi beklemelerini istedim" dedi. Kapı görevlisi A.Ö. de tesise gelen 4 sivil polis memurundan birinin "Kamera kayıtlarına bakıldı mı?" diye sorduktan sonra, uyarılarına karşın "Bir şey olmaz" diyerek cihazın tuşlarına bastığını söyledi. T.G. de kardeşinin araması üzerine gittiği kulübede kayıtlara ulaşamadığını belirtti.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Yaşam