İstanbul Nişantaşı'nda bulunan Maçka Akif Tuncel Anadolu Meslek Lisesi'nde 'Elektrik-Elektronik Teknolojileri-Haberleşme' bölümü 12/C sınıfında okuyan öğrencilere 2011 yılının Nisan ayında 'TV anten sistemleri kurulum ve onarımı' dersine giren sınıf öğretmeni Zekeriya Sencar tarafından 'uygulama ödevi' verildi. Öğretmen Sencar, seçtiği 4 öğrenciden 'uydu bulucu deney seti' hazırlamalarını ve çatıya yerleştirilmesini istedi.

 

7 metre aşağıya düştü

 

Öğrenci grubu hazırladıkları anten sistemini 22 Nisan 2011 günü çatıya yerleştirmek üzere görevli Mehmet Ali Gündüz'den anahtarı aldı. Üç kademeli olan çatının son aşamasına gelen 3 öğrenci kiremit çatıya tek çıkış olan ve yağmur geçirmemesi için yapılan cam bölmeye bastı. Ancak en geride bulunan Uğur Tüğen camın kırılması nedeniyle 7 metre yükseklikten düştü.

 

"Askerlik yapamaz"

 

Liseli, ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Vücudunun özellikle bel ve omurilik bölgesinde çok sayıda kırık meydana gelen Tüğen'e geçirdiği çok sayıda ameliyatın ardından 2 ay boyunca fizik tedavi uygulandı. Aylarca yatağa bağlı kalan ve üniversite hazırlığı yarım kalan Tüğen için doktorlar '2 yıl ayağa kalkamaz' dedi. Liseli, ailesinin de desteğiyle 3 ay sonra tekrardan yürümeyi başardı. Bu arada askerlik işlemleri için yoklama yaptıran Uğur Tüğen'e Kasımpaşa Askerlik Şubesi'nden 'askerliğe elverişli değildir' raporu verildi.

 

"MEB'in kusuru var"

 

Anne Melek Tüğen ile baba Celal Tüğen, avukatları Yücel Tırpan aracılığıyla hem savcılığa suç duyurusunda bulundu hem de tazminat davası açtı. Tüğen Ailesi, öğrencilerin herhangi bir güvenlik önlemi almadan, kendilerine bir görevli eşlik etmeden çatıya yolladığını belirterek ihmali bulunan okulun bağlı bulunduğu Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü'nü dava etti.

 

"Onu mezun ederek en büyük iyiliği yaptık"

 

Okul müdürünün kaza sonrasında hastaneye gelerek "Ne kadar masrafınız olursa lütfen söyleyin" diyerek kendileriyle ilgilendiğini belirten aile, tedaviler tamamlandıktan sonra okul yönetimi ile görüşmeye gittiklerini, bunun üzerine içerisinde 3 bin TL bulunan zarfın uzatılarak "Bu öğrencimizin üniversite masrafları için" denildiğini, yapılan harcamanın ise çok daha fazla olduğunu söylediklerini karşılığında ise "Biz bunu karşılayamayız, zaten çocuğunuzu gelmeden mezun ederek en büyük iyiliği yaptık" yanıtını aldıklarını anlattılar. Sorumluların cezalandırılmasını isteyen anne baba, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtıkları davada 14 bin TL maddi, 30 bin TL manevi tazminat talebinde bulundu.

 

 

Milli Eğitim Bakanlığı'nın atadığı müfettişler, olay sonrası yaptıkları incelemede kazada bir kasıt unsurunun bulunmadığını, Mehmet Ali Gündüz'ün 'anten bağlantısının arızalı ve deney yapmanın sakıncalı olduğunu' söylemesine rağmen öğrencilerin ısrarla çatıya çıktığını belirterek, soruşturmaya izin vermedi.

 

Bu nedenle dosyada takipsizlik kararı verildi. Yaşanan olay sonrasında tehlike atlatan diğer öğrencilerin korkudan ifadelerini değiştirmeleri nedeniyle ceza soruşturmasının takipsizlikle sonuçlandığını savunan aile, İdare Mahkemesi'ne itiraz etti. Ancak buradan da ret yanıtı aldı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan tazminat davasına yanıt yollayan davalı Milli Eğitim Bakanlığı soruşturma izni verilmemesini kanıt göstererek, davanın reddini istedi.