"Trabzon'da nineler dayağa maruz kaldı"

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüşen HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder görüşme ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Önder, "Kobani direnişi ile başlayan bir kırılganlık yaşamıştık. Gelinen n

"Trabzon'da nineler dayağa maruz kaldı"

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüşen HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder görüşme ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Önder, "Kobani direnişi ile başlayan bir kırılganlık yaşamıştık. Gelinen nokta itibari ile önemli bir kriz sürecini geride bıraktığımızı söylemek istiyoruz. Üzerinde konuşacağımız şeyler ve izleyeceğimiz yöntem hakkında mutabakat oluşturduk. Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil" dedi.

Önder konuşmasında Trabzon'u örnek göstererek "Trabzon'daki HES inşaatına engel olmak isteyen nineler jandarma dayağına maruz kaldı. Trabzonlu kendi deresi hakkında kendisinin karar verebilmesidir." ifadelerini kullandı.

Açıklamaların devamı 2.sayfada


'Çözüm süreci' kapsamında sıkıntılı ve kırılgan anların görüldüğünü anlatan Sırrı Süreyya Önder, bunların birçok sebebinin bulunduğunu, sayılması gereken en başlıca sebebin, Türkiye'deki siyasi tarihte böyle bir müzakere sicilinin olamayışının gösterilebileceğini anlattı. Önder, "Bu açıkçası ne devletten, demokrasi güçlerinden ne de direnen güçlerde bu konuda çok fazla bir rezerv, birikim söz konusu değil. Bu süreçte kendi içtihadımızı da oluşturarak yürümeye çalıştık. Dünyada çatışma sonrası çözüm süreçlerinin yaşadığı bütün deneyimi aşağı yukarı alarak, orada denenmiş ve sonuca bağlanmış yöntemleri baz alarak ilerlemeye çalışıyoruz" diye konuştu.

Önder, 'Çözüm sürecinde' önemli bir kriz sürecini geride bıraktıklarını anlatırken, "Bu aşamadan sonra çözüm süreci kapsamında bunun ilgi alanına bununla bağlantılı olarak ele alınabilecek ne gerekiyorsa bu meselelerin suretle sayın Öcalan'ın katkılarıyla ve onun başlattığı bir çizginin devamı olarak ağırlıklı olarak İmralı'da olmak üzere yeni bir sürece girdiğimizi söylemek istiyoruz" dedi.

"BELLİ MUTABAKATLAR OLUŞTU"

Önder, "Elimizde belli mutabakatlar oluştu" dedikten sonra şöyle devam etti:

"Bu bütün meselelerin halledildiği anlamına gelmiyor. Fakat şu anlama gelebiliyor: Artık süreçte diyalog kanallarının kapanmaması ve ilk defa hangi başlıkları tartışarak ve hangi yöntemi kullanarak ilerleyeceğimiz anlamında elimizde belli mutabakatlar oluştu. Parti yetkili kurullarımızla da tüm bu süreci değerlendirdikten sonra İmralı'ya geçeceğiz. KCK yetkilileri ile de meseleyi görüşeceğiz. Daha sonra bu görüşmeler daha derinlikli, nitelikli daha sonuca doğru ilerleyecektir diye ümit etmekteyiz."

'Çözüm sürecinin' en kısa sürede sonuca ulaşması için hükümet ile mutabık olduklarını belirten Önder, "Süre uzadıkça saldırı, yanlış anlama, hırpalanmalara da açık bir vaziyete geliyor. Ayın 3'ü, 5'i gibi kavramlar bizden duymayacaksınız. Çok seri bir görüşme ve çalışma trafiği başlayacak. Mümkün olan en kısa sürede yarın olabilecek şeyi bugün yapmak" dedi.

Önder, süreç kapsamında PKK'nın silah bırakılmasına ilişkin bir soru üzerine, "Bu tarz başlıkları da medya üzerinden tartışmanın sürece sıkıntı verdiğini gördük. Bunu meselenin tarafları ile belli bir olgunluğa getirip sizlerle paylaşacağız. Bu şu anlama gelmiyor: halktan dolayısıyla, basından bir şey saklamak. Kapalı kapılar ardında bir şey yapmak anlamına gelmiyor. Tam tersine biraz yol almak uygun tartışılabilir bir zemin oluşturmak" diye konuştu.

Önder, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'nın görüşme heyetine dahil edilip edilmeyeceği sorusu üzerine "İlkesel olarak şu noktadayız; Kamu Güvenliği Müsteşarlığı da bunu ilgilendiren bütün taraflar da bununla ilgili partilerle, kişilerle katkısını alacağımız herkesle görüşme kararlığındayız. Kamu Güvenliği bu işin zaten tüzel olarak, yetkilendirilmiş, çerçevelendirilmiş pratikteki çalışmasını, kurulları, komisyonları oluşturacak kuruluş. Sanırım onlar da yoğun bir çalışma süreci içerisine girecekledir" dedi.

"BİZ BU MESELEYİ ÇÖZECEĞİZ"

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, yeni süreçten neyi kast ettiği sorularına şu yanıtı verdi;

"Biz böyle diyoruz hükümet şöyle diyor meselesi konunun özünü ilgilendiren noktalara zaman zaman gelse de ağırlıklı olarak kavramlara bizim yüklediğimiz anlamların, sizin anladığınız anlamların birbiriyle farklılaşmasından meydana geliyor. Halkın anlamayacağı dinlemeye gerek yok. Tane tane söylemek gerekirse; biz bu meseleyi çözeceğiz. Biz yeni bir cumhuriyeti oluşturan iradeden birisiyiz. Herkesin de dahil olmasını istiyoruz. Ancak müşterek barışımız geleceğimiz ancak böyle oluşur. Her şey güllük gülistanlık değil. Müzakere dediğimiz şey de birbirinden farklı düşünen insanların bir anlayış birliğine varma, mutabakat zeminini genişletme çabasıdır. Bu mesele bugüne kadar savaştan nemalanan savaşı bir varoluş biçimi haline getiren, nefret, ırkçı söylemler üzerinden siyasetini inşa eden siyasetler, bunu süratle bir bölünme paranoyası olarak algılatmaya çalışıyorlar. Kavramları daha dikkatli kullanamaya çalışıyoruz. Açıkçası meselenin özüyle daha çok ilgiliyiz."

Önder, "Mutabakata varılan başlıklar, İmralı'daki çözüm maddeleri mi?" soruları ile karşılaşınca, "Mutabakata vardık' demedim, düzeltelim. Üzerinde konuşacağımız şeyler ve izleyeceğimiz yöntem hakkında mutabakat oluşturduk. Ortaklaşmalar gerçekleştikçe belki ortak açıklamalarla kamuoyunu bilgilendireceğiz" diye yanıt verdi.

"KAMUOYUNA YANSIMAYAN GİDİŞ GELİŞLER DE OLDU"

Önder, 'Çözüm süreci' kapsamında iletişimde yeni bir sürece girilip- girilmediği sorusu üzerine Önder, "Karartmayı" kabul etmediklerini, halktan, halklardan hiçbir şey saklanamaması gerektiğine inandıklarını ifade ederken, "İmralı ziyareti meselesine gelince; İmralı trafiği başladıktan sonra kamuoyuna yansımayan gidiş- gelişler de oldu. Bundan sonra da olur. Bu bilgilendirme artık biraz netice aldıkça, sürecin ruhuna hizmet edecek şekilde yapılacak" dedi.

"LEYLA HANIMLA BERABER KANDİL'E GİDECEĞİZ"

Önder, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın da İmralı'ya gideceğine dair iddialar bulunduğu hatırlatılarak "Hatip bey gitti, Leyla hanımı da görecek miyiz?" sorularına, "Evet. Şimdi Leyla hanımla beraber Kandil'e gideceğiz" dedi.

Önder, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Moskova'ya gidiş nedeninin sorulmasına üzerine, "Sayın Başbakan İtalya'ya gittiği zaman soruyor musunuz neden diye. Bizim de ziyaret gündemimiz bütün basınla paylaşılıyor. Ülkelerdeki programı da açık. Şöyle söyleyelim. Bu ülkede yüz binlerce Kürt, dünyanın dört bir yanında bizim seçmen, arkadaşlarımız var. Önümüzde de bir seçim süreci var. Bu anlamda onların da katkılarını almak, süreç hakkında bilgilendirmek, oradan yapabilecekleri diplomatik atak içerisindeyiz. Rusya'dan, Avrupa'dan dünyanın bütün ülkelerinden katkılar bizim için anlamlıdır" ifadelerine yer verdi.

"ÖZERKLİK BU TOPRAKLARIN YABANCISI OLDUĞU BİR ŞEY DEĞİL"

Özerklik tartışmalarını değerlendirmesi istenen Önder, bunun tek cümleye indirgendiği zaman bir çok spekülatif alan üretildiğini kaydederek şöyle konuştu:

"Bizim size önerimiz şudur: Vaktinde merak etmedi basın bunu. Bunu da bir sitem olarak alın. Yeni anayasa yazım komisyonunda, bizim özerklikten ne anladığımızı da, nasıl içselleştirilebileceği, kurumsallaştırılabileceği doğrultusunda en yetkin çalışmamız orada. Kamunun kullanımına açık. Bizim parti programımızda açık. Özerklik bu toprakların yabancısı olduğu bir şey değil. Bugün demokratik normların, bütün dünyada geldiği nokta, yetkilerin bu kadar merkezde biriktirilmemesi şeklinde. Bu bir coğrafi bölgesel etnisite tabanlı bir şey değildir. Sadece bir bölge için de değildir. Trabzon'daki HES inşaatına engel olmak isteyen nineler jandarma dayağına maruz kaldı. Trabzonlu kendi deresi hakkında kendisinin karar verebilmesidir. Biz buna özerklik değil, merkeziyetçilik deseydik bu yine bölünme paranoyasının objesi haline getirecekti. Demokrasi talep ediyoruz. Herkesin kendini ifade edebileceği, kendini kültürel olarak sosyolojik olarak her anlamda ifade edebileceği mekanizmaların etkinleştirilmesi, bunun adına da arkadaşlar demokrasi deniyor."

"HDP PARTİ OLARAK SEÇİME GİDECEK Z'YE KADAR PLANIMIZ VAR"

İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, HDP parti olarak seçime gideceklerini bildirirken, "Z'ye kadar planımız var, sadece B planımız yok. Biz partimize, çalışma gücümüze güveniyoruz. Anketlere de güveniyoruz. Bizim 11,8 bandında olduğumuzu gösteriyor. Biz yüzde 60'da alsak bu barajlar demokratik değildir, her türlü demokratik zeminde mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Önder, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti ile HDP ittifakı iddiasını değerlendirmesi istenince bu iddiasını okumadığını vurgulayarak, "Bu cümlelerle mi söylemiş? E ayıp etmiş. Biz bir siyasal partiyiz. Bu partinin geldiği noktada binlerce insanımızın kanı, canı, emeği var. Biz bunu değil AK Parti'ye hiçbir şeye kurban etmeyiz. Kendimize güveniyoruz. Emekçilerle inançlarla kurduğumuz ve daha da geliştireceğimiz güç birliklerine ittifaklara güveniyoruz. Bu emeğimizi heba etmeyiz" dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler