Kültür Bilimleri Akademisi (KÜBAK) Başkanı ve KTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Üçüncü Doğu Karadeniz Bölgesi’nde eylem yapan PKK’nın uzantısıyla ilgili bazı tespitlerde bulundu.

Karadeniz’de terörist eylemler yapan PKK’nın lojistik, kılavuzluk, istihbarat gibi destekler aldığını savunan Üçüncü bölgede artan terör eylemlerinin arkasında Doğu Karadeniz’in jeopolitik konumunun olduğunu ileri sürdü.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) öncelikli olarak Doğu Karadeniz için oluşturulmuş özel bir yapı olduğunu belirten Prof. Dr. Üçüncü “PKK’nın bu bölgede doğal bir tabanı yok. Böylesi zor ve sempati olmayan coğrafyada hareket edebilmesi için lojistik desteğe ve kılavuzluğa ve doğal olarak da iş birliğine ihtiyacı var. O nedenle PKK ve sol örgütlerin koalisyonundan oluşan yapı kurdular.” dedi.

HBDH’nin PKK’dan bağımsız hareket eden bir örgüt olmadığını kaydeden Üçüncü şunları aktardı: “Ne yazık ki terör meselesi bir kahvehane sohbeti gibi ele alınıyor ve polisiye, asayiş mantığıyla yaklaşılıyor konuya. ‘PKK burada tutunamaz.’ diye yaklaşım sergileniyor. Güvenlik bürokrasisinde de mesele bu yöndeyse tablo çok korkutucu. ‘PKK burada tutunamaz.’ diyenlere karşı son bir yıl içinde Artvin’den Ordu’ya kadar olan yaklaşık 500 kilometrelik hat üzerinde belli aralıklarla yapılan eylemleri hatırlatmak gerekir.”

HBDH’nin bölgede yerel rehberleri olduğunu ifade eden Üçüncü “Devrimci sol örgütlerin 1980’den sonra bölgede kalan ardıllarından, militan kadrosundan destek alıyor. Bunların arkasında çok güçlü operasyonel istihbarat ve askerî destek var. Gündüz vaktinde Maçka’nın içinde o eylemi yapıp ondan sonra o coğrafyadan çekilerek izini kaybettirmek basit, sıradan bir olay değildir. Bunlar ciddiyetle ele alınmalı. Yıllar yılı bu bölgede yabancı araştırmacılar bölgeyi didik didik ettiler, hâlâ da yabancı araştırma grupları bu çalışmalara devam ediyorlar.” biçiminde konuştu.

HBDH eylemlerinin hep iki-üç ilin, ilçenin kesişim noktalarında yapıldığını vurgulayan Üçüncü “Çünkü bir yerden öteki yere kimin mücavir alanında gibi tartışmalı olan bölgelerde yapılıyor eylemler. Böylece devlette bir karmaşa yaşanırken teröristler izini kaybettiriyor. Bu karmaşanın önüne yalnızca Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki bu yapılanmayla ilgilenecek bir ekip kurularak geçilebilir. Çok ciddi istihbarat ağı kurulmalı. Polisin, jandarmanın olay yerindeki muhtara telefon etmesiyle bilgi alınarak bu iş asla çözülemez. Türkiye’nin siyasî, stratejik, taktik bütünlü gösteren bir terörle mücadele planı yok maalesef aynı durum burada da söz konusudur.” ifadelerine yer verdi.