Küçük bedenin büyük savaşı

Trabzon'lu küçük Kerem'in Serebral Palsi'ye karşı verdiği büyük mücadelesini ailesinden dinledik.

Küçük bedenin büyük savaşı
Haber61 Haber Servisi

Her çocuk kendi dünyasının kahramanıdır.

Kerem gibi özel çocuklar ise hepimizin kahramanı…

Henüz 30 haftalıkken dünyaya gözlerini açan Trabzonlu Kerem, Serebral Palsi’yle (Beyin Felci) savaşan pek çok çocuk gibi büyük bir mücadele içerisinde. 

Ailesi, kendisini yalnız bırakmayan arkadaşlarının desteği ve içindeki yaşama aşkıyla Kerem, Türkiye’de yaşayan 600 bin Serebral Palsili kişiden yalnızca bir tanesi. 

Çocuk Nörolojisi Derneği’nin verilerine göre, dünyada her 1000 bebekte 1,5 ila 3 oranında Serebral Palsi görülüyor. 

Bu verilere göre, Serebral Palsili çocuk sahibi olma ihtimali hiç de azımsanacak gibi değil. 

Geçen hafta 13. yaşına giren Kerem’i Dünya Serebral Palsi Günü sebebiyle ziyaret ederek hikayesini ailesinden ve Kerem’den dinledik. 

HABERİN GÖRÜNTÜLERİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ!

Kerem’in annesi Gaye Akgün, Serebral Palsi (SP)’ye karşı verdikleri çetin savaşın her ne kadar yıpratıcı olsa da vardıkları nokta itibariyle büyük başarı elde ettiklerini söyledi. Kerem’in gelişimindeki anomaliyi 7 aylıkken fark edebildiklerini belirten Gaye Akgün, teşhis ve tedaviyle başlayan zorlu süreci şöyle anlattı: 

“Kerem doğduğunda normaldi fakat gelişim evrelerindeki farklılığı 7 aylıkken fark edebildik. Göz teması, el temasında farklılık hissettiğimizde İstanbul’a giderek tetkik ve tedavilere başladık. Kerem’in SP’li olduğunu öğrendiğimizde bizi nelerin beklediğini, nasıl bir dünya beklediğini keşfetmeye çalıştık. Zamanla Kerem’in tedavileri başladı.
 
Önümüzde çok uzun ve bilmediğimiz bir yol vardı. Bu yolda da Kerem için yapmadığımız hiçbir şey kalmadı. İbrahim beyler gelmeden önce Ankara’da fizyoterapistimiz Serap Akbulut’tan tedavi gördük.

KEREMİN ADIMLARINDAN GURUR DUYUYORUM

Kerem’in maceraya dönüşen Küba’daki tedavi sürecinin başlangıcı, eşim Selim Bey’in 3 yıl önce Küba’ya giderek tıptaki gelişmeleri görmesi ve Kerem’in dayı diye sevdiği 2 arkadaşımızın da önayak olmasıyla gerçekleşti. 14 Mart’ta Kerem ve babası Küba’ya gittiler. Orda yoğun bir fizyoterapi gördü. Bizim açımızdan büyük gelişmesi oldu. Küba’da 35 yerinden botoks tedavisi gördü. Selim bey Küba’dan fizyoterapist İbrahim beylerle beraber döndüler ve 4 aydır birlikte çalışıyorlar. Kerem’de şu anda gözle görülebilir önemli gelişmeler var. Elini kullanabilmesi, adım atabilmesi, ayağa kalkabilmesi bir aile için çok büyük onur ve güven verici. Çocuklar her ne olursa olsun anne babaya muhtaçlar. Kerem’in durumu ortanın belki oranın biraz üzerinde bir evre ama yapılan çalışmalar, fizik tedaviler ve doktorların sayesinde Kerem’i bu hale getirebildik. Kerem çok rahat ve özgüveni yerinde bir çocuk. Keremi tanıyıp da sevmeyen kimse yok. Bir anne olarak çok gurur verici. Oğlumu sosyal aktivite içerisinde görmek ve bir şeyleri başarabildiğini görmek mutluluk verici.

Kerem şu anda 13 yaşında ve 13 yıldır çok tedavi gördük. Son 1 buçuk yıldır Kerem’in el ve ayak koordinasyonu sağlam. Sağ elini kullanabiliyor, sol elini daha az kullanıyordu ama şimdi daha çok kullanıyor. Ayakta durma süreci ilerledi, adım atma süreci gelişti. 1 buçuk yılda çok yol kat ettik ve kat edeceğimize inanıyorum ama bu tür şeylerde çocukların da istemeleri, azimli olmaları gerekiyor. Kerem son 1 buçuk yıldır daha bir azim gösteriyor. Bu her zaman verilecek bir savaş. Ne zaman biteceğini bilmiyoruz. Bu ancak Kerem bağımsız yürümeye, bizden bağımsız kendi hayatını idame ettireceği zaman biter. Çocuklar fizyoterapistlerden, yaşadığı süreçten bunalıyorlar. Çocuklar sonuçta ve az şey geçirmiyorlar. Bizi ancak bizler anlarız. Bu hastalıkla mücadele eden aileler anlar. SP kolay bir şey değil. Bütün sevgini onlara veriyorsun. Sevgisiz hiçbir şey olmaz.”
 


Kerem’i yetiştirme yurduna mı bırakacaksınız yoksa beraber mi yaşayacaksınız gibi sorularla karşılaştım. Biz de ‘Kerem bizim çocuğumuz, Allah bize bunu reva görmüş ve sonuna kadar oğlumuz için savaşacağız. İnşallah her şey gönlümüzce olur. Bütün dileğimiz Kerem’in rahatlıkla hayatını idame ettirebilmesi, okuyup bir yere gelebilmesi’ dedik. Bütün anne babaların dileği budur çocukları için. Normal bir çocukla SP’li çocuk arasındaki fark muhtaçlık. Tüm ihtiyaçlarını karşılayan anne ve babadır. Çok yıpranıyorsunuz ama çocuğunuz için mücadele ediyor ve ayakta duruyorsunuz. Sonuçta onlar bizim geleceğimiz. Belki çok şeyler bekliyoruz ama o SP’li olan o kadar güzel çocuklarımız var ki.. Üniversiteyi bitirmiş kendi alanında çalışma yapan çocuklarımız var. SERÇEV Derneğimizdeki SP’li çocuklarımız görev alıyor. Bu çocukların bizlere ihtiyaçları var. Onların iyiliği için elimizden geleni ardımıza koymayacağız."

Haber: Selay Saykal
Görüntü: Tolga Şahin

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler