Haber61 / Haber Servisi - Söyleşi:Levent Ustabaşı

Türkiye’nin yetiştirdiği duayen tiyatrocu ve yazar Haldun Dormen ile Sümela Manastırı’nın hemen yanında sohbet ettik.
Derenin gürültüsü bu sohbetin şerbeti oldu. 
Manastır’a girememenin üzüntüsünü yaşasa da o burayı bir başka seviyor.
Tek kelimeyle “muhteşem” diyor.
Hemen hatırlatayım.
Neyi mi?
Sümela Manastırı’nın neden kapalı olduğunu.
Atlamak istemem..
Zira kimi okuyucularımın aklına takılmıştır bu soru..
Şöyle kısaca izah edeyim.
Manastırın sırtını dayadığı o en dik dağdan bazı parçalar manastırın içine düşüyor.
Bu nedenle aylardır kapalı.
Kafes gibi önlemler alınmaya çalışılıyor.
Hoş!
Daha kısa sürede bu yapılabilir miydi?
Bu da tartışılır.
Neyse..
Ben size Dormen ile renkli sohbetimizden bahsedeyim;

AŞIK OLUP DÖNÜYORUM
* Nasıl buldunuz?
 Harika.
* İlk defa mı geldiniz?
Hayır. 5 kez geldim.
* O zaman çok güzel buldunuz.
 Tabiki. Burası benim aşkım. Her defasında tekrar aşık olup dönüyorum.
* Gezmeyi seviyorsunuz. Dünyada Sümela’yı kıyaslayacağınız bir yer var mı?
Asla. Nadide bir yer. Benzersiz.

ÖNCE SUMELA SONRA ÇAMLIHEMŞİN
* Karadeniz turunuzun diğer ayağı neresi?
Buradan Çamlıhemşin’e gideceğiz. 
* Tekrar gelecek misiniz?
Diyorum ya.. 4-5 gün bile olsa görülmeye değer. Mutlaka geleceğim. Seviyorum hemde çok.
* Öneriyor musunuz?
Anlatıyorum. Soruyorlar zaten. Dinledikçe keyif alıyorlar. Gelmek isteyen çok oldu. Kıymeti bilinmeli böyle yerlerin…

KIYMETİ BİLİNİYOR MU?

Böyle anlattı yaşayan efsane…
Peki kıymeti biliniyor mu?
Hiç sanmıyorum.
Bir kaç gözlememi paylaşmak istiyorum.
Beni daha iyi anlayacağınızı umuyorum.
Yabancı bir turist yerine kendinizi koyun mesela.. 
Bir de buraya dini yönden tutkuyla gelmişsiniz… 
Önce Milli Parkların kapısından geçiyorsunuz ve sizden ücret talep ediliyor.
‘Hay hay’ diyerek içeri giriyorsunuz.
Manastır’ın kapısına geldiğiniz de ilk şoku yaşıyorsunuz. 
Çünkü kapalı.
Bu şuna benziyor; Bir müslüman Mekke’ye gidiyor.
Şehre girerken ücret alınıyor.
Kabe’nin kapısına geldiğinde, “Yok kapalıyız” denilerek hayal kırıklığı yaşıyor.  
Hem kapalı diyorsun hemde ücret alıyorsun!
Böyle mi turist ağırlanır? 
Anlamak mümkün değil. 
Hadi kapattın niye kapattığını güzel bir dille anlatıver. 
Ne zaman açılacağını söyle…



Daha bunun sinirini bile atlatamamışken arabasıyla son durduğu noktada mavi brandayla kaplanmış kocaman bir kasap dolabı yolun ortasında karşına çıkıyor. 
Sanırsın ki; “Seyyar satıcılar manastıra dayandı!”
Bir tek, “Su verelim, meşrubat verelim” sesleri yok!
Etrafta bir görevli aradım.
Milli Parklar’dan hiç olmazsa biri olsun da bilgi alayım dedim.
Ya da uyarayım. 
Lakin bulamadım.
Dönerken gişedeki görevliye aklımdaki soruları sormak istedim.
Aldığım cevap, “Biz sadece ücret alıyoruz” oldu.
Bakıyorsun bir tarafta eşsiz güzelliği ile nice isimleri kendine aşık ettiren Sümela diğer tarafında ‘bu ne ya, nasıl böyle olabilir?’ dedirten görüntü ve uygulamalar!
Şimdi soruyorum;
Biliniyor mu kıymeti…?

2 YILA MANASTIR AÇILMAZ!

Son olarak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. 
Kısa Sümela gezimin son demlerinde inatla Manstırın ne zaman açılabileceğini öğrenmeye çalıştım. Hediyelik eşya satılan noktalarda nabız yokladım. Kimi 3 yıl kimisi ise 4 yıla açılmaz dedi. 
Bazısı da epey dert yandı.
“10 ay kapalı kaldı? Şimdiye kadar ne yaptılar? İhale dediler ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Bir türlü yapamadılar. Çok geciktiler.” diye söylenenler de oldu.
Tam ayrılacakken Manastıra doğru yürüyen baret takmış bir işçinin önünü kestim. 
Şöyle bir turist edasıyla,” Yahu ne zaman açılır?” diye seslendim. “Daha hazırlık aşamasında 2 yılı bulur” diyerek hızlı hızlı yanımdan ayrıldı.
Bazı esnafların şöyle bir umudu var; Bu yaz kısmen de olsa açılır.