Trabzonspor yönetiminde bir dönem Ankara temsilciliği görevini üstlenen işadamı Şükrü Kuleyin çarpıcı açıklamalar yaptı.

Kuleyin Trabzonspor başkanı Sadri Şener’in şike ve teşvik konusunda yalnız bırakıldığını belirterek “ Gündemi sarsan şike ve teşvik operasyonunda Trabzon kenti maalesef başkan Sadri Şener’i yalnız bırakmıştır. Biz başkanın yanında olduğumuzu göstermeliyiz. Mesela bu Fenerbahçe maçından sonra Avni Aker'de oynanacak ilk maçta taraftarlar tüm biletleri satın alacaklar ancak başkanın yasağı kalmazsa maça girmeyerek yasağı koyanları protesto edecekler. Bu bir gövde gösterisidir. Başkan maça girmiyorsa tüm Trabzon'da girmez. Bu mesajı vermek Türkiye'ye karşı yapılan gövde gösterisidir.

İddianamede Trabzon’un adı bile zor geçiyor. İbrahim Akın kendisine şike için teklif edilen paranın haram olup olmadığını soruyor. O dışarı çıkıyor ve tüm yasakları kalktı, ama hiçbir şeye karışmayan Trabzonspor başkanını maça giriş yasağı devam ediyor. Savcının tutukladığı ve 5 ay içerde kalan Beşiktaş antrenörü, Tayfur Havutçu, asbaşkan Serdal Adalı ve diğer futbolcular Cumhurbaşkanının yasa değişikliğini onaylamasını beklemeden apar topar serbest bırakıldı.

Metristekileri Pazartesi günü serbest bırakıyorlar Cumhurbaşkanı yasayı Çarşamba günü onaylıyor. Cumhurbaşkanı bu yasayı onaylayacağını nerden biliyorlardı.

5 ay içerde yatanların yasağının kaldırılmasının başkan ve asbaşkanın yasağının kaldırılmayışının nedenini Trabzon kenti kendi içinde sorgulamalıdır.

Bakın bu olayın 3 bölümü var. Birincisi Adli bölümü, ikincisi TFF boyutu ve 3.sü Trabzonspor bölümü.

Ben Trabzonspor bölümünün iyi işlemediği kanaatindeyim. Trabzon maalesef kulüp başkanının yalnızlığa itmiş kaderine terk etmiştir. TV’leri Gazeteleri görüyorsunuz. İddianame de nerdeyse işlemediği suç kalmayan bazı isimler nasıl savunuluyor. Bakın bu gidişle kısa süre sonra Aziz Yıldırım ve diğerleri de dışarı çıkar. İddianamede uyduruk biçimde ismi geçen Trabzonspor başkanı Sadri Şener ve Asbaşkan Nevzat Şakar tutuklanırsa şaşırmam. İşler oraya doğru gidiyor. Adamlar tüm iddialara rağmen kahraman muamelesi görüyor. Yani birileri Trabzonlunun sabrının test etmeye başladı. Bunu deneyenler bedelinin de ağır olacağını bilmelidir. Trabzonlular bu güne kadar sustuysa bu asaletlerindendir.

Ancak Trabzon camiası da başkanın yalnız bırakmıştır. Nerede seçim döneminde kaşkollarını boyunlarına takıp Trabzonspor tesislerine koşanlar. Hani siyasiler. Hani eski başkanlar, Trabzonlular nerde.

Bakın ben öneriyorum. Trabzonspor camiası eski başkanı yöneticisi politikacısı sanayicisi bürokratı, kim varsa artık bir araya gelmeli. Trabzonspor divan başkanlığı böyle bir organizasyonu yapmalı. Tüm dinamikler bir araya gelerek ortak ses vermeli. Başkan Sadri Şener’e yalnız olmadığı hissettirilmeli. Türkiye’ye gövde gösterisi yapılmalı. Bu suçluyu kurtarma operasyonu değildir. Trabzonspor yönetiminin ne teşebbüsü vardır nede başka bir şey.

Trabzonspor yönetiminin yaptığı başkalarının şike yapmasını önlemeye çalışmaktır. Bunu yapanlara da ceza değil ödül verilmeli. Yasa dışı hiçbir olayları olmayan bu insanlara maça giriş yasağı koymak onu karakola gönderip imza attırmak işkencedir. Ben hukukçu değilim ama iddianameyi okuyan herkes Trabzonspor’un suçu olmadığını görür. Amacınız doğruyu bulmaksa iddianamede doğrular var. Ha suçlu aramak yerine suçlu yaratırsanız o zaman Trabzonspor’a da olayın içinde görebilirsiniz. Ama bunun adı hukuk olmaz.

Adamlar her işi yapmışlar TV’lerde haklarında camiaları öyle bir konuşuyor ki acaba bu kadar suçu bunlar değil de ben mi işledim diye kendi kendime soruyorum. Bunlarla baş etmenin tek yolu ortak ses vermektir. Trabzon bunu yapmazsa hiçbir suçu olmadığı halde suçluymuş gibi gösterilebilir.

Trabzonspor Şampiyonlar liginden elendi. Başkana savcılık tarafından yasak kondu. Başkan maça gelemiyor. Bu hiçbir suçu olmayan bir insana yapılan işkencedir. İddianame orda, Sadri başkan Fransa’da maçta olsa devre arasında o sempatik tavırlarıyla soyunma odasına inip oyunculara moral verse ya da oyuncular onu protokol tribünde görse belki daha iyi motive olacaktı. Trabzonspor Avrupa’da Türkiye’yi temsil ediyor. TFF’den protokol tribünde bir Allahın kulu yok. Onlara sormak lazım. Bu Trabzonspor hangi ülkenin takımı. Böyle bir şey olmaz.

Ben bir çağrıda bulunmak istiyorum. Trabzonsporlular ortak ses çıkaracak. Yani biz şunu diyeceğiz” Ya Kupa Ya Bank Asya”. Zaten adımızın iddianamede yer alması kupayı istemeyelim diye. Eğer Trabzonsporlular şikeye bulaşmışsa bizi ikinci lige atsınlar. Eğer böyle bir şey yoksa o zaman Şampiyonluk kupasını Trabzonspor’a versinler. Artık konuşma vakti geldi. Bazılarına cevap vermeyeceğiz.Yani Mevlana hazretlerinin çok güzel bir sözü vardır.Her lafa verecek bir cevabım vardır. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, birde söyleyene bakarım adamı “diye

İşte bu nedenle bazılarına cevap vermeyeceğiz.

Bakın yine söylüyorum. Bu Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet meselesi değil. Bu Trabzonspor meselesi Trabzonspor başkanına yapılan bir saygısızlıktır. O zaman hepimiz onun yanında olduğunu göstermeliyiz. Bu tüm camianın görevidir. Trabzonspor zor durumdaysa herkes kaprisleri bir kenara bırakacak. Sadri Şener gibi hiçbir suçu olmayan bir insanı takımının maçını izlemekten mahrum bırakmak ayıptır günahtır. Trabzonspor başkanına benim başkanıma hiçbir suçu olmadığı halde bu muameleye maruz bırakmak bir Trabzonspor divan kurulu üyesi, eski Ankara temsilcisi olarak benim zoruma gidiyor.

Bakın başkan gözaltına alındığında yanında 3-4 yeni4 eski yönetici vardı. Bende ordaydım. Metristen çıkarken Beşiktaşlıların, futbolcularının yanında olan insan sayısına bakın, Başkan ifade vermeye giderken de ifadeden sonra çıkarken de tüm Trabzon'un etkin isimleri orda olmalıydı. Onu yalnızlığa itmemeliydik. Orada o gün bir güç gösterisi yapabilseydik bu gün Trabzon'a karşı daha dikkatli olurlardı. Başkan Şener ve Asbaşkan Nevzat Şakar'ı yöneticileri o gün yalnız bıraktık bari bu gün yanında olmayıyız. Trabzon tüm kesimleriyle başkan ve yönetimin yanında olduğunu göstermelidir.

Yani birlikten dirlik doğar der Mevlana.