Teknik direktör Şenol Güneş basın toplantısına başlamak için salona geldi

Trabzonspor teknik direktörü Şenol Güneş Fenerbahçe maçı ve gündemle ilgili açıklamalar yapıyor.

Sık sık toplantı yapmak doğru olmasa da ihtiyaç hasıl olduğu için toplantı yapma ihtiyacı duyduk. Önce Ankaragücü beraberlik, sonra kupadan elenme ve son olarak Fenerbahçe’ye mağlup olmamıza yönelik bir gündemimiz var. Önümüzde 15 hafta daha var. Yarışın ortasını henüz yeni geçtik. Bunun bir marotan olduğunu hep söyledik. Söylediklerimiz ve yaptıklarımızın çelişip çelişmediğini ortaya koymak daha kolay olur. İlkeli, cesur, keyif alan ve keyif veren futbol oynayıp, aldığımız sonuçlarla yukarıya çıkmak istediğimizi söyledik. Son oynadığımız maç beni de kamuoyunu da takdir etmedi. Hiçbirşeyi saklamamaya çalışıyoruz.

Yorumlar üzerinden haber yapılmasını doğru bulmuyorum.

İlk altı haftada 11 puan almıştık. İyi başlamıştık aslında. Ankaragücü ve Fenerbahçe’yi yenmiştik. Bugüne bakılırsa 5 puan kayıp var. 6 Maçta 11 puanın üzerine çıkma şansımız çok. Nereden baktığınıza bağlı. Geriye dönük bakıp hesap yapmak yanıltır. Yarışa denk başlamıyoruz. Yarışa başlayan takımlar arasında öndeyiz puan olarak. Böyle okumak gerek. Bu takım şampiyonluğa layık değil de diyebilirler. Nereden baktığınıza bağlı. Bu tartışmaya girmeden, Fenerbahçe maçında kötü oynadık ve kaybettik. Beşiktaş maçının da ilk yarısında kötü oynamıştık. Seyirci atmosferleri etkili olmuş olabilir ancak bu şekilde masum görünmek istemiyoruz.

Başta ben olmak üzere istediğim oyunu görmedim ve sonuç alamadık. Kazanmaya yakın olan taraf Fenerbahçe’ydi. Futbol güzelliği yoktu.

Kupayı kaybetmemiz de üzüntü verici. Değişik bir kadroyla çıkmıştık. İki maça dinlenmiş, zihinsel bir yıpranma olmadan oynamak istemiştik. Tersi bir durum ortaya çıktı. Beklemediğimiz bir durumdu. Yoruma açık konular. Kamuoyunun taktiridir. Kaybettiğimize göre haklıdır insanlar. Bizim için üzüntü verici. 

Dirençsiz, inançsız ve yüreksiz oynamaktan dolayı üzgünüz. Keyif alamadığımız ve keyif veremediğimiz için üzgünüz. Yarışta geriye de düşebiliriz, bunlar olabilir, avantaj kaybetmiş olabiliriz ama dediğim gibi iyi futbol oynamadığımız için üzgünüz. Biz avantajımıza güvenerek yola çıkmadık. Kendimize güvenerek yola çıktık. Bu maçtaki olumsuzluklar olduğunu söylediğimiz gibi artılarımız da fazla. 17 maçta ne kadar puan aldığımız ortadayken bunu söylemedik. Olumlu yönleri fazla olan bir takım olarak artılarımızı kenara atamayız. Bundan sonrakileri yapacak güçte olduğumuzu söylüyorum. Sadece saha içinde değil saha dışında da uğraşacak gücümüz var. Ama biz saha içinde kalmak istiyoruz. Bilgi toplumu değiliz. Kandırılan bir toplumuz. Bu toplumu ben terbiye edemem. Dertlerimi paylaşırım. Beni eleştirebilir ya da övebilirler. Beni ilgilendirmez. Toplum adına misyonumu ortaya koymaya çalıştım. Ülkenin bana ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Benden daha iyi bu işi yapanlar vardır. Saha dışına çekmek isteyenlere alet olmamaya çalıştım. Yarışı burada kestiler ama ben saha içinde kalmaya devam edeceğim.

İyisiyle kötüsüyle geride kaldı her şey. Bugünden itibaren yarışa yeniden başlıyoruz. Pozitif düşünüyoruz. Bunu çalışarak ortaya koymak istiyoruz. Hayallerimize bu şekilde kavuşmak istiyoruz.

Trabzonspor taraftarına ve sevenlerine şunu söylüyorum: Birbirimize yardım ederek buraya geldik. Birbirimize sorun değil çözüm üreteceğiz. Seyirci tribüne gelecek. Bunun örneğini Beşiktaş ve Fenerbahçe tribünleri ortaya koydu. Biletini seyirci alıp tribünden destek olmalı. Maddi manevi desteğini bu şekilde göstermeli. Bunun dışındaki her şey yeni sorunları üretir ve zarar verir. Biz saha içinde iyiyiz. İyi olmaya devam edeceğiz. Saha dışında bizi göremeyecekler. Antalya maçı da zor olacak. Onlar Fenerbahçe maçına kadar iyi oynadılar. Hiçbir takım küçük görünmüyor. Her türlü sonuçların alındığını gördük. Bir maçla ilkelerimizi, düşüncelerimizi dostluğumuzu kaybetmek bizim büyüklüğümüze yakışmak. Başarının anahtarı birliktelik.

Herkesin birlikte olduğu bir düzen istiyoruz. Bu düzen bizi buraya getirdi. Başarısızlığın ana nedeni benim. Buradan çıkıştaki büyük görev de bana düşüyor. Antalya maçıyla birlikte yeni bir döneme girmek istiyoruz. Zor olanı başarmak için sabır gerektiğini söyledim. Dün de öyleydi bugün de öyle. Hep sabır etmeliyiz. Bizim silahımız bu. Bizim medya ve para gücümüz hiç olmadı. Gücümüz samimiyet ve birbirimize sarılmaktan geliyor. Bunu yapabildiğimizde başarılı olacağımızı düşünüyorum.

Benim görevi bırakmamla ilgilil bir konu yok. Şampiyon olursam bırakacağım diye bir adı yok olayın. Mustafa Denizli’ye gelen bir soruydu. O bırakınca ben de bırakacağım dedim. Ahmet Suat Özyazıcı’ya söylemiştim şampiyon olursak bırakırım diye. Orada da söylemiştim. Ama şunu da söylemiştim, hoca kulüplerle anlaştığı sürece kalmalı. O alınmadı, diğeri alınıyor. Haber niteliği olan bir konu değil. Haber niteliği taşıması için üç yıllık mukavele yapmamam gerekirdi. Trabzonspor’da çalışan bir adamım. Nerede görev verilirse orada görev yaparım. Sorumluluk nedeniyle her alanda elimden geleni yaparım.

Özetle, kaybettiğimiz bir maç sonrası bir bardak suda fırtına koparıp Trabzonspor’a zarar vermek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Hep birlikte Antalyaspor maçının üstesinden geliriz:

Soru: Ayak oyunları başladı mı?

Saha dışında olabilir. Saha dışında hakemi etkilemek. Benimle ilgili olmayan şekilde gündemde olmamı doğru bulmuyorum. Bunu kimse anlamıyorsa, benden bu kadar. Kendi yollarına gitsinler. Konuyu kapattım Fenerbahçe maçında. Olayın içinde yoktum. Bu halde gittim Fenerbahçe sorumlusuna başarılar diledim. Bunu Türkiye’nin anlaması için 10 yıl geçmesi gerekir.

Soru: Takımın yüreksiz oyun sergilemesini neye bağlıyorsunuz?

Bunun tek bir adı yok. Yüreksizliği kendi üzerime alırım. Bunu doğru bulmuyorum. O ana kadar öyle bir düşüncemiz yoktu. Akılcılığımız, topu kullanma direncimiz yoktu. Motivasyonu üst düzeyde kullanamadık. Oyuncu benim kolum gözüm. Ayağım koşmadı, gözüm görmedi gibi bakıyorum olaya. Bazen olur böyle. Bizim oyun tarzımız değildi ama oldu. Yediğimiz gol öncesinde oyuncularım hep zor olan pozisyondaki futbolculara pas attı. Bu oyundan koptuğumuzu gösteriyordu. Tepkisel bir dönüş oldu ama akılcı, teknik taktik içerisinde olmadı. Tümüyle o ambiyansı yaşayamadık. İlgisiz kartlar gördük. 90 dakikayı analiz ettiğimizde, tümüyle kötü demek doğru değil. Oyuncularımız kötü değil ama kötü oynadılar. Kendileri de bu oyunu beklemiyordular. Kötü başladılar, kötü gitti. 10 Kişi kalmalarının avantajını kullanamadık. Maçın ambiyansını taşıyamadık. Sorumlu benim.

Soru: Yenildik ve haksısız. Hırsızın hiç mi suçu yok. Sertlik vardı, hakemin tavırları tuhaftı.

Demin onu söylemeye çalıştım. Bekleneni veremediğiniz sürece diğer konuları konuşmayı doğru bulmuyorum. O boğuşmayı yapabilseydik biz de konuşacaktık. Birilerini suçlama anlayışı bizi ileri götürmek. Bu oyunun üzerinde oynamak durumundayız. Moral bozukluğu yaşamadan gerçek kişiliğimizi ortaya koymak durumunda olan bir takımız.

Soru: Futbolcuların ruh hali nasıl?

Bekleneni verememenin moral bozukluğu var. Ama bunu mücadele ederek atmalılar?

Soru: Soyunma odaları mahrem yerlerdir. Orada tartışmada olabilir. Orada Colman’la yaşanan diyalogun dışarı yansımasını nasıl buluyorsunuz?

Kim yansıttı bilmiyorum ama bu bir ayıptır. Colman üzülmüştür doğrudur. Konuşmaya değer bir konu değildir. Dışarı yansıtan kişinin düşüncesini bilmiyorum. Çirkindir. Kendim yaptım diye düşünüyorum. Çünkü benim takımımdan biri yaptı bunu. Basit bir konuydu.

Soru: 15 maç var. Ara transferde katılan Brozekler’in katkısı ne zaman olacak? Türkiye’de Türk hakemleri yabancı bir hakem eleştiriyor. Yabancı bir antrenör teknik adamları değerlendirse katkısı olur mu?

Mehmet  Çakır daha hazır. Brozekler arasında Pawel daha hazır. Piotr’un maç eksiği vardı. Umut’u tercih ediyoruz. İkili oynatırsak düşünebileceğimiz bir oyuncu Pawel.   Durumları iyiye gidiyor. Olumlu katkı yapacaklar. Gelir gelmez bir oyuncuyu kesip geleni oynatmak için bu ondan daha iyidir diyebilmemiz lazım. Şuan o seviyede değil. Taktiksel olarak farklılıklar deneyebiliriz. Piotr yetenekli bir oyuncu. Onu da kullanabiliriz. Pawel oynamaya yakın bir oyuncu.

Yorumcular benim alanıma girmiyor.

Soru: iki büyük takım maçında alınacak her sonuç normal sayılmalıydı. Trabzonspor Fizik gücüyle ön plana çıkıyordu ama Fenerbahçe maçında ters bir görüntü oluştu. Bununla ilgili bir sıkıntı mı var?

Akılcı oynasaydık Fenerbahçe bize gol atamazdı. Fizik gücümüz eksik değildi ancak moral gücümüz iyi değildi. Moral gücü eksik olunca fizik gücü de düşüyor. Moral gücünüz yoksa, hiçbir güç işe yaramaz. Eğer ikinci yarıda bir düşme olsaydı size katılırdım ancak böyle değildi. Fenerbahçe’nin ikinci golünde rakibi boş bıraksak belki o kombinasyonu yapamazdı. Yani biz hatalar yaptık onlar da golü attı. Bu maç böyleydi. İlk düşmesi gereken Jaja bile ayaktaydı. Maçı taşıyabildi. Oyuncularım kötü niyetli değildi. Fenerbahçe motivasyonu iyi kullandı. Biz motivasyonu iyi kullanmak için bir hafta boyuncu çalıştık ama başaramadık. Bunun sorumlusu da dediğim gibi benim. Çünkü takımı ben hazırladım. Bu maçla geriye dönük ne söylense doğrudur.

Yarın başlıklarda “Şenol Güneş oyuncularına yüreksiz” dedi diye çıkarsa demek ki burada söylediklerimiz anlaşılmıyor, derdimizi anlatamıyoruz demektir.

9 Puan gerideki Fenerbahçe oyuncularını inandırabiliyor, ben oyuncularımı inandıramıyorsam burada sıkıntı var demektir. Bu takım sizin takımınız. Bu oyuncular sizin, hepimizin. Ben nasıl oyuncular benim gözüm kulağım, bu takımı seven herkes için de böyle. Ayağım tökezleyebilir, gözüm görmeyebilir, kulağım duymayabilir, bunu söylediğim zaman farklı anlaşılıyorsa o zaman hiç basın toplantısı da yapmayalım. İstanbul basını yapabilir ama en azından bizim basınımız yapmasın.

Barcelona kaybedecek. Messi kötü oynayacak. Real Madrid Osasu’naya yenildi. Yine kötü sonuçlar alacaklar. Göreceksiniz. Bunun garantisini verebilirim. Olduğunda görüşeceğiz. Yani her şey söylenebilir. Her şey yazılabilir. Önemli olan gerçekçiliktir.

Soru: Trabzonspor’un pozisyonları irdelenirken, rakiplerin hatalı kazançları irdelenmiyor?

Ben kendi işimize bakarım. Hakemlere baskı yapılmaması gerekir demecim bile algılanamayan bir toplumda yaşıyorsak daha neler yapabiliriz. Doğruların suçlandığı bir ülkede ne söyleyebiliriz. 

Soru: Egemen’i oynatmasaydım dediniz mi?

Egemen hazırdı. Diğer ayağından sakatlandı. O maçın atmosferini taşıyacak oyunculardan biriydi. Duruşu önemliydi. Giray da iyiydi. Glowacki’nin de tecrübesinden yararlanmak istedim. Mustafa da iyiydi ancak bu nedenle kadroya alamadım. Geçen maç da Egemen hazırdı ama maç öncesinde ayağında gerginlik olunca oynatmamıştık. Sakatlık olabilir. Yapacak bir şey yok.

Soru: Kampa geç gelen oyuncularla ilgili ne gibi bir yaptırımınız oldu?

Para cezası verdik. Bizim iyi giden sonuçlardan sonra oyuncuya vereceğimiz para cezasını kaldırma gibi bir duruşumuz yok. Sonuçlarla  disiplin cezalarının alakası yok.