Eski devlet bakanı Kürşad Tüzmen TFF'nin şike davası ve UEFA'nın bazı takımlarımızı Avrupa kupalarından men etmesinin ardından ses getirici açıklamalarda bulundu.

 

Antalya'da gerçekleştirilen Konyaaltı Belediyesi 6'ncı Süleyman Erol ve 2'nci Ayak Avrupa Uluslararası Açık Deniz Yüzme Yarışları'na katılan eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, TFF'nin şike davasıyla ilgili aldığı kararları ve UEFA'nın Türk takımlarına verdiği cezaları yorumladı. "Adaletli olan yönetimin sonsuza kadar anılacağına inanıyorum" diyerek sözlerine başlayan Kürşad Tüzmen, şöyle dedi:

 

"Bu işlerde cesaret gerekir, yürek gerekir. Maalesef yüreği, bileği olmayan insanları bir yerlere getiriyorlar. Ondan sonra onlar Tavuskuşu Sevenler Derneği gibi, -ne şiş yansın ne kebap- kararlar alıyorlar. Bu kararların ne Türkiye'ye, ne de Türk sporuna hiçbir faydası yok. Ben senelerce evvel konuştum. Bizim arkadaşlıklar 40 senelik arkadaşlıklar. Şimdi Platini ile konuştuğun zaman sana yalan söylemeyecek. Adam geldi buraya ve insanları üzmemek için mesajları usturuplu verdi, ama ben biliyorum. Dedi ki siz kendi işinizi kendiniz halledin. Birinci kümede 3 takım, ikinci kümede 5 takım düşürmeniz lazım. Ben de aynı kanıdayım."

 

Federasyon Başkanlığı'na adaylığını açıkladığında 8 takımı düşüreceğini söylediğini hatırlatan Kürşad Tüzmen, şöyle devam etti:

 

"Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmam demiştim ama dediler ki aman dur yapma falan. Ben de baktım bu kafayla olacak gibi değil, çekildim. Çünkü, millete zarar verecektik. Ama Türk sporuna fayda verecektik. Belki bazı takımlara zarar vermiş olacaktık ama Türk sporunun geleceğini açmış, kurtarmış olacaktık. Şimdi çok mu güzel. Avrupa'da UEFA benim takımıma ceza veriyor ben gidip Avrupa'da oynayamıyorum. Şimdi Türk takımları ne yapacak? Türk takımları gitsin şimdi kumda oynasınlar. Kendi arazilerinin arka bahçesine kale yapsınlar, oralarda oynasınlar. Türk futbolu öyle gelişir. Başka çare yok. Çünkü doğru olan yapılmadı zamanında. Bunun sorumluları da bence hesap verecek. Çünkü Türk Milleti affetmez. Olayı gördü, bizim ne dediğimizi şimdi anladılar daha."