Darbe peşinde koşan bir nesil

 68 kuşağı denilince ilk akla gelen isimdir Deniz Gezmiş..Yeşil parkası, mağrur duruşu, yakışıklılığı ve darağacında son bulan hazin sonuyla pek çoğumuzun ruhuna nüfuz eden bir halk kahramanıdır.Eleştirilmesi tabudur. Bir devrimin gerçekleşmesi, bir umudu

Darbe peşinde koşan bir nesil

 68 kuşağı denilince ilk akla gelen isimdir Deniz Gezmiş..

Yeşil parkası, mağrur duruşu, yakışıklılığı ve darağacında son bulan hazin sonuyla pek çoğumuzun ruhuna nüfuz eden bir halk kahramanıdır.

Eleştirilmesi tabudur. Bir devrimin gerçekleşmesi, bir umudun yeşermesi, dünya barışı, halkların kardeşliği için hayatını ortaya koyan binlerce isimsiz kahramanın lideridir.

 
KÜÇÜK BİR KIVILCIMDI BÜYÜK BİR YANGINA DÖNÜŞTÜ
 
Dünyada 68 yılının mayıs ayında Sorbonne Üniversitesi'nin işgaliyle başlayan 68 Baharı, Türkiye'de bir grup gencin İstanbul'a gelen ABD filosunu protesto etmesiyle başladı. Küçük bir kıvılcımdı, büyük bir yangına dönüştü.. Binlerce gencin öldüğü, ülkenin korkunç bir kaosa sürüklendiği o yıllarla ilgili bugüne dek pek çok kitap, makale yazıldı, belgeseller çekildi, dizilere konu oldu. Deniz Gezmiş'i ve arkadaşlarını kahraman olarak gösteren bu yayınlar, 68 hareketini de gerçekleşememiş bir devrim olarak anlatır.
 
Bugün 68 kuşağının ucundan kıyısından geçenler ve dönemi kahramanlık hikayesi gibi anlatanlar, trajikomik bir şekilde reklamcılık dünyasında yer alarak bir zamanlar isyan ettikleri Kapitalist sistemin ürünlerini 'proleterya' pazarlamak için mesai yapmışlardır. 68 ruhunu diriltme söylemiyle taban arayan darbeci hareket ise, o kuşaktan can verenlerin kemiklerini sızlatırken, sağ kalanların bir kısmının gözünü yaşarttı, bir kısmının ise gönlünü okşadı.
 
EVDEN KAÇIP FUHUŞ TACİRLERİNİN ELİNE DÜŞEN GENÇ KIZ BENZETMESİ
 
İşte böylesi bir ortamda, döneme tanıklık eden Müztaz'er Türköne devrin 40. yıldönümünde, yani 2008 yılında yazdığı "Darbe Peşinde Koşan Bir Nesil: 68 Kuşağı" kitabıyla tüm ezberleri bozuyor. "68 Kuşağı'nın Türkiye versiyonu planlanan sol bir askeri darbenin sivil uzantılarından başka bir şey değil" diyen Türköne, davaya inanalara en büyük darbeyi 68 neslini büyük hayallerle evden kaçıp fuhuş tacirlerinin eline düşen genç kızlara benzeterek vuruyor.
 
MEĞER 68 KUŞAĞI BİR MASALMIŞ
 
"Sırf kendilerini temize çıkarmak için ve genç liderini kutsamak için 68'lilerin anlattığı masallara kızıyorum" diyen Türköne, "bu kitabı gerçekle masal arasındaki derin uçurumu göstermek için yazdım " diyerek kendisini ifade ediyor.
 
68 HAREKETİ CUNTA HİKAYESİDİR
 
"68 özünde ve merkezinde bir cunta hikayesidir. Eğer 68 kuşağı genel geçer bir başlık altında bir yere konacaksa bu başlığın " askeri cuntalar" olması gerekir" diyen Mümtaz'er Türköne'ye göre 40 yıl sonra bizdeki 68'lileri birer kahraman ve efsane haline getirenler, aynı dönemde aynı eylemlere katılan isimler. Yaptıkları ise Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan gibi isimleri sembolleştirmek suretiyle kendilerini yüceltme çabasından başka bir şey değil.
 
HEPSİ GERİLLA ÖZENTİSİ
 
68 Nesli için "çiçek çocuklar" yani hippiler benzetmesini yapan Türköne başta Deniz Gezmiş olmak üzere o nesli şu cümlelerle tanılıyor:
 
Arada dökülen kanları, soyulan bankaları ve kaçırılanları saymazsak gençler çok istedikleri ve arzu ettikleri gerillalar değiller. Sadece birere gerilla özentisi hepsi.
 
24 Eylül 1969 tarihli Hürriyet gazetesinin birinci sayfasında kocaman bir Deniz Gezmiş fotoğrafı var. ..  Fotoğrafın altında devrimcilerin lideri Deniz Gezmiş Emniyete götürülüyor yazısı var. 
 
AMERİKA'YA SAVAŞ AÇAN DENİZ GEZMİŞ'İN MONTU AMERİKAN PİLOTLARININ GİYDİĞİNDEN
 
Bu fotoğrafa bakarken ve belgesellerde Deniz Gezmiş 'in idamla yargılandığı mahkeme salonuna girip çıkarken ki pervasız halini izlerken bende uyanan duygu yukarda söylediğim. Karizması olan bir gençlik lideri. Kıyafetiyle, duruşuyla bu karizmaya çok öen verdiği belli. O kadar ki Amerika'ya savaş açarken Amerikan pilotlarının giydiği montlardan giymeye meraklı. 
 
Geriye bu karizmanın içini doldurmak, bugünün deyimiyle "çizdirmemek" kalıyor.
 
YILMAZ GÜNEY VE KOVBOY FİLMLERİ
 
O yılların karizma modeli Yılmaz Güney'di. Çirkin Kral lakaplı bu aktörün bilinen sosyal içerikli filmlerinde daha fazla kovboy ve kabadayı filmi vardı. Yılmaz Güney bu filmde gençliğin olmaya çalıştığı cool tipi yakalamış ve üzerine şöhret inşa etmişti. 
 
Dönemin devrimcilerinin rol modelin öğrenmek isteyenler bu sosyal içeriksiz Yılmaz Güney filmlerini mutlaka seyretmeliler. Özellikle kovboy kıyafetinde göründüğü filmleri. 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Siyaset