Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda iftar öncesi muhtarlarla bir araya geldi. İstanbul Vezneciler’de ve Mardin’in Midyat İlçesi’nde yaşanan bombalı saldırılara değinen Erdoğan, şehitlere Allah’tan rahmet diledi. İsim vermeden Almanya’da soykırım tasarısını hazırlayan Türk kökenli milletvekili Cem Özdemir’i eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün İstanbul Vezneciler’de, bugün Mardin Midyat’ta patlayan bombalar yine yüreğimizi yaktı. Ciğerlerimizi dağladı. Her saldırıda şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Bir kez daha bu menfur saldırılarda şehit düşen polislerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Ülkemizde şehitler tepesi hiç boş kalmıyor. Hamdolsun biz 7’den 70’e tüm fertleriyle bu tepeyi beklemeye talip bir milletiz. Çünkü şehitlik bizim inancımızda şereflerin en büyüğü, mertebelerin en yücesidir. Bu ülkenin havasını soluyan her vatan evladı, gerektiğinde hiç gözünü kırpmadan ölümün üzerine gidebilecek cesarete sahiptir. Arada bazı kanı bozuklar çıkmıyor mu? Çıkıyor elbette. Milletimiz onlara da hak ettiği dersi veriyor. Bunun adı kimi zaman devletine ve milletine kurşun sıkan terörist oluyor. Bunun adı kimi zaman onlara destek bildirisi yayınlayan sözde aydın, akademisyen oluyor. Bunun adı kimi zaman arabasında teröriste silah taşıyan, evini teröriste tahsis eden milletvekili oluyor. Bunun adı kimi zaman da kendi ülkesini soykırımla itham eden Almanya’da milletvekili oluyor. Ben tabi kanı bozuk derken biyolojik bir kanı bozukluktan, hele ırkçılıktan asla söz etmiyorum. Bizim kültürümüzde kanı bozuk ifadesi karakterle ilgili bir göndermedir. Anlamı da kendi milletine, kendi toplumuna karşı kötülük yapan, yanlış işlerle uğraşmakta ısrar edendir" ifadelerini kullandı.

 

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştirdi. Katıldığı bir televizyon programındaki sözleri üzerinden Kılıçdaroğlu’na tepki gösteren Erdoğan, "Bu ülkeye silah çeken teröristin biyolojik olarak hangi milletin olduğunun ne önemi var? Bizim gözümüzde o kanı bozuktur. Ama bakıyorsunuz geçen akşam bir televizyon kanalında bir siyasi partinin başındaki şahıs, ki bu siyasi parti ana muhalefet partisidir. Ben bu ana muhalefet partisine gönül veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Söylediği nedir? ’Biz yeri geliyor hastanelerdeki PKK’lıları ziyaret ettik. Yeri geldi DHKP-C’lileri ziyaret ettik’. Şu ifadeye bak. Ne kadar da rahatlıkla bunu söylüyor? Böyle bir şey olabilir mi? Bu ülkede ana muhalefetin başı olacaksın, bölücü terör örgütünün mensuplarını hastanede ziyaret edeceksin. Neymiş, hastaymış, yaralıymış. Ben milletimin iradesine bunları havale ediyorum. Artık bunlara inanıyorum ki; gereken dersi milletim en güzel şekilde verecektir. Benim mehmedimi şehit edenleri, benim polisimi şehit edenleri kalkıp da onlarla hastanede ziyaret ederek hasbihal etmek kusura bakmasınlar bu milletin değerleriyle uyuşmaz" diye konuştu.

 

’KANI BOZUKLARIN HİÇBİRİ MİLLETİN ASALETİNİ LEKELEYEMEZ’

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

 

"Siz böyle yaparsanız Almanya’da kendi ülkesini soykırımla itham eden adam, soruyorum kanı bozuk değil de nedir? Toplumumuz içinden çıkan veya çıkacak olan kanı bozukların hiçbiri bu milletin asaletini, şanlı tarihini, İslam’a yaptığı hizmetleri asla lekeleyemez. Bir yerde 3-5 terörist çıkıp milletin huzurunu kaçırabilir. Malına, canına, namusuna tasallut edebilir. Buna karşılık yüz binlerce kahraman oraya gelir. Hayatı pahasına milletini ve vatanını korur."

 

 

ABD’li boksör Muhammed Ali’nin cenazesine katılmak üzere bu gece Amerika’ya seyahat edeceğini hatırlatan Erdoğan, Muhammed Ali ile ilgili bir anısını da anlatarak, şöyle konuştu: 

 

"Bu gece geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Muhammed Ali’nin cenazesine katılmak üzere bir heyetle Amerika’ya gidiyoruz. Rahmetli halamın oğlunun evinde siyah beyaz televizyonu vardı. Sabah 4’lerde giderdim orada, Muhammed Ali’nin boks maçını izlerdik. İnsanlar niçin gecenin bir vakti televizyonların önünde toplanıyordu biliyor musunuz? Çünkü Muhammed Ali onlar için dövüşüyordu. Çünkü Muhammed Ali, Amerika gibi zor bir ülkede Müslümanlığını açıkça ifade eden ve bunun mücadelesini veren korkusuz bir yürekti."

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda muhtarlardan mahallelerindeki ihtiyaç sahiplerini gözetmelerini talep ederek, "Ey benim muhtar kardeşlerim, mahallenizde fakir fukara bırakmayın. Bütün kaymakamlıklarımızın fakir fukara fonuna ve oradan onlara destek verme mecburiyeti vardır. Devletimiz bu konuda kaymakamlıklara belli bir miktar parayı sürekli aktarmaktadır. Sizlere dağıtılan bu fonlarla birlikte nerede, ne ihtiyaç varsa bizleri bunlarla paylaşın. Biz bu fakirleri sahipsiz bırakmayacağız. Biz madem ki muhtarız, kapı kapı dolaşacağız. Sıkıntı mı var? Kaymakamımızla durumu paylaşacağız. Kaymakam gerekeni yapmadı mı? Sizdeki malum size verilen numaralara bunları bildireceksiniz. Hiçbiri olmadı. Cumhurbaşkanlığını arayacaksınız" diye konuştu.