Balbay: Vekilliğim engelleniyor

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, ''Bir gazeteci tutuklandığında okuru cezalandırılmıştır, bir milletvekili tutuklandığında da seçmenleri cezalandırılmıştır'' dedi.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Si

Balbay: Vekilliğim engelleniyor

İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, ''Bir gazeteci tutuklandığında okuru cezalandırılmıştır, bir milletvekili tutuklandığında da seçmenleri cezalandırılmıştır'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda görülen duruşmada taleplerin alınmasına devam edildi.

Sanık Mustafa Balbay, mahkeme heyetinin 23 Haziran'da tutukluluğunun devamına ilişkin verdiği kararı eleştirerek, ''Milletvekili olarak görevimi yapmamı engelliyorsunuz. 23 Haziran'daki tutukluluk halinin devamı kararıyla hüküm inşa ettiniz. Masumiyet karinesi değil mahkumiyet kararı verdiniz. Kararınızda 'devletin bölünmez bütünlüğünü' gerekçe gösteriyorsunuz. Bana böyle bir suç isnadı yok. Çok büyük bir hata yapmışsınız'' diye konuştu.

Balbay, tutuklu kaldığı süre boyunca 3 kitap yazdığını, sorumluluğunu yerine getirmeye devam ettiğini belirterek, ''Milletvekili olarak kendimi daha fazla sorumlu hissediyorum. Bedenimi tutsak tutabilirsiniz, ama milletvekilliği görevimi yapmamı engelleyemezsiniz'' dedi.

1950'de gazeteci Mümtaz Faik Fenik, 1957'de Osman Bölükbaşı ve 2007'de Sebahat Tuncel'in milletvekili seçildiklerinde tahliye edildiklerini anlatan Balbay, ''Türkiye demokrasi tarihine bakıldığında bu üç olay varken kendi gerekçenizi muhakeme ediniz. Acaba demokrasi açısından geri mi gittik, ileri mi? Anayasa'nın 9. maddesi 'Yargı, Türk milleti adına karar verir' der. Bu da milli iradedir'' şeklinde konuştu.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in bir duruşmada, ''Terör örgütünü ortaya çıkarmaya çalışıyoruz'' dediğini anımsatan Balbay, ''4 yıldır devam eden çalışmanızı kolaylaştırmak istiyorum. CHP yöneticileri ve milletvekilleri burada. Arayıp bulamadığınız 'Ergenekon' terör örgütü'nü biz bulmaya çalışalım. Eğer var olduğunu bulursak, ilk önce ben söyleyip yazmazsam namerdim'' diye konuştu.

Cumhuriyet gazetesinin, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı gibi yazarlarını teröre kurban verdiğini ifade eden Balbay, ''Cumhuriyet teröre kurban verdi, şimdi de mahpus veriyor'' dedi.

ÜYE HAKİM HAŞILOĞLU, BALBAY'I UYARDI
Balbay, Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılmasına ilişkin yargılanan Bedirhan Şinal'ın, ''Polislerin Cumhuriyet gazetesine atması için bomba verdiğine, ama sonuçlarını düşünerek molotofkokteyli attığına'' ilişkin ifadelerini basından takip ettiğini söyledi.

''Birinci Ergenekon davasında ifade veren Şinal, 'Polisler bomba verdi' diyor. Bunun üzerine hakim Haşıloğlu da Şinal'a 'frene bas' demiş'' diyen Balbay'a, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu müdahale ederek, şunları kaydetti:

''Dosyayı biliyor musunuz? Mahkeme Şinal'ı 2 saat dinledi. Ancak mahkemeye karşı hakaretlerde bulununca müdahale etme gereği duyduk. Ayrıca, 23 Haziran'daki verdiğimiz kararın 6. sayfasında genel tanımlar yaptık. Ancak siz kendinize indirgediniz. Özenli tavrınızı göstermediniz. Mahkeme bunu düzeltmenizi bekler. Biz hakimlerin kaderi, kendilerini savunamazlar. Hakimlerin karar aşamasını beklemesi çıldırtıcı. Siz bugüne kadar duruşmalarda ve dilekçelerinizde bir düzeyi tutturdunuz. Çok zekisiniz ve kelimelere hakimsiniz. Ancak mahkemeye laf sokarak, kelime oyunlarıyla bir yere varılmaz. Mahkemeye husumet gütmek kimsenin yararına değil. Değil Türkiye'nin, dünyanın en demokratik yargılamasını yapıyoruz.''

Balbay ise ''Tutukluluk davaları bozuyor. Delillerin inandırıcılığını ortadan kaldırıyor. İddianame, yazarı olduğum gazeteye bomba atan kişi ile benim aynı örgütten olduğumu söylüyor. Çıldırma noktasındayım. Cumhuriyet gazetesine bomba atmaktan sanık çocuklar bile benden 'Mustafa abi şu dosyaya bak' diye yardım istiyor'' dedi.

Norveç'te 85 kişiyi öldüren kişi için 8 hafta tutukluluk süresi verildiğini belirten Balbay, ''Bizim tutukluluğumuz 8 hafta, 8 ay, 8 yıla gidecek. Bugün (dün) Cumhuriyet'te Özgen Acar bu konuyu çok güzel yazmış, tebrik ediyorum. 'Tutukluluk cezaya dönüştü' demiştik. Artık davada tutukluluk ceza ötesini de geçecek aşamaya geldi'' diye konuştu.

Üç yıla yakın bir süredir tutuklu bulunduğunu ve bugüne kadar duruşmalarda yaptığı konuşmaların 50 saati bulduğunu söyleyen Balbay, ''Gazeteci çağının tanığıdır. Ama siz gazeteciyi 'çağın sanığı' yaptınız'' dedi.

Balbay, ''12 milyon insanın oyunu almış bir partinin milletvekilinin tutukluluk halinin devamına karar veriyorsunuz. Bir gazeteci tutuklandığında okuru cezalandırılmıştır, bir milletvekili tutuklandığında da seçmenleri cezalandırılmıştır'' diye konuştu.

HASAN ATAMAN YILDIRIM
Tutuklu sanık Hasan Ataman Yıldırım da ''Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri'' iddianamesinde adının sanıklar arasında yer aldığını belirterek, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Yıldırım, ''Yüksek Askeri Şura (YAŞ) öncesi askerlerle ilgili soruşturmalar açıldığını, bu nedenlerle askerlerin terfi ettirilmediğini, YAŞ'ın hükümet tarafından istenildiği gibi şekillendirildiğini'' iddia ederek, ''Hayhay ile ilgili belgeler sahtedir. Bunların benle ilgisi yok. Donanmada ele geçen belgelere benim adımı koymuşlar. Subaylarla işbirliği yapmışım. Beni 10 yıldır dinliyorlar. Telefon kayıtlarıma baksınlar, görüşmediğimi görecekler'' diye konuştu.

''Kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri'' iddianamesini hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'ın kendisini sorguladıktan sonra serbest bıraktığını ifade eden Yıldırım, ''Ancak soruşturma ilk olarak benden çıkan belgelerle başladığı için adımı da iddianameye eklediler'' diye konuştu.

Yeni yazdığı ''Ergenekon Kazanında Kurbağa'' kitabını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:

''Kurbağa'yı sıcak suya atarsanız zıplar ve çıkar. Ancak normal bir suya kurbağayı atın ve suyu ısıtmaya başlayın, bir süre sonra kurbağanın kasları gevşediği için çıkamayacaktır. İşte halkı da böyle uyutuyorlar, o yüzden kitaba bu ismi verdim'' dedi.

FATİH HİLMİOĞLU
Tutuklu sanık eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu da ''Balyoz'' ve ''Ergenekon'' davalarını karşılaştırarak, her iki iddianamenin de askeri darbeye teşebbüs iddianamesi olduğunu söyledi.

Hilmioğlu, ''Kuvvet komutanları, ordu komutanları ve onlarca generalin bulunduğu 200'ün üzerinde asker şahıs Balyoz Darbe Planını gerçekleştiremezken, bu davada şu anda tutuklu 5 asker mi darbe gerçekleştirecektir? Tutuksuzları da eklersek, tek bir kuvvet komutanının bile bulunmadığı 15-20 asker mi gerçekleştirecektir?'' dedi.

Duruşmaya taleplerin alınmasıyla devam ediliyor.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler