Soylu, partisinin Malatya Belediyesi Konferans Salonu'ndaki İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, 21. yüzyılda küreselleşmenin hızlandığını, yerelleşmenin güçlendiğini söyledi.

 

Türkiye'nin yeni süreçte dünyadaki bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle rekabet içerisinde olduğunu ifade eden Soylu, ''İlerlemeliyiz, demokratikleşmeliyiz, özgürleşmeliyiz'' diye konuştu.

 

AK Parti'nin bu süreçte ''yenileşme'' ve ''etki alanını genişletme'' vizyonlarını uyguladığını aktaran Soylu, ''2002'de vergi gelirlerinden elde ettiği her 100 liranın 86 lirasını faize ayıran, yatırıma, kendi insanına ayıramayan bir Türkiye vardı. Şükürler olsun ki, bugün kendi insanına elini uzatan, 400 bin engelli vatandaşımıza, evinde aylık maaşıyla beraber, 'Sen yalnız değilsin, senin devletin insanını yalnız bırakan bir devlet değildir' diyoruz'' ifadelerini kullandı.

 

Van depreminden sonra kentte yapılan konutların açılışına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la katıldığına değinen Soylu, orada 1999 depreminden sonra Yalova'ya gittiği günlerin aklına geldiğini anlatarak, şunları söyledi:

 

''O günkü genel başkanla aynı arabadaydık. Cumhurbaşkanı ancak açtığımız telefonla meselenin vahametinden haberdar oluyordu. O günkü sayın Başbakanın konuyla ilgili herhangi bir bilgisi yoktu. O binaların altında sadece insanlarımız kalmamıştı. Çaresiz bir devlet kalmıştı. Ancak Van depreminden sonra Sayın Başbakanımızla konutların açılışına gittiğimde, 15 bin 341 konut 10 ayda yapılmıştı. Bin 15 derslik yıkılmış, 2 bin 600 derslik yapılmıştı. O insanlara hiçbir eksiklik hissettirilmiyordu. ''

 

Süleyman Soylu, terör örgütüne ve nifak sokmaya çalışanlara rağmen böyle bir başarılı çalışmanın sergilendiğini belirterek, ''Bu memleketin evlatları tam 13 yıl sonra o devletin onurunu, Türkiye'nin birliğini ve beraberliğini Van'daki o enkazdan çıkararak, yepyeni bir Türkiye sürecini ve yepyeni bir Türkiye hayalini başlattılar'' dedi.

 

-28 Şubat süreci-

 

28 Şubat'ta insanların fişlendiğine de değinen Soylu, ''Dizlerindeki izlerinden dolayı 'bunlar namaz kılıyor mu, kılmıyor mu?' diye fişlemeler, evlerine gidilip birileri tarafından 'bunun hanımı başörtülü müdür, başörtüsüz müdür?' diye fişlemeler, bu milletin tahribatı değil miydi?'' ifadelerini kullandı.

 

Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi gerektiğini düşündüğünü de söyleyen Soylu, ''Türkiye başkanlık sistemine geçmezse, ikinci sıçramada bu oligarşik bürokrasi Türkiye'nin ayağına her zaman pranga vurmaya çalışacaktır. 1961 anayasasında da, 1982 anayasasında da öyle oluşmuştur'' dedi.

 

Soylu, daha sonra Demokrat Parti'den AK Parti'ye geçenlere rozet taktı.