Ağlamamak için kendini zor tuttu

Burdur'a bağlı Ağlasun ilçesinde yaptığı konuşmada, Dağlıca'daki şehitlere rahmet ve ailelerine başsağlığı dileyen Bakan Gürcan, ağlamamak için kendini zor tuttu. Aileleri terör örgütlerine karşı uyaran Bakan Gürcan, "Çocuklarımızı terör örgütlerine, onla

Ağlamamak için kendini zor tuttu

Burdur'a bağlı Ağlasun ilçesinde yaptığı konuşmada, Dağlıca'daki şehitlere rahmet ve ailelerine başsağlığı dileyen Bakan Gürcan, ağlamamak için kendini zor tuttu. Aileleri terör örgütlerine karşı uyaran Bakan Gürcan, "Çocuklarımızı terör örgütlerine, onların kirli savaşlarına kurban vermemeliyiz" çağrısında bulundu.

Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini vurgulayan Bakan Gürcan, Türkiye'nin huzur ortamının, düşmanları rahatsız ettiğini söyledi. Türkiye'de sağlam iradenin bulunduğuna dikkat çeken Bakan Gürcan, "Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Bölgesinde bir huzur vahası gibi parlayan ülkemizin üzerine kan sıçratıyorlar. Suriye ve Irak'ta uzun yıllardır yaşanan siyasi istikrarsızlığın nasıl bedelleri beraberinde getirdiğini en iyi bilen kadrolarsınız. Milyonlarca insanın mülteci duruma düştüğü, yüz binlerce ailenin dağıldığını, dul, yetim ve kimsesizin varlığını biliyorsunuz. Yoksulluk, evsizliğin yanı sıra Bakanlığımız dağılmış ailelere, savaş ve yoksunluk sendromu ile boğuşan Suriyeli mültecilere, kardeşlerimize psikolojik destek veriyor. Siyasi istikrarsızlığın getirdiği otorite boşluğu, her zaman talan ve sömürü üzerine düzen kuranların iştahını kabartır. Kurşunun nereden geldiği belli olmayan bir coğrafyada huzur limanı gibi duran Türkiye'nin varlığı bazı güçleri şüphesiz rahatsız ediyor. Din, mezhep ve ırklar üzerinden yapılan ayrıştırmanın sonuçları her zaman kan ve gözyaşı olmuştur. Çok şükür ki ülkemizde sağlam bir irade var. O sağlam iradenin sık sık "din, mezhep, dil ve etnik milliyetçiliği ayaklar altına aldık" demesinin Türkiye'yi nasıl bir çukura düşmekten koruduğunu anlamamakta direnenler var. Bunlar ya anlayış fukarasıdırlar ya da gerçekten de Türkiye'nin iyiliğini istememekteler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Tek Vatan, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Devlet" vurgusunu hatırlatan Bakan Gürcan, Türkiye düşmanlarının Erdoğan'ı etkisiz kılmak, Türkiye'yi açık hedef görmek istediklerini söyledi. Türkiye'deki sağlam iradeyi kırmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldıklarını söyleyen Bakan Gürcan: "Cumhurbaşkanımız "Tek Vatan, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Devlet" sözünü işte tamda bu yüzden tek tek tekrarlıyor. Biz de tekrarlayacağız. Bunu yıkarlarsa bizi Suriye yaparlar. Devletin başının tehlikeyi gören feraseti onları çileden çıkarıyor. Bu sebepledir ki devletin başını hedef alıyorlar. Türkiye Cumhuriyetinin Başını hedef seçmelerinin nedeni şu: Recep Tayyip Erdoğan'ı etkisiz kılabilirlerse, Türkiye istedikleri gibi açık hedef olacak. Türkiye bunların at oynattığı açık hedef olsun diye, Sağlam İradeyi kırmak, kaos oluşturmak için hedeflerinde Recep Tayyip Erdoğan var. Onların hileleri, hesapları, planları, kumpasları, kirli tezgâhları elbette olacak. Onların hileleri varsa Allah'ın bir hesabı, bu milletinde feraset sahibi, dirayetli kadroları var. Elhamdülillah ki sizler varsınız. O tezgâhlar elbette bir gün başlarına geçer. Kurdukları tuzağa ansızın yakalanırlar. Bu yüzden bir millet olarak durmamız. Birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmemiz son derece hayatidir" dedi.

AİLELERİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI UYARDI

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın terörle mücadele de önleyici tedbirler konusunda büyük görevler üstlendiğini anlatan Bakan Gürcan, ailelerden terör konusunda çocuklarına sahip çıkmalarını istedi.

Terör örgütlerinin, aile birliği dağılmış ve ya zayıf ailelerin çocukları kandırdığını işaret eden Bakan Gürcan; "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aslında görevini iyi yaptığı oranda teröre karşı önleyici hizmetlerin en büyüğünü yapar. Evet, bakanlığımız terörle mücadele de önleyici tedbirler konusunda büyük görevleri omzunda taşıyan bir bakanlıktır. Çünkü terör örgütleri elamanlarını öncelikle aile birliği dağılmış veya zayıf ailelerin çocuklarından sağlıyor. Bu çocuklarımızı bizden çalıyorlar. Ailelerinden çalıyorlar. Bizler bu sorumluluk bilincinde olmalıyız. Ailelerimizi sadece kötü alışkanlıklar değil çocuklarının terör örgütlerinin kucağına sürüklenme ihtimali konusunda uyarmak, evlatlarımızın ana toplumsal gövdeden kopmaması için projeler üretmekle de mükellefiz" dedi.

"Terörün dini, ırkı, milliyeti yok" diyen Bakan Gürcan sözlerini şöyle sürdürdü: "Şiddet nereden gelirse gelsin onun karşısında duracağız. Biz savaşta dahi kadına, yaşlıya, çocuklara ve hatta silahsızlara dokunmayan bir medeniyetin evlatlarıyız. Karşımızda çocukları ana babasından, okulundan koparan terör örgütleri var. Yaslandıklarının din, mezhep, kavmiyet olması fark etmez. Dilleri şiddet. Sözleri öfke. Eylemleri ölüm kusuyor. Yalan söylüyorlar. AK'ı kara göstermede, yalanı zerre utanmadan sıralamakta profesyonelleşmişler".

KOBANİ'Yİ İŞARET ETTİ

Bakan Gürcan, Kobani'den Türkiye'ye 200 bine yakın insanın sığındığını ve terörden kaçan insanları Türkiye'nin tedavi ettiğini ve onlara kucak açtığını hatırlattı. Kobani'de yaşanan olayları işaret eden Bakan Gürcan, "Bu ülke 6-8 Ekim olaylarını yaşadı. Siyasetin tabanını sokağa çağırdığını gördük ve çağrının bedeni 50 vatandaşın canı oldu. Bahane neydi Kobani. Oysa Türkiye olmasa başka bir terör örgütü orada katliam yapacaktı. Oraya takviye birliklerin geçişine biz izin verdik. Yaralıları biz tedavi ettik. Sadece 3 günde Kobani'den Türkiye'ye 200 bine yakın kardeşimiz sığındı. Huzur limanına sığındı. Sadece bu 3 günde gelenler o zaman tüm Avrupa'da ki mülteci sayısından fazlaydı. PKK terör örgütü kirli bir savaşı buraya taşımak istiyor. Terör örgütü Suriye uzantısı PYD'nin DAİŞ ile savaşını bizim topraklarımıza taşımak için her şeyi yapıyor. DAİŞ'e katılan terörist envanteri gösteriyor ki Türkiye 10. Sırada. Peki, PKK ve PYD teröristlerini nereden devşiriyor?" dedi.

ÇOCUKLARINIZI TERÖRE KURBAN VERMEYİN ÇAĞRISI

'Çocuklarımızı terör örgütlerine, onların kirli savaşlarına kurban vermemeliyiz" çağrısında bulunan Bakan Gürcan, şöyle konuştu: "Burada bizlerin sorumluluğu var. Evet, büyük sorumluluğumuz var. Çocuklarımızı terör örgütlerine, onların kirli savaşlarına kurban vermemeliyiz. Aile bakanlığı olarak bu konuda yükümlülüklerimiz var. Çocuklarımızın yeri evidir, okuludur. Ana ve babalarının, kardeşlerinin yanıdır. Bu konuda daha fazla çalışma ve ebeveynlerimizi uyanık tutma gayretinde olmalıyız. Çocuklarımız bizde kalmalı. PKK, DAİŞ, DHKP-C ve alfabenin sessiz harflerinden kendine isim devşirip, evlatlarımızı ölüme gönderenlerle mücadele etmeliyiz.Biz millet olmazsak, milli iradeye sahip çıkmaz isek bedelini nasıl ödeyeceğimizi görecek kadar aklı başında ve eğitimli insanlarız.Öyleyse sizlerden istirhamım Sağlam İradeye sahip çıkalım. Milli iradenin yanında duralım. Biz yoksak bir boşluk doğar ve o boşluğu birileri doldurur. Canımız yanar, canlarımız yiter. Bizler, İstiklal ruhunu dedelerinden devralmış. Azim ve kararlılığını yedi düvele göstermiş bir tarihin çocuklarıyız. İşte o istiklal ruhuyla, ilk aşk ve ilk heyecanla milli birlik ve kardeşliğimizin yanında duracağız. Türkiye'nin sağlam iradesini, milli birliğini, huzur iklimini bozmak isteyenlerin oyununu bozan bir ekip olacağımıza kuşkum yok.

Biz varsak, biz çalışırsak ülkemizi teröre karşı, diri ve aşılı tutabiliriz. O aşıyı yapacak olanlar da sizlersiniz. Anadolu geçmişte olduğu gibi gelecekte de kardeşliğin, birlik ve beraberliğimizin tek adresi olacaktır. Burada oluşan sinerjinin, içimizdeki coşkunun, Burdur'a ve tüm yurda halka halka yayılmasını diliyor, Sizlere ve ailelerinize gönülden sevgi saygı ve selamlarımı sunuyorum".

Bakan Gürcan, Ağlasun ziyaretinde kendisini takip eden İHA muhabiri Hayal Girişim'e çiçek jestinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler