Yrd. Doç. Dr. Belma Kalaycı, damar sertliğinin diğer bütün hastalıklardan daha fazla hasara ve ölüme neden olduğunu söyledi. Damar sertliğinin vücuttaki tüm organları etkileyebilecek bir hastalık olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Kalaycı, "Örneğin beyin. Beyindeki damarların sertleşmesiyle hastada hafıza kaybı, uyuşukluk gibi bulgular ortaya çıkabilir. Bu aniden de ortaya çıkabilir. Hem ölüme sebebiyet verebilen hem de bakımı çok zor bir hastalık grubu. Bunun dışında göz damarlarında eğer damar sertleşmesi dediğimiz durum ortaya çıkarsa görmede azalma hatta körlüğü kadar varan durumlar ortaya çıkabilir" dedi.

ENGELLENEBİLİR RİSKLERE DİKKAT

Yrd. Doç. Dr. Kalaycı, hipertansiyon, diyabet, kolestrol yüksekliği, sigara ve genetik faktörlerin yanında obezite, hareketsiz ve stresli yaşamın damar sertliği hastalığı riskini artırdığını kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Kalaycı, "Sigara kullanan ve stresli bir işte çalışan kişilerde damar sertliği olma olasılığı daha fazla. Bunlar bizim engelleyebileceğimiz risk faktörleri. Sigarayı bıraktığımızda bunu önleyebiliriz. Fakat genetiğimizi değiştiremeyiz. Bu sadece basit bir göğüs ağrısıyla gelebildiği gibi direk kalp kriziyle de karşımıza geliyor. Kalp krizinin, beyin kanamasının, koroner arter hastalığının en önemli nedeni olduğundan ölüm riski çok fazladır" diye konuştu.

İş stresinin de hastalıkta önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Kalaycı, "Genelde sinirli bir toplumuz. Stresli hayat hem kendi hücresel yaşlanmamıza katkıda bulunan bir durum hem de sadece damar değil sinir sistemini de etkiliyor. Doktorların dışında memurlar, öğretmenler, gazeteciler stresli yaşıyor. Bu mesleklerde çalışanlar mutlaka sağlık kontrolünden geçmelidirler. Özellikle erkekler 40 ve kadınlar da 50 yaşından sonra rutin olarak hekime başvurmalıdırlar" dedi.