Bu hastalik sinsi sinsi ilerliyor...Dikkat!

Böbrek hastalığı üzerine araştırma yapan Türk Nefroloji Derneği çarpıcı verileri gün yüzüne çıkardı. Buna göre Türkiye'de erişkinlerin yüzde 15,7'sinde böbrek hastalığı bulunuyor. Bu yıl 30.'su düzenlenen Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transp

Bu hastalik sinsi sinsi ilerliyor...Dikkat!

Böbrek hastalığı üzerine araştırma yapan Türk Nefroloji Derneği çarpıcı verileri gün yüzüne çıkardı. Buna göre Türkiye'de erişkinlerin yüzde 15,7'sinde böbrek hastalığı bulunuyor. Bu yıl 30.'su düzenlenen Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi için Antalya'da bulunan Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar, kronik böbrek hastalığının sıklıkla sinsi seyrettiğini belirtti.

Yaptıkları araştırma sonuçlarına göre Türkiye'de her 7 kişiden birinin kronik böbrek hastası olduğunu açıkladı. Ancak 10 hastadan sadece 1'inin hastalığın farkında olduğunu açıkladı.

60 BİN HASTA TEDAVİ GÖRÜYOR

Düzenli tarama yapılmadıkça hastalığın erken evrelerde teşhisinin zor olduğuna işaret eden Süleymanlar, farkındalığın ve erken tanısının düşük olması nedeniyle hastalığın sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlediğine dikkat çekti.

Bu hastaların da yaşamını sürdürebilmesi için diyaliz ve böbrek nakli tedavisi alması gerektiğini aktaran Süleymanlar, "Bu tedavilerin global maliyeti 1 trilyon doların üzerindedir. Ülkemizde diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış 60 bini aşkın hasta bulunmakta ve sağlık bütçesinin yüzde 5'ten fazlası bu hastalar için harcanıyor" diye konuştu.

EKONOMİYİ TEHDİT EDİYOR

Prof. Dr. Süleymanlar, böbrek hastalığının ülke ekonomisini tehdit ettiğine vurgu yaptı. "Kronik böbrek hastalarında ölüm ve maluliyet riski sağlıklı bireylerden 10-30 kat yüksektir. Bu oranları kötü yaşam kalitesi, hastaların aile ve sosyal yaşantıları da olumsuz etkiler ve ekonomik üretkenliklerini engeller" dedi.

Diyaliz merkezlerinde Nefrolog yok

Tedavi süreciyle alakalı önemli bir soruna dikkat çeken Prof. Süleymanlar diyaliz hastalarının takibini yapacak hekim ve tedaviyi yürüten takımın başında nefroloğun olması gerektiğini vurguladı. Gerekçesini şöyle anlattı:

"Nefrologlar bunun için 3 yıl ekstra eğitim alıyor. Ülkemizde nefrolog sayısı kısıtlı. 600 civarında nefrolog var ve bu durum belimizi büküyor. Maalesef diyaliz merkezlerinin çoğunda nefrolog bulunmuyor. Hastayı pratisyen hekim takip ediyor. Bu durumda tedavide istenilen başarı sağlanamaz ve maliyet artar. Türkiye'de diyaliz hizmetinin yüzde 80'e yakını özellerde veriliyor."

Risk var ise kontrol gerekli

Süleymanlar, kronik böbrek hastalığının basit ve ucuz kan veya idrar testleri ile kolayca teşhis edilebildiğini söyledi. Hastalığın olumsuz sonuçlarını engellemek için ulusal ölçekli hastalık yönetimi modelinin hayata geçirilmesi geerektiğini vurgulayan Süleymanlar, "Sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerinin toplum tarafından uygulanması hastalığın büyük oranda kontrolünü sağlayacaktır. Bunun için; düzenli egzersiz yapılmalı, sağlıklı beslenilmeli, tuz tüketimini azaltmalı, yeterli su içerek sigara ve alkol tüketiminden kaçınmalıyız.

Risk altındaki kişilere yönelik düzenli tarama ve etkin tedavi ile hastalığın gelişimi önlenebilir veya ilerlemesi engellenebilir. Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk faktörleri; şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp damar hastalıkları, obezite, ileri yaş ve ailede böbrek hastalığı varlığı. Kişi risk faktörlerine sahipse mutlaka böbreklerini kontrol ettirmeli" ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Sağlık