TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Yahya Akman, özellikle tecavüz sahnelerinin yoğunlukla gösterildiği dizilerle ilgili şikayetlerin arttığına işaret ederek, bu konuda tek defada para cezası şeklinde tezahür edecek bir cezanın daha caydırıcı olabileceğini söyledi.

 Komisyonun toplantısına RTÜK Başkanı Davut Dursun ve Aile Araştırma Kurulu Genel Müdürü Ayşen Gürcan da katıldı. Toplantının sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Komisyon Başkanı Akman, özellikle televizyonlarda en çok izleyici toplayan saatlerde yayınlanan bazı dizilerin Türk aile yapısına, çocukların ve gençlerin gelişimine ilişkin olumsuz etkileri olduğu, bu şikayetlerinin RTÜK tarafından yeteri kadar denetlenmediği gerekçesiyle komisyona yapılan başvurular bulunduğunu söyledi. RTÜK'le ve Aile Araştırma Kurumu'yla yaptıkları yazışmalar neticesinde bazı noktalara vardıklarını ama yüz yüze de bazı şeyleri konuşarak tutanak altına almak ve hem yazılı hem de sözlü dökümlerden yararlanarak bu konuda bir denetim eksikliği olup olmadığını tespit etmek amacıyla bu toplantıyı yaptıklarını belirten Akman, toplantıda RTÜK Başkanı'nın bugün TBMM Genel Kurulu'nda bulunan yasanın yakın bir zamanda çıkması halinde gerek denetimle ilgili, gerekse bu alandaki reyting mücadelesiyle ilgili noktalarda birçok iyileştirmelerin olabileceğini ifade ettiğini anlattı. Televizyon sektörünün, toplumun gelişimiyle beraber bazı yeni olayların da ortaya çıkmasına neden olan bir saha olduğunu belirten Akman şunları söyledi:

"Son zamanlarda bir iki dizinin isminden hareketle bu başvurular bize yapılmıştı. Özellikle bazı tecavüz sahnelerinin yoğunlukla ve sıklıkla tekraren gösterilmiş olduğu veya buna benzer şekildeki kimi dizilerle ilgili bu şikayetler yaygınlaşınca böyle bir çalışma yapma ihtiyacı hissettik. Şu an bu toplantının sonucunda görüyoruz ki Genel Kurul gündeminde bekleyen RTÜK yasa tasarısı gerçekten önemli. Kanunlaştıktan sonraki uygulamadan sonra yine de bazı aksaklıklar muhakkak olacaktır ama bunun çok önemli ölçüde buna hizmet edeceğini görüyoruz. Aile Araştırma Kurumu Genel Müdürü Ayşen Gürcan'ın verdiği bilgiler var. Kendi ifadeleriyle hem bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışıyorlar, hem de bir devlet kurumu. Bu çağda özellikle gerek radyo ve televizyonların, gerekse diğer medya ve iletişim araçlarının çocuklar ve aile yapımız üzerinde etkileri konusunda ciddi çalışmaları var. Ciddi miktarda yazılı doküman da ortaya koymuşlar. Toplumun çok çeşitli kesimleriyle toplantılar yaptıklarını, kendilerine düşen

görevi azami ölçüde yapmaya çalıştıklarını ifade ettiler. Bu gibi sosyal konularda iki kere iki dört eder gibi matematiksel sonuçlar elde etmek mümkün değil. Bugün GSM şirketleri acımasız bir rekabet içinde. Bu konuyla ilgili de ciddi şikayetler geliyor. Bir tarafıyla ilgili tedbir alıyorsunuz, rekabetin neticesinde bakıyorsunuz başka bir konuda tüketici hakkı ihlal edilmiş. İnsan hakkı, çocuk ve aile hakları ihlal edilmiş. Bizler de başta TBMM olmak üzere bu konuda görev üstlenen kurumlar gerekli denetim vazifelerimizi yapacağız. Bugünkü çalışma da bu çerçevede."

Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Akman, 'Yeni yasa bu tür diziler için neler getirecek?' sorusu üzerine şunları kaydetti:

"RTÜK Başkanı'nın ifade ettiği, benim de kafama takılan temel konu şu. Bugün RTÜK bir denetim yapıyor. Bu denetim sansür anlamında bir denetim değil. Yani dizileri önceden denetleme gibi bir mekanizma yok. Ancak yayınlandıktan sonra uyarı göndermek, ikame yayınları yayınlatma zorunluluğu, idari para cezası kesme şeklinde kademeli bir ceza sistemi var. Şikayetlerden ve yaşanan hadiselerden anlaşılıyor ki caydırıcılığı düşük gibi. Yine sansür anlamına gelmeyecek ama tek defada para cezası şeklinde tezahür edecek bir ceza daha caydırıcı olabilir. Yasa bu anlamda alternatifler içeriyor. Bu alternatifleri de RTÜK etkin şekilde kullanırsa bu şikayetlerin daha aza ineceğini düşünüyoruz."