Organizasyonda, Dr. Reşit Haylamaz, Kemal Gülen, İbrahim Kocabıyık, Ali Demirel, Mehmet Akar, Seyit Erkal ve Osman Kaplan Trabzonlularla buluşacak. Konferansların yanı sıra Kutsal Emanetler Fotoğraf Sergisi, Kitap Sergisi, Okur-Yazar Buluşması, Çağın Ölüm Tuzakları Sergisi ve kermes etkinliklerinin de yer alacağı etkinliğin Şölen havasında geçmesi bekleniyor. İki gün boyunca kültür ve sanata doyacak olan katılımcılar, okudukları kitapların yazarlarıyla tanışma ve sohbetlerinde bulunma fırsatını da yakalayacak.

 

TUKSANDER Başkanı Dr. Uğur Embiye Özgür, Kültür Günleri'nin Anadolu insanının kitaplarını okuduğu yazarlarla buluşması adına önemli bir etkinlik olduğunu belirtti. Özgür, dernek yönetim kurulu üyelerinin de katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, ilk olarak TUKSANDER'le ilgili bilgiler verdi.

 

Derneğin kısa bir süre önce kurulduğunu anlatan Özgür, "Toplumsal Uzlaşı ve Kültür Sanat Derneği olarak öncelikle kuruluş amaçlarımız içerisinde hedefimizi özetleyen iki kelime; kültür ve uzlaşı. Kültür, bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünüdür. Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan farklı kılar. Uzlaşma kelimesi için ise yapılabilecek çok sayıda tarif vardır elbette. Ancak biz diyoruz ki uzlaşma, farklılıklarımızı koruyarak birlikte barış içinde yaşayabilme sanatıdır."

 

Herkesi kendi konumunda kabullenerek birbirini tanıma ve ortak sorunlara ortak çözüm arayışında olduklarını kaydeden Başkan Özgür, mahiyetine uygun hoşgörü, müsamaha ve tolerans gibi pozitif manaları da çağrıştıran uzlaşının toplumun kültürünün de bir parçası olması gerektiğini belitti.

 

Küreselleşen dünyada herkesin korkuyla beklediği medeniyetlerin çatışması tezinin panzehiri olan medeniyetler buluşmasının ancak uzlaşı kültürü ve diyalogla sağlanabilecek bir süreç olduğuna vurgu yapan Özgür, şöyle devam etti: "Biz diyoruz ki vicdanımız; bütün insanlığı içine alacak kadar geniş olmalı. Güven vaad etmeliyiz. Gönlümüzde herkesin oturabileceği bir yer olmalı.

 

Gelecek adına kültürler arası köprüler kurmalı, farklılıklarımızı koruyarak birlikte yaşama kültürü oluşturmaya çalışmalıyız. Yunus gibi diyoruz; yaratılanı hoş gördük Yaradan'dan ötürü. ve çağlar ötesinden seslenen Mevlana gibi 'Gel, gene gel, ne olursan ol yine gel' diyoruz. İnsan kalbi kırmayı Kabe'yi yıkmaya denk görüyoruz."