Tutuklu iki hakim için iddianame

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik soruşturmada tutuklanan kişilerin reddi hakim talebini yetkisi olmadığı halde kabul eden ve tutukluların salıverilmesine karar veren tutuklu hakimler Metin Özçelik ile Mustafa Başer

Tutuklu iki hakim için iddianame
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, "Paralel Devlet Yapılanması"na yönelik soruşturmada tutuklanan kişilerin reddi hakim talebini yetkisi olmadığı halde kabul eden ve tutukluların salıverilmesine karar veren tutuklu hakimler Metin Özçelik ile Mustafa Başer hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "görevi kötüye kullanmak" ve "gizliliğin ihlali" suçlarından iddianame hazırladı. 
 
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul 29. Asliye Ceza Hakimi olan ve görevden uzaklaştırılan Metin Özçelik ile İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimi'yken görevden uzaklaştırılan Mustafa Başer hakkında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişliği tarafından yürütülen ön araştırma sonucunda, HSYK 3. Dairesi'nin soruşturma izni verdiği belirtildi. 
 
İddianamede, şüpheliler Mustafa Başer ve Metin Özçelik hakkında HSYK müfettişi tarafından düzenlenen soruşturma raporunun incelendiği aktarılarak, ''Metin Özçelik ve Mustafa Başer hakkında, yapılan soruşturma sonucunda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetini gerek yurt içinde gerekse uluslararası platformda zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak, El Kaide terör örgütüne yardım ettiği görüntüsü vererek, uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmaya yönelik, bilerek ve isteyerek görevleri dışında 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'görevi kötüye kullanmak', 'gizliliğin ihlali' ve benzeri suçlardan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından haklarında soruşturma yürütülen şüphelilerle fikir ve eylem birliği içerisinde hakaret ettiği anlaşılmıştır'' ifadelerine yer verildi. 
 
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen ''22 Temmuz casusluk, yasa dışı dinleme, 17-25 Aralık Kumpas, Selam Tevhid'de Kumpas, Tahşiye Grubuna Kumpas ve Emniyetteki Paralel Yapı Soruşturmaları'' olarak bilinen soruşturmalarla ilgili 20 avukatın müvekkilleriyle ilgili olarak tahliye dilekçesini şüpheli Özçelik'in mahkemesine sundukları anlatılan iddianamede, Özçelik'in dilekçeleri 21 Nisan 2015 günü mesai bitiminden sonra verdiği talimatla kayda aldırdığına işaret edildi. 
 
Özçelik'in, İstanbul Adliyesi'nde görevli 10. Sulh Ceza Hakimi'nin reddi taleplerine yönelik dilekçeler üzerine sulh ceza hakimliklerinin cevap yazılarında bildirdikleri üzere yetkili, görevli olmadığı vurgulanan iddianamede, savcılıkça 586 klasörden oluşan 7 adet soruşturma evrakının 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmediği, avukatların sundukları dilekçe ile eklerinde soruşturma kapsamında bulunan tüm bilgi ve belgelerin bulunmadığı, şüpheli Özçelik'in soruşturma dosyalarını temin etmediği ve UYAP'ta bulunan evrakı incelemediği halde, haksız yere hakimin reddi taleplerinin kabulüne karar verdiği ve İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer'i görevlendirdiği kaydedildi. 
 
Şüpheli Özçelik'in CMK'nın ''ret isteminin usulü'' başlıklı maddesini ihlal ettiğinin altı çizilen iddianamede, diğer şüpheli İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi'yken tedbiren görevden uzaklaştırılan Mustafa Başer ile ilgili şu ifadelere yer verildi: 
 
''Yapılan itirazları inceleme görevleri münhasıran sulh ceza hakimlerine ait olduğundan sulh ceza hakimi dışında başka bir mahkeme veya hakimin tutuklamaya dair karar vermesinin 5271 sayılı kanuna açıkça aykırılık teşkil edeceğinin belirtilmesine rağmen, fiziki evrak suretinin mahkemeye gönderilmemesine ve UYAP'ta bulunan evrakı da incelememesine karşın söz konusu soruşturma dosyalarının da temin etmeden ve incelemeden dilekçeler üzerinden yaptığı inceleme sonunda hukuksuz yere 67 şüphelinin tahliyesine karar vermiştir.'' 
 
''Atılı suçları işledikleri konusunda şüpheye yer bırakmayacak derecede açıklık bulunmuştur''
 
Çok sayıda şüphelinin yer aldığı 7 adet soruşturma evrakının ve müştekilerin itiraz dilekçelerinin 1 gün gibi kısa bir sürede dahi okunmasının mümkün olmadığı ifade edilen iddianamede, şüpheli Başer'in soruşturma evrakında kısıtlama kararı bulunması nedeniyle şüpheli avukatlarının sunduğu bilgilerden soruşturma evrakının tümüne vakıf olmadığı ve UYAP'ta bulunan soruşturma evrakındaki bilgi ve belgeleri de incelemeden tahliye kararı verdiği bildirildi. 
 
Başer'in ''soruşturma aşamasında hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma noktasında'' sulh ceza hakimlerinin yetkili kılınması hükmünü gözardı ederek karar aldığı belirtilen iddianamede, söz konusu tahliye kararlarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermediği halde soruşturmadaki şüphelilerin avukatlarına tebliğ ettiğine vurgu yapıldı. 
 
İddianamede, ''Dosya içerisinde mevcut, dinlenen tanık beyanlarından da açıkça anlaşılacağı üzere, şüphelilerin kendi personeli tarafından dahi defalarca uyarılmalarına rağmen, bilinçli ve kararlı olarak eylemlerinde ısrarlı davranışları da dikkate alındığında, şüpheliler Başer ve Özçelik'in üzerilerine atılı suçları işledikleri konusunda şüpheye yer bırakmayacak derecede açıklık bulunmuştur'' denildi. 
 
İddianamede, şüpheliler Mustafa Başer ile Metin Özçelik hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "görevi kötüye kullanmak" ve "gizliliğin ihlali" suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 16 yıla kadar hapis cezası istendi. 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler