Kılıçdaroğlu partisi adına konuşma yaptı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarı döneminde icra dairelerinin sayısının arttığını belirterek, 2001 yılından örnekler verdi. Kılıçdaroğlu, “O dönemde icra dairelerindeki dosya sayısı 9 milyon 400 bin. O dönemde 9 milyon 400 icra dosya

Kılıçdaroğlu partisi adına konuşma yaptı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarı döneminde icra dairelerinin sayısının arttığını belirterek, 2001 yılından örnekler verdi. Kılıçdaroğlu, “O dönemde icra dairelerindeki dosya sayısı 9 milyon 400 bin. O dönemde 9 milyon 400 icra dosyası sayısı var. İktidarınızda 20 milyon 772 bine çıktı. Siz buna başarımı diyorsunuz? İcra dosyası sayısı artırmada kimse elinize su dökemez. Başarılısınız” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ardından kürsüye gelerek bütçeye ilişkin partisi adına konuşma yaptı. Konuşması sırasında işsizlik konusuna değinen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır” diye konuştu.

 

“AK Parti iktidarı döneminde ekonomi öyle hızlı büyümüş ki, yetişmek mümkün değil” diyen Kılıçdaroğlu, “Gelelim bu dönemdeki rakiplerimize. Yükselen ekonomilerdeki rakiplerimize bakalım. 2003-2012 yılında bizimle aynı kulvarda yürüyen ekonomilerdeki büyüme yüzde 6,6. Bizde 5,1. Diyecekler ki, ‘ekonomik kriz var.’ Ee hepsinde var. Dünyada kriz varsa hepsini etkiliyor. Onlar 6,6 büyüyor, biz 5,1 büyüyoruz” dedi.

 

Ekonomideki rakamların beklentilerin çok altında olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

 

“Büyüme yeterli değilse, işsizlik varsa bu vatandaş nasıl geçinecek? 2002’de doğan her çocuk bin 963 dolar borçla doğuyordu. Sayın Başbakan sizin iktidarınızda doğan her çocuk 4 bin 320 dolar borçla doğuyor. Vatandaşın kredi kartı borcu 16 kat arttı 68 milyar lirayı buldu. 68 milyar lira kredi kartı borcu var bu ülkede yaşayanların. Sadece bu mu, vatandaşların bankalardan çektikleri tüketici kredisi borcu da var. O da 82 kat arttı 187 milyar liraya ulaştı. Hükümet önlem olarak ne yaptı? Ben size söyleyeyim; icra dairelerinin sayısını artırdı. Sayın Başbakan buraya gelin lütfen, sizden önceki ve sizden sonraki icra dairelerinin sayısını açıklayın. Niçin icra dairelerinin sayısını artırıyorsunuz, vatandaş borcunu ödeyemiyor.

İcra dairelerinin sayısını artırdınız, dosyalar adam boyunu aştı. Neden bu ülkede huzursuzluk var, neden barış yok? İşte temel nedeni budur?

 

Size 2001’den söz edeyim. Hani şu Başbakanlığın önünde yazar kasanın atıldığı, ekonomik krizin dibe vurduğu dönem. O dönemde icra dairelerindeki dosya sayısı 9 milyon 400 bin. O dönemde 9 milyon 400 icra dosyası sayısı var. İktidarınızda 20 milyon 772 bine çıktı. Siz buna başarımı diyorsunuz? İcra dosyası sayısı artırmada kimse elinize su dökemez. Başarılısınız.”

 

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TOPRAKLARI NATO’NUN TOPRAKLARI DEĞİLDİR"

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Türkiye NATO toprağıdır’ şeklindeki sözlerini eleştirerek, “Sayın Başbakan bu kürsüye geleceksiniz ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından ve parlamentosundan özür dileyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları NATO’nun toprakları değildir” dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2013 yılı bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada hükümetin dış politikasına yüklendi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Erbil’e giden uçağının Kayseri’ye inmek zorunda kaldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

 

“Enerji Bakanı Erbil’e gidecek, binmiş uçağına Erbil’e gidecek. Bir bakıyor ki, Erbil değil Kayseri’ye inmiş. Herhalde büyük bir ihtimalle şaşırmıştır ‘yahu biz niye Kayseri’ye indik. Erbil’e gidecektik’ diye. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanını bu hale düşürmek parlamentoya şikayet ediyorum, yasama organına şikayet ediyorum, denetim organına şikayet ediyorum, bütçesini de şikayet ediyorum ben. Sizin hakkınız var mı? Böyle bir hakkınız olmaması lazım. Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hale sokamazsınız. Sicili bozuk bir yürütme organı bu ülkenin başına bela açar. Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirildi. Ne yaptı bu yürütme organı, ne yaptı? Gazeteciler soruyor; ‘nota verecek misiniz?’ diye. ‘Ne notası, müzik notasından mı söz ediyorsunuz’ diyor. Evet, geldiğimiz nokta bu. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım.”

 

Malatya Kürecik’e kurulan radar istasyonunu da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Sözde İsrail’e karşılar. Allah aşkına, kapalı kapılar ardında İsrail ile yaptığınız pazarlıkları niye gelip burada anlatmıyorsunuz? Niçin gelip anlatmıyorsunuz bunu? Kürecik’e kurulan o kalkanın İsrail kalkanı olduğunu bilmeyen mi var? NATO tesisiymiş. Ee NATO yetkilileri diyorlar ki, 2014 yılına kadar bizim bunu alma şansımız yok diyor zaten. Ama siz halka doğruları söylemeyeceksiniz.”

 

“SAYIN BAŞBAKAN, ÖZÜR DİLEYECEKSİN”

 

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın ‘Türkiye NATO toprağıdır’ şeklindeki sözlerine de sert tepki gösterdi. Başbakan’ı özür dilemeye çağıran Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Sayın Başbakan’ın söylediği bir laf daha var; ‘Türkiye NATO toprağıdır’ Sayın Başbakan bu kürsüye geleceksiniz ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından ve parlamentosundan özür dileyeceksiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları NATO’nun toprakları değildir.”

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarında mazota yüzde 208, dolmuş ücretine yüzde 183, kuru soğana yüzde 134, çaya yüzde 139 zam yapıldığını belirterek, “Memura gelince, 4+4. Emekliye gelince 3+3. Üç Y ile mücadele edeceğiz dediler, üç z çıktı ortaya; zam, zulüm ve zindan” dedi.

 

TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki Meclis Genel Kurulu’nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı görüşülüyor.

CHP Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ekonomiye ilişkin eleştirilerinin yanı sıra dış politika ve tutuklu vekiller gibi gündemdeki konulara da değindi.

 

Hükümetin bir enerji politikası olup olmadığından emin olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a enerji konusunda bir sorusu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bu kürsüye gelip, Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya’ya bağlı olduğu oranda başka bir demokratik ülkenin bir başka ülkeye bu oranda bağlı olduğu ikinci bir ülke açıklayın. Yüzde 60-70 oranında bağımlı hale geldik. İhalesiz, özel bir yasa çıkardılar; nükleer santrali de oraya verdiler. Nükleer teknolojiyi öğrenemeyeceğiz, atıkların nasıl halledileceğini de kimse bilmiyor. 13.5 Cent’ten. Nasıl oluyor bu? Siz ne yaptınız Sayın Başbakan? Rusya’ya bir yılbaşı hindisi verdiniz armağan olarak. Rusya’nın, Karadeniz’den Avrupa’ya doğalgaz transferine izin verdiniz. Rusya’nın yıllardır istediği şeydi. Ne yaptınız biliyor musunuz? Nabucco’yu çöpe attınız. Hangi gerekçeyle verdiniz? Yoksa İstanbul’un doğalgaz tüketiminin sonuna mı gelmiştik? Depolarda doğalgaz mı bitmişti? Apar topar, koşa koşa niye Rusya’ya gittiniz? Apar topar, koşa koşa o anlaşmaya neden imza attınız? Bunu sormak hepimizin hakkıdır” diye konuştu.

 

“GÜNEY KIBRIS’IN DEDİĞİ OLDU”

 

Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz aradığını, Bunun üzerine, hükümetin ‘efendim arayamazsınız, savaş nedeni olur, müdahale ederiz’ dediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

 

“İçime sindiremediğim, Türkiye’ye yakıştıramadığım bir sözü duyduğum için de utanıyorum. Bir Rum bakan çıktı, ‘Bunlar konuşurlar, hiçbir şey yapamazlar, biz işimize bakalım.’ Kimin dediği oldu? Onların dediği oldu. Gittiler, doğalgazı buldular. Biz ne yaptık? Başbakan çıktı ‘yapamazsınız’ dedi, esti gürledi. Sonra kalubeladan kalma Piri Reis’i gönderdik, müdahale edecekmiş sözde. O da yolda arızalandı geri çektiler. Allah aşkına Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hale düşürmeye sizin hakkınız ve yetkiniz var mıdır, yok mudur?”

 

Türkiye’nin Suriye’de bir tarafın eline silah vererek, ‘git kardeşini öldür’ dediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüklüğüne yakışır mı bu? Din eksenli, mezhep eksenli dış politika yapıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüklüğüne yakışır mı bu? ‘Sıfır sorun’ olacaktı komşularımızla; çok şükür bütün komşularımızla kavgalıyız. Bir düşman getirselerdi, ‘Türkiye’nin başına bir bela açacağız’ deselerdi, herhalde bütün komşularla bizi savaşın eşiğine getirecek bir adam bulurlardı; onu da bu hükümet buldu” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, tutuklu milletvekillerinin durumuna da değindi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’ne giderken ‘adalet istiyorum’ dediğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

 

“Toplumun büyük kesimi bunu duymadı, ama biz duyduk. Kendisi seçimlere giremedi, yasal engeli vardı, cezaevine kondu. Doğru muydu? Hayır. İlk seçimde yüzde 34 oy alındı. Biz ‘bir partinin yüzde 34 oy, hatta yüzde 5 de alsa onun liderinin hapiste olması, siyasal yasak doğru değildir’ dedik. Anayasayı değiştirdik, başbakan olarak geldi koltuğuna oturdu.

 

Bu 8 milletvekilinin seçimlere girme yasağı yoktu; Başbakanın vardı. Seçimlere girdiler, YSK onayladı, karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Bu demokrasi ayıbını bu parlamentonun gidermesi lazımdır. Milletvekili tutuklu olmaz, yasama görevini yapar. Sakın ola ki, biz davalar devam etmesin demiyoruz. Gider savunmasını yapar, ifade verir. Ama mahkum edilmemişlerdir, dolayısıyla görevini yapması lazım.”

 

“BEN DOĞMADAN ÖNCEKİ OLAY”

 

Uludere’de 34 yurttaşın öldürüldüğünü ve failin belli olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Ben size söyleyeyim faili; Uludere’nin sorumlu arkamızda oturanlardır. Neden? Sınır ötesi operasyon yapma yetkisi parlamentoya ait.

 

Meclis yetkiyi yürütme organına verdi. Onlar da gittiler 34 vatandaşımızı imha ettiler. Şimdi faili arıyoruz, kapatmaya çalışıyoruz. Bunu kapatıyoruz ama dönüyoruz 1930’larda Mustafa Muğlalı’dan bahsediyoruz. Ya bu kadar komik bir durum olur mu? Ben doğmadan önceki olay dolayısıyla beni yargılayacaksın; sen iktidardasın, gidiyorsun 34 vatandaşı katlediyorsun, hesabını kimse sormayacak. Bu hükümet saydam bir hükümet değildir. Bu hükümet halka hizmet eden, halka hesap veren, parlamentoya hesap veren bir hükümet değildir. Bu hükümet, yürütme olarak bütün Türkiye’ye baskı uygulayan bir hükümettir” diye konuştu.

 

 

 

“SAYIŞTAY RAPORU GELMEDEN BÜTÇE GÖRÜŞÜLEMEZ”

 

2011 yılı kesin hesap yasasına ilişkin Sayıştay raporunun gelmediğini bu nedenle, 2011 kesin hesabının görüşülemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Niye gelmiyor bu raporlar? ‘Efendim yasa değişti’. Bizim bilmediğimiz ama hükümetin çok iyi bildiği bir şeyler var. Biz onları bulacağız, kamuoyuna açıklayacağız” dedi.

 

“SEVSİNLER BÖYLE DARBEYE KARŞI OLANI”

 

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın hem darbe hukukun arkasına saklandığını hem de ‘ben darbeye karşıyım’ dediğini belirterek, “Darbeye karşı olan Başbakan, kendisine muhtıra veren paşaya üstün hizmet ödülü vermez. Kimse kusura bakmasın. Sana muhtıra verecekler, sen de Bakanlar Kurulu’ndan karar alacaksın, ‘sana üstün hizmet madalyası veriyorum’ diyeceksin. Bir de altına kurşun geçirmez, zırhlı araç alacaksın. Neymiş, beyefendi darbeye karşıymış. Sevsinler böyle darbeye karşı olanı? Böyle darbeye karşı mı olunur?” dedi.ü

 

“OTURUN, KALKIN CHP’YE DUA EDİN”

 

Bu bütçenin halka bir şey vermediğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

 

“Bu iktidar döneminde, mazota yüzde 208 zam yapıldı. Dolmuş ücretine yüzde 183 zam yapıldı. Kuru soğana yüzde 134, çaya yüzde 139, kaçak çayları da sormuyorum artık. Pek çok şeye zam yapıldı. Hep yüzde 200-180-190… Memura gelince, 4+4. Emekliye gelince 3+3. Dolmuş ücreti yüzde 183. Siz hiç bir siyasal iktidarın emeklilere ‘milli gelir artışından size pay vermeyeceğim’ diye yasa çıkardığını gördünüz mü? Evet bu parlamento kabul etti. Emekliler ikinci sınıf yurttaş sayıldı, bu bile bir demokrasi ayıbıdır.

 

O emekli geçinemiyor, işine devam edecek; sen misin devam eden, maaşından yüzde 15 kesiyorum. Niye kesiyorsunuz? Siz hiç çalışan insanın cezalandırıldığını gördünüz mü? Bu yüzde 15 kesintiyi ilk yasada yüzde 35 yapmışlardı. Anayasa Mahkemesi’ne gittik, iptal etti.. Oturun, kalkın CHP’ye dua edin, yoksa emeklinin durumu çok daha kötü olacaktı.

 

“ÜÇ Z ÇIKTI; ZAM ZULÜM, ZİNDAN”

Hükümetin iktidara geldiğinde yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluk olmak üzere ‘Üç y ile mücadele edeceğiz’ dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Üç z çıktı ortaya; zam, zulüm ve zindan” dedi.

 

CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, kimsenin burnu kanamadıysa, bunun nedeninin polisin sağduyusu olduğunu belirterek, “Sizi dinleseler orada kan gövdeyi götürürdü” dedi.

 

Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulu’nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı’nın geneli üzerine konuştu.

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yaşanan olaylara değinen Kılıçdaroğlu, “Adı üstünde bayram, miting değil. Bayram kutlamak için izin istenmez, çünkü yasası var, ‘kutlanacak’ diyor. Siz misiniz bayram kutlayan, biber gazına müracaat. Böyle demokrasi olmaz. Demokrasilerde özgürlük vardır. Birisine vurduk mu, birini dövdük mü, cam çerçeve kırıldı mı? Neden engel olursunuz? ‘Polis görevini yapmadı’ diyor Başbakan. Yani orada adam ölmedi, taş sopa kullanmadı diyor. Birisinin burnu kanamamışsa oradaki polisin sağduyusundan kanamadı. Sizi dinleseler orada kan gövdeyi götürürdü” diye konuştu.

 

“İCRA DAİRELERİNİ SAYISI ARTTI”

 

Kılıçdaroğlu, toplumun tüm kesimlerinin sıkıntı içerisinde olduğunu, halkın giderek borçlandığını belirterek, AK Parti iktidarı döneminde icra dairelerinin sayısının arttığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Vatandaşın tüketici kredisi borçları 82 kat arttı. Hükümet önlem olarak ne yaptı? İcra dairelerini sayısını artırdı. Sayın Başbakan lütfen gelin ve sizden önceki ve sizden sonraki icra dairelerinin sayısını açıklayın. İcra dairelerini sayısını artırdınız, dosyalar adam boyunu aştı. Neden bu ülkede huzursuzluk var, barış yok, işte nedeni bu. 2001 hani Başbakanlık önünde yazarkasa atıldığı, ekonomik krizin dibe vurduğu dönemde icra dairelerinde 9 milyon 400 bin icra dosyası vardı, şimdi 20 milyon 772’ye çıktı. Bu konuda kimse elinize su dökemez, başarılısınız” diye konuştu.

 

“SAYIŞTAY RAPORLARI GELMELİ”

 

Bütçe ile Kesin Hesap Kanunu'na ilişkin Sayıştay raporlarının TBMM'ye gelmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Sayıştay'ın TBMM adına kamu harcamalarını denetlediğini, bu denetim kapsamındaki ilgili raporların parlamentoya sunulmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Sayıştay Yasası'nın sonunda 'raporları TBMM'ye sunar' diyor, 'sunabilir' demiyor. Takdir yetkisi yok. Sayıştay raporları bütçe ile beraber bu Meclis'e gelmek zorundadır. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değerli milletvekillerine seslenmek istiyorum; saygıdeğer milletvekilleri, bütçe harcamalarının doğru yapılıp yapılmadığını, Sayıştay denetleyecek, rapor gelecek ve biz ona göre oy kullanacağız. Getirilmeyen rapor dolayısıyla saygıdeğer milletvekilleri nasıl el kaldıracaksınız 'bu yasa doğrudur' diye?

 

Vicdanlarımızı kilitlemeyelim. Bu Hükümet görevini yapmıyor. Rapor gelecek kamu harcamaları nasıl yapıldı diye. Rapor yok, 'bunu oylayın ve onaylayın'. Niçin? 'Benim AKP'li askerlerim var. Onlar gelirler, ben işaret ederim el kaldırırlar, işaret ederim ellerini indirirler. Böyle bir yasama organı olmaz. Yasama organına önce yürütme organı saygı duyacaktır ve raporlarını buraya getirecektir” şeklinde konuştu.

 

 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler