Kedicik kükredi

Aylin Kocaman, "PKK’nın dehşetli yenilgisini hazmedemeyenler..." başlıklı yazısında IŞİD güçlerine karşı en büyük koz olarak PKK’nın silahlandırılmasının üzerinde duran ABD’li ve Avrupalı yazarların olduğunu, fakat PKK'nın, Suriye’de IŞİD güçlerine karşı

Kedicik kükredi
Aylin Kocaman, "PKK’nın dehşetli yenilgisini hazmedemeyenler..." başlıklı yazısında IŞİD güçlerine karşı en büyük koz olarak PKK’nın silahlandırılmasının üzerinde duran ABD’li ve Avrupalı yazarların olduğunu, fakat PKK'nın, Suriye’de IŞİD güçlerine karşı dehşetli bir yenilgi yaşadına dikkat çekti.
 
"HAZMEDEMİYORLAR"
Bununla birlikte, PKK'lıların kadın kılığına girerek kaçtığını anlatan Kocaman, yurt genelindeki yakıp yıkma eylemleriyle ilgili "Türk devletine kabadayılık yaparak güçlerinin yeteceğini zannettiler" dedi. Bunu rezil olmanın, hazmedememezliğin acısı olarak yorumladı.
 
İşte Aylin Kocaman'ın gündeme dair yazısı;
 
"ÇÖZÜM SÜRECİ PKK'YI DEĞİŞTİRMEZ DEMİŞTİM"
 
"Çözüm süreci bu ülkede kan dökülmesini engelliyor, ülke dinginlik içinde kalıyorsa bu elbette takdire şayandır. Ama daha önce pek çok yazımda dile getirdiğim gibi bu ne PKK’yı değiştirir ne de PKK’nın ideolojisini.
 
PKK; Leninist, Marksist, terörist bir örgüttür ve ideolojisi gereği taklit yapacak, iki adım geri çekilecek, fakat temelinde terörden hiçbir zaman vazgeçmeyecektir.
 
"DÜNYA VE İNSANLARIMIZIN BİR KISMI FARKINDA DEĞİL"
 
 
"DÜNYA VE İNSANLARIMIZIN BİR KISMI FARKINDA DEĞİL"
Dolayısıyla PKK Türkiye için en büyük tehdit olmaktan çıkmış değildir. İdeolojisi gereği bu eli kanlı örgüt sadece Türkiye için değil, tüm dünya için en büyük tehlikeyi barındırır. Fakat dünya bunun yeterince farkında değil; ne yazıktır ki kendi vatandaşlarımızın bir kısmı da.
 
1523141_506684072778668_1132022322_o-787x735.jpg
 
"KURTARICI DENİLEN PKK DEHŞETLİ BİR YENİLGİ YAŞADI"
Eylül başında IŞİD güçlerine karşı en büyük koz olarak PKK’nın silahlandırılmasının üzerinde duran, hatta PKK’nın terör listesinden çıkarılması konusunu gündeme getiren bir kısım ABD’li ve Avrupalı yazarlar, geçtiğimiz hafta beklemedikleri bir şok yaşadılar. Irak’ın kurtarıcısı olarak göstermeye çalıştıkları PKK, Suriye’de IŞİD güçlerine karşı dehşetli bir yenilgi yaşadı.
 
"PKK KADIN KILIĞINA GİRİP KAÇTI"
Kadınlarını, kızlarını, yaşlılarını, tüm köy ahalisini geride bırakıp, silahlarını IŞİD’in eline teslim edip çareyi kadın kılığına girerek kaçmakta buldular. Sn. Adnan Oktar aylar öncesinden uyarmıştı: PKK’yı silahlandırmanın Batı için çok büyük bir hata olacağını, bu silahların doğrudan IŞİD’in eline geçeceğini söylemişti. “Çünkü IŞİD, Türk askeri gibi nizami ordu yapısına sahip değildir. PKK ile aynı gerilla yöntemini kullanır, arkadan vurur. Dağlarda mağaralarda saklanıp Mehmetçiği arkadan kahpece, kalleşçe vurmaya alışık olan PKK, düz arazide merdane savaşamaz, kaçar” diye belirtmişti. Bu sözlerin haklılığını bütün dünyanın görmesinin ardından garip şeyler gelişti Türkiye’de.
 
"SANKİ KOBANİ'DEN KAÇAN SİZ DEĞİLSİNİZ CEMİL BAYIK"
 
"SANKİ KOBANİ'DEN KAÇAN SİZ DEĞİLSİNİZ CEMİL BAYIK"
Yenilginin acısı fenaydı PKK için. Bir kısım PKK destekçileri, Türk hükümetinin, Kobane’ye bir koridor açıp oradaki YPG güçlerini (nam-ı diğer PKK’yı) silahlandırması gerektiğinden bahseder oldu. Şehit anaları hala evlatlarının mezarlarındaki çiçekleri sularken, Türkiye topraklarını bölmeye azmetmiş eli kanlı bir komünist terör örgütüne silah gönderilmesi teklifi sadece yenilginin getirdiği şiddetli apati ile izah edilebilirdi. Esprinin boyutları Cemil Bayık’ın saklandığı mağaradan yaptığı izahlarla daha da gelişti: “Saldırıya her an başlayabiliriz, militanlarımızı zor tutuyoruz”. Sanki Kobane’de yenilenler, halklarını geride bırakıp korkup kaçanlar kendileri değilmiş gibi Türk devletine kabadayılık yapmaya güçlerinin yeteceğini zannettiler. Rezil olmanın acısı işte böyle bir şeydi.
 
"PKK BELASI PSİKOLOJİK VE FİZİKİ ANLAMDA YENİLDİ"
IŞİD, İslam dinini yanlış yorumlamış olan tehlikeli bir terör örgütüdür. Yaptıkları cinayettir ve İslam’a göre tasvibi asla mümkün değildir. Fakat buradaki konumuz olan Suriye PKK’sının IŞİD karşısındaki bozgunu çok önemli bir gerçeği gözler önüne sermiştir: PKK belası psikolojik ve fiziki anlamda yenilgiye uğramıştır.
 
"KOBANİ'DE SAVAŞAMAYAN ZAVALLILAR AHKAM KESİYOR"
Kobane’ye gidip savaşmayı göze alamayanların dağda saklanarak ahkam kesmeleri, güçlerinin Türk askerine yeteceğini sanmaları zavallılıklarını vurgulamaktan öte değildir.
 
"PKK GİBİLER YOK OLUP GİTMEYE MAHKUMDUR"
 
"PKK GİBİLER YOK OLUP GİTMEYE MAHKUMDUR"
Bu Allah’ın kanunudur. Allah hiçbir zaman batıla yol vermemiştir. “Şüphesiz batıl yok olucudur” Rabbimiz’in sözüdür (İsra Suresi, 81) ve mutlaka gerçekleşir. Dolayısıyla batıl bir ideoloji üzerine kurulmuş PKK gibi düzen bozucular mutlaka yok olup gitmeye mahkûmdurlar.
aylinko1.jpg
 
"KİMSE BİZİ KÜRTLER'DEN AYIRAMAZ"
Burada hatırlatalım, Kürt halkı dünyanın en efendi, en sabırlı, en güzel ahlaklı, en sevecen ve en şefkatli halklarından biridir. Bizler bu ülkede Kürt halkına sahip olmanın nimetine sahibiz ve onları hiç kimsenin bizden ayırmasına müsaade etmeyiz. Kobane’den gelen kardeşlerimizin tevazusu ve efendiliği, bu ülke halkına olan minnettarlığı bu gerçeği bir kez daha teyit etmektedir.
 
"KÜRTLER DE PKK'YI SEVMİYOR"
Rojava’da dindar Kürt halkı adına konuşan Suriye Kürt İslam Cephesi (Cephetül İslami Kurdi) Lideri Ebu Abdullah’ın, “Esed zindanlarından çıktık, PYD zindanlarına girdik, ikisi bizim için aynıdır” sözlerini burada hatırlatmak gerekir. Dindar Kürt halkı hiçbir zaman PKK’yı kabul etmemiştir ve kabul etmesi de mümkün değildir. Nitekim Kobane’de yaşananların ardından dindar Kürt kardeşlerimizin PKK’yı asla tasvip etmediklerine dair çıkarmış oldukları basın bülteni bunu anlamak için yeterli bir delildir.
 
Kürt kardeşlerimiz, ikiyüzlü komünist PKK’nın Müslüman Kürtleri aldatamayacaklarını belirtmiş ve şunları dile getirmişlerdir: “Hiç şüphe yoktur ki; Müslümanların Kobane’den tavşan gibi kaçan bu korkak çetelere cevap verecek kuvvet ve kudreti vardır.”
 
Elbette vardır. PKK, sapkın bir komünist, Leninist ideolojinin pençesine düşmüş sapkın bir yapılanmadır. PKK belasından kurtulmanın yolu da “eve dönüş” projeleri gibi sonuçsuz taktikler değil sadece ve sadece bilimsel, eğitime dayalı bir mücadele şekli geliştirmektir.
 
BATI, KURAN'A DAYALI BİR EĞİTİMLE MÜCADELE ETMELİ"
Batı, eğer gerçekten Ortadoğu’da sükûnet istiyorsa, IŞİD gibi radikal örgütlere karşı yıllardır denediği ve sürekli başarısız olduğu askeri müdahale tekniğini bir kenara bırakmalı, radikalizmle gerçek Kuran’a dayalı bir eğitimle mücadele etmelidir. Fakat asıl önemlisi Ortadoğu’daki büyük tehlikenin PKK olduğunu görmelidir.
 
"PKK'YI SİLAHLANDIRMAK, IŞİD'İN ELİNE SİLAH VERMEK DEMEKTİR"
PKK’nın ideolojisinin kendilerini de sarmaya ve yok etmeye hazır büyük bir tehlike olduğunu anlamalıdır. Bu konuda 30 yıldan fazla zamandır PKK ile mücadele eden Türkiye’nin tecrübesine güvenmelidir. PKK konusu, olayları dışarıdan izleyen ve ideolojik boyutunu fark edemeyen bir kısım analizcilerin yorumlarıyla sınırlanacak bir konu değildir. Onların fikrine uyarak PKK’yı silahlandırmak demek, IŞİD’in eline silah vermek demektir. Çünkü kuşkusuz ki IŞİD, Kobane’de yaptığı gibi bu silahları derhal ellerinden alacaktır.
 
"PKK'NIN ŞIMARIKLIĞI SADECE BİR HEZEYAN"
 
"PKK'NIN ŞIMARIKLIĞI SADECE BİR HEZEYAN"
Şunu hatırlatalım; Türkiye’nin kaderinde bölünme yoktur. Dolayısıyla şu anda tehditlerle veya kanton modelleriyle ortaya çıkan PKK şımarıklığı sadece zavallıca bir hezeyandır. Kobane’deki PKK bozgunu, PKK’nın, daima başka belalarla defedileceğini, Kürt kardeşlerimizi asla koruyamayacağını ve Kürtlerin yaşadığı topraklarda asla yerlerinin olmadığını bir kere daha kanıtlamıştır. Kürtler, bugün tüm dünyanın izlediği şekilde Türkiye’nin koruması altındadırlar ve daima o şekilde olacaktır."
1890548_544422149004860_2070682875_o.jpg

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler