FLAŞ! Başbuğ cezaevinden ayrıldı

Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan ve hakkında tahliye kararı verilen 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Silivri Cezaevi'nden çıktı.BAĞBUĞDAN İLK AÇIKLAMA!Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 6 Ocak 2012 günü hatırlarsınız şöyle demiştim,

FLAŞ! Başbuğ cezaevinden ayrıldı

Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan ve hakkında tahliye kararı verilen 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Silivri Cezaevi'nden çıktı.

BAĞBUĞDAN İLK AÇIKLAMA!

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 6 Ocak 2012 günü hatırlarsınız şöyle demiştim, "26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanarak tutuklandı. Takdir yüce Türk milletine aittir." Aradan tam 2 sene 2 ay 26 ay geçti toplam. Bizi bu cezaevinde 26 ay nefret ve intikam duygularıyla hareket edenler burada tuttu. Benim 26 hayatımdan çaldılar. Beni 26 hürriyetimden yoksun bıraktılar. Ama 6 Ocak 2012 gibi söylediğim gibi yüce Türk milleti oynanan oyunu iddiaların geçersizliğini bir Genel Kurmay Başkanı ve Karargahımın terör örgütü karargahı ve terör örgütü suçlamasının kabul edilemez bir durum olduğunu, bizlerin darbecilikle hiçbir alakımızın olmadığını yüce Türk milleti kısa zamanda anladı. İşte ben bugün buradaysam yüce milletimin bizlere gösterdiği sevgi ve bizlere verdiği destek sayesinde buradayım. Bu nedenler jer şeyden önce burada huzurunuzda yüce Türk milletine en derin şükranlarımı sunuyorum.

"SERBEST BIRAKILMAM BİR BAŞLANGIÇTIR"

Bugün benim serbest bırakılmam bir başlangıçtır. Bütün kalbimle ve yüreğimle inanıyorum ki Silivri'de Hasdal'da Sincan'da Maltepe'de benim gibi suçsuz bulunan arkadaşlarım da en kısa zamanda hürriyetlerine kavuşacaklardır Mamak, Hadımköy dahil. Bu gerçekleşmez ise bugün benim serbest kalmam hürriyetimin kazanmamın hiçbir anlamı olmaz. Çünkü ben ne kadar suçsuz isem bugün geride bıraktığım Tuncer Kılıç Paşa, Hurşit Tolon Paşa, Bilgin Balanlı Paşa, Hasan Issız Paşa diğer tarafta Doğu Perinçekler, Tuncay Özkanlar da benim gibi suçsuzdur. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim ki; bugün benim serbest bırakılmamda kullanılan gerekçeler hepsi için de geçerlidir. Dolayısıyla en yakın zamanda hepsinin bu zindanlarda tutsak tutulan ve son günlerin deyimiyle kumpaslarla buralarda tutsak tutulanlar mutlaka ve mutlaka en kısa zamanda hürriyetlerine kavuşacaklardır bundan eminiz bunu hiç bir güç durduramaz.

"26. GENELKURMAY BAŞKANI 26 AY CEZAEVİ... TARİHİN GARİP CİLVESİ"

Cezaevi 26 ay... Bu da tarihin garip cilvesi midir ki 26. Genel Kurmay Başkanı 26 ay.. Bu da enteresan... Cezaevi ne demek derseniz, cezaevi acı, ıstırap, çile çekmek bu bir gerçek. Ama bütün samimiyetimle söylüyorum ki bütün bunlara rağmen içimde hiçbir şekilde nefret ve intikam duyguları taşımıyorum. Çünkü inanıyorum ki nefret ve intikam duyguları duyanlar aslında kendilerini de bir felakete sürüklerler. Nefreti sevgi alt eder. Biz öyle yetiştik. İçimiz sevgi dolu. Aziz milletim benim ve bütün arkadaşlarımın yürekleri ve elleri tertemiz. Bunun için bütün arkadaşlarımın adına şunu ifade ediyorum; bizim tek bir istediğimiz var adalet. Ve bu adaletin gerçekleşmesinin elbette takipçisi olacağız.

Adalet deyince ne demek istiyorum, şunu demek istiyorum; Ümraniye'de bulunan birkaç el bombasından hareket ederek sanal bir ergenekon terör örgütü yaratma projesini kimler planlamış, kimler uygulamıştır? Eğer Türkiye Cumhuriyeti tekrar hukuk devleti olmak durumunda ise bu sorunun cevabı mutlaka bulunmalıdır. Ve bu projeleri yapanlar ve uygulayanlar adil yargılama ile adaletin önüne çıkartılmalıdır. Bunun takipçisi olacağız.

"BU KUMPASI KURANLAR MUTLAKA CEZALANDIRILMALIDIR"

Danıştay cinayetini sanal Ergenekon terör örgütüyle birleştirmek projesi kimlere aittir? Bunlar da ortaya dökülmeli hesap sorulmalıdır adil şekilde. Eğer Türkiye gerçekten hukuk devleti olmak istyorsa teğmen Mehmet Ali Çebi’ye kumpas kuranlar belli. Bu kumpası kuranlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Hanefi avcı daha ne kadar içeride tutulacaktır. Buna birisi cevap versin. İnsafsızlıktır ayıptır. Bunu kimler istemektedir. Yeter artık. Değerli sınıf arkadaşım Hurşit Tolon Paşa bildiğiniz gibi sadece bir gizli tanığın ifadesine dayandırılarak menfur zirve cinayetiyle ilişkilendirmetyi planlayan uygulayan kimdir. Ne garip bir tesadüftür ki bu gizli tanık da aynen Tuncay Güney’e benzemektedir. bu gizli tanıuk kimdir silşahlı kyuvvetlerden atılmış biridir. Bu da hıristiyan olup papaz olur. Bu akdar mı tesadüf olur. Kimler oynamaktadır bu oyunu.
Eğer Türkiye tekrar huku devleti olmak için adım atmak istiyorsa bunu da cevabının verilmesi lazımdır.

Balyoz davasında 51 numralı hgarddiskin tübitak dışında bir kurum tarafından incelenmesi için yırtılınmıştır adeta. Kimler bunun arkasında?

"BU HAKİMLERDE VİCDAN YOK"

Ve işin en vahimi. Bugün, çeşitli arkadaşlarımız Muzaffer Tekin, Kemal Alemdaroğlu, Levent, DFoğan temel, Serdar Öztürk. Bunlar hastadırlar. Morale ihtiyaçları vardır. Ama bu hakimlerde vicdan yok. Kim ne derse desin. Ben bunların vicdan taşıdığını düşünmüyorum. Morale en fazla ihtiyaç duydukları zamanda tuutkluuğa nasıl devam edilir. Vicdan yok be adamlar siz de Allah korkusu da mı yok?

Bugün dün elbette Türkiye Cumhuriyeti devletinde önemli bir olay yaşanmıştır. Dün çıkarılan kanunla bu ÖYM’ler bir çukura gömülmüştür. O çukurdan nasıl çıkacaklar bilmiyorum. ÖYM’lerin bu çukura gömülmesi Türkiye’nin demoraksi yolunda bir adım işleri gitmesinde büyük bir katkı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti cumhuriyet tarihinin en kritik dönemlerinden birini yaşamaktadır. Özellikle yargı alanında bütünüyle tümünü suçlayamayız ayakta kalan bir tek kurum vardır Anayasa Mahkemesi. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi’nin tarihi bir sorumluluk yüklendiğinin bilincindeyim. Umuyorum ve inanıyorum ki AYM bugüne kadar almış olduğu doğru kararlarla tarihe not düşen durmunu önümüzdeki zor dönemde de başarıyla sürdürerek Türkiye’nin bir an önce demokrasiye dönmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

İçinden geçtiğimiz zor dönemde bütün milletimiz bizimle acıları paylaştı. Ailelerimiz bizimleydi. Ama bunu yanında TBB Başkanı solumda avukatım. Avukat kızlarımız. Onların bu süreçte bizlere sağladığı katkı için burada bütün Türk milletinin hzuzurnda sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Biz tek bir şey istiyoruz adalet istiyoruz. Ve bu adaletin gerçekleşmesi için görev başında nasıl mücadele ettiysem dışarıda bulunduğum sürede de devam deceğim."

“SON MASUM İNSAN ÇIKANA DEK…”

Kararın ardından Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Sezer, şunları söyledi:

‘Gözünüz aydın’ diyorlar. İçerideki son masum insan çıkana kadar bu tebriği kabul etmeyeceğim. 26 ay süren hukuksuzluk Anayasa Mahkemesince tespit edildi. Hukuksuzluk, mahkemenin kararıyla da şu an için ortadan kaldırıldı. Maalesef İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yarattığı hukuksuzluğu ancak bu şekilde ortadan kaldırabildik. Hukuk adına bir nebze mutluyum. Ama içeride çok daha ciddi sağlık sorunlarıyla mağdur edilmiş insanlar var. Ümit ediyorum onların da önce özgürlükleri iade edilmek suretiyle sonra da beraat kararıyla çözülür. TSK'ya komutanlık yapmış bir insanın bu şekilde mağdur edileceğini düşünemezdim. Asılsız delillerle mağduriyet yarattılar. Bu kararın emsal bir karar olmasını temenni ediyorum.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem