Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen Din Şurası'nda konuştu

 

Liselerde okutulması düşünüleen Osmanlıca dersi tartışmalarına Cumhurbaşkanı Erdoğan son noktayı koydu. Erdoğan, "Osmanlıca gündeme geliyor. Bu ülkenin evlatlarının öğrenmesinden rahatsız olanlar var. Aslında bu eskimez Türkçedir. İsteseler de istemezler de Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecek." dedi.

 

İşte Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları;

 

Son 200 yıldır Türkiye topraklarında yaşanan tartışmalarının merkezinde aleni ya da gizli şekilde din vardır. Dindarlık ve cehalet eş tutuşmuştur.Din ve dindarlık yoksulluğun nedeni olarak gösterilmiştir. Din ve dindarlık yobazlığın, yoksulluğun temeli olarak gösterilmiştir. Bilim ve teknolojide geri kalmanın nedeni İslamafobicilere göre dindir. Bu topraklarda kimi zaman Kuran'ın okunması, öğretilmesi hatta ezanın aslı ile okunması bile yasaklanmıştır. Din eğitimi yasaklanmış, başörtüsü yasaklanmıştır. Yasakların ötesinde sakal bırakanlar, başörtüsü takanlar, selam verenleri, namaz kılanlar horlanmış ve bazı imkanlardan mahrum bırakılmıştır.

 

 

Sahte hocalara, sahte dindarların toplumu zehirlemek için yaptıkları mücadele bu ülkede desteklenmiş hatta teşvik edilmiştir. Sözüm ona alimler teşvik edilmiştir. Vatanına ihanet şebekesi kuran din adamı maskesi takan şarlatanlar uluslararası kamuoyuna mazhar olmuşlardır.

 

Dini özünden kopartmaya çalışanlar, dini özel menfaatlere dönüştürmeye çalışanlar ekranlar yolu ile imkanlarına imkan tanımıştır. Bunlar karşında samimi şekilde Allah'tan korkarak konuşanlar, yazanlar, en ağır baskılara maruz bırakılmışlardır.

 

 

Bugün ulusal ya da uluslararası ölçekte operasyonlar devam ediyor. Biz bu ülkeye özgüven aşılamanın mücadelesini verdik ve veriyoruz. Hedef yapılıyorsak boşuna yapılmıyoruz. 200 yıldır sorulamayan soruları sorduğumuz için hedef yapılıyoruz. Yakın nesilde dindar nesil dediğim için, başörtüsü yasağını kaldırdığımız için, 4+4+4 sistemini getirdiğimiz için ağır eleştirilere, saldırılara maruz kaldık.

 

 

Zorunlu din dersini tartışıyorsunuz da zorunlu fizik dersini enden tartışmıyorsunuz dediğimiz için saldırıya maruz kaldım. 1. Dünya savaşını konuşalım dediğim için, Amerika kıtasını daha önce Müslümanlar ulaşmıştı dediğim için saldırıya maruz kaldım. Kadınlar için eşit kavramının çeviri kavramının olduğun asıl kavramının eşdeğer kavramı olduğunu söylediğim için saldırıya maruz kaldım. Darbe ile işbaşına gelmiş bir zat çıkıyor İnterpol'e talimat veriyor. Talimatla Müslüman Alimler Birliği Başkanı kırmızı bültenle aranmak üzere adım atıyor. Bu nasıl iştir. İlim siyasetin emrinde olmaz. Siyaset ilmin hizmetkarı olur. İşler tersine dönmüş vaziyette. Tüm gelişmeler dünyanın kötüye gittiğinin alametidir. İslam dünyasında söylem birliği dayanışma yok. Bunu başarmamız lazım.

 

İslam dünyasında petrol zengini ülkeler zekatını yoksul ülkelere verseler bu ülkeler de gelişir. Elerlindeki tüm araçlarla üzerimize gelecekler. İhanet şebekeleri ile üzerimize gelecekler. Oyunlar kuracaklar. Geri adım atmayacağız. Dinin sahibine de , Allahımıza da mahcup olmayacağız. Yaptığımız bir yanlışın yerine başka yanlışı, bir zulmün yerine başka zulmü ikame etmek değildir. Biz normalleşmenin mücadelesini veriyoruz. Bu normalleşme mücadelesidir. Bize din devlete tehdit gibi anlayışı dayattılar. Biz sanal tehditten yola çıkıp devletin din üzerinde kurduğu baskının sona erdiğini savunuyoruz. İslam dinine ve kamu düzeni üzerinde husumet besleyenler yarın yazacaklar biliyorum kendi dinlerini icat ettiklerinin farkında değiller.

 

 

Osmanlıca gündeme geliyor. Bu ülkenin evlatlarının öğrenmesinden rahatsız olanlar var. Aslında bu eskimez Türkçedir. Diyor mezar taşlarının okunmasını mı öğretelim. O mezar taşlarında medeniyet yatıyor. Mezarlarda kimlerin yattığından bilmemesinden başka büyük cehalet olabilir mi? Bu bizim şah damarlarımızın koparılmasıydı aslında. İsteseler de istemezler de Osmanlıca öğrenilecek ve öğretilecek. Bizi defansta bırakmaya yönelik saldırılara rağmen Türkiye'nin ilim hayatı diridir.