"Bu saldırı İslam’a yapılmıştır"

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Bu saldırı sadece Fransa’ya, Avrupa’ya, Batı’ya karşı işlenmiş bir saldırı değildir. Dünyanın barışa değer veren bütün insanlarına karşı işlenmiş bir saldırıdır. Derin bir üzüntü içindeyim. Şiddetle kınıyor

"Bu saldırı İslam’a yapılmıştır"

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Bu saldırı sadece Fransa’ya, Avrupa’ya, Batı’ya karşı işlenmiş bir saldırı değildir. Dünyanın barışa değer veren bütün insanlarına karşı işlenmiş bir saldırıdır. Derin bir üzüntü içindeyim. Şiddetle kınıyor, başta Fransız halkı olmak üzere bütün insanlık ailesinin acısını derinden paylaşıyorum" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Fransa ’da Charle Hebdo’nun merkezine yapılan ve 12 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili açıklama yaptı. Paris’te 12 kişinin ölümü ve birçok kişinin yaralanmasına neden olan menfur bir saldırı meydana geldiğini söyleyen Görmez, “Bu saldırı, sadece bir dergi çalışanlarına karşı ya da sadece Fransa’ya, Avrupa’ya, Batı’ya karşı işlenmiş bir saldırı değildir. Aslında bu saldırı bir dine inansın ya da inanmasın, inanıyorsa dini ne olursa olsun, dünyanın barışa değer veren bütün insanlarına karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu insanlardan biri olarak, barışı aslî değer olarak yücelten bir dinin mensubu, bir Müslüman olarak ve Türkiye’de din hizmetlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanı olarak derin bir üzüntü içinde olduğumu ifade etmek isterim. Her şeyden önce bu saldırıyı şiddetle kınıyor, başta Fransız halkı olmak üzere tüm insanlık ailesinin acısını paylaşıyorum” dedi.

“HİÇBİR DİN, İNANÇ VE DÜŞÜNCE SİSTEMİ HER NE SURETLE OLURSA OLSUN İNSANLARI ÖLDÜRMEYİ HEDEFLEYEMEZ”

“Allah’ın barış mesajına, bu çağrıyı insanlığa ulaştıran rehberler olarak bütün peygamberlere, Hz. Musa’ya, Hz. İsa’ya ve Hz. Muhammed’e inanan insanlarız” diyen Görmez, şöyle devam etti:

“Bu insanlık dışı saldırıyı gerçekleştirenlerin, onları yönlendirenlerin ve herkesin göreceği kadar açık bir biçimde onları maşa olarak kullananların ne Allah’a saygısı, ne herhangi bir topluluğa bağlılığı ve ne de herhangi bir dine mensubiyeti olabilir. Ne Irak’ta, ne Suriye’de ve ne de şimdi Fransa’da, çatışmayı körüklemekten, sivil insanları katletmekten ve insanların yüreğine korku salmaktan medet umanların başarı elde etmeleri mümkün değildir.”

Müslümanlar olarak terör ve şiddete dayalı hiçbir eylemi tasvip etmelerinin mümkün olmadığını aktaran Görmez, “Hiçbir din, inanç ve düşünce sistemi her ne suretle olursa olsun insanları öldürmeyi hedefleyemez. Aksine başta İslam olmak üzere bütün dinler insana hayat vermeyi hedefler. Bütün insanlık vahşete, dehşete, şiddete ve ölüme sebep olacak her türlü eylemi lanetlemelidir. Şiddet ve terör kimden, nerden ve ne amaçla gelirse gelsin, nereye ve kime yapılırsa yapılsın hiçbir neden ve gerekçe gösterilmeden insanlık suçu olarak kabul edilmelidir” diye konuştu.

Görmez, şöyle devam etti:

“İslam peygamberinin adının kullanılarak, bir intikam duygusuyla yapıldığı söylenen bu katliam, rahmet ve barış elçisi Hz. Muhammed’in bütün insanlığa kazandırdığı yüce değerleri yok etmeye yönelik açık bir saldırıdır. Başka bir ifadeyle aynı zamanda bu saldırı İslam’ın ve bu yüce dine mensup Müslümanların kendisine doğrudan yapılmış bir saldırıdır. Hiç kimse ve hiçbir Müslüman Hz. Peygambere karşı yapılan saygısız ve seviyesiz düşüncelere karşı onun asla tasvip etmeyeceği çirkin yöntemlerle karşılık veremez. Hz. Peygamberi kendisine rehber edinenler ancak ve ancak onun Taif’te kendisine fiilî tacizde ve saldırıda bulunanlara karşı gösterdiği tavrı örnek alırlar.”

“ALGI MÜHENDİSLERİ, KATİLLERE DİNİMİZİN SİMGELERİNİ TELAFFUZ ETTİREREK AKILLA ALAY EDİYORLAR”

Şiddetin, baskının ve zorbalığın, başkaca şiddetleri ve ölümleri doğurduğu yüzyılımızın yaşadığı en acı tecrübelerden anlaşılmakta olduğunu ifade eden Görmez, şunları söyledi:

“Üzülerek belirtmek isterim ki, gerek İslam dünyasında yaşananlar gerekse bu yaşananları sebep göstermek suretiyle İslam hakkında dünya çapında oluşturulmak istenen olumsuz algı; dinler ve medeniyetler arası çatışmaların oluşmasına yönelik bir çabadır. Dünyanın esenliği ve güvenliği hiçbir din, ırk, toplum ve ülke halklarının provoke edilmesiyle tesis edilemez. Şiddetin, baskının ve zorbalığın başkaca şiddetleri ve ölümleri doğurduğu yüzyılımızın yaşadığı en acı tecrübelerden anlaşılmaktadır. Bu ve benzeri hadiselerden hareketle, ifade ve inanç özgürlüğü üzerinde yapılacak her türlü baskı ve bunlar bahane edilerek Müslüman kimliğini yok sayma düşüncesi toplumların güvenliğini tesis edemez. İslami simgelerin açık ve aleni bir şekilde bu eylemi gerçekleştirenler tarafından kullanılması, bir algı manipülasyonudur. Algı mühendisleri, katillere dinimizin simgelerini telaffuz ettirerek akılla alay ediyorlar. Sadece Müslümanların değil, esasen batı kamuoylarının aklı ile de alay ediyorlar. Bu eylem de diğer terör eylemlerinde olduğu gibi Müslümanların en temel kavramlarını zabdetme, çarpıtma ve dönüştürme amacı taşıyor.”

İslam’ın olmazsa olmaz kavramlarının ele geçirildiğini, rehin alındığını ve üretilmek istenen algıya uygun bir şekilde manipüle edildiğini aktaran Görmez, “Hayatımızın acı tatlı bütün anlarında temel vazgeçilmezlerimiz arasında yer alan tekbir gibi müstesna bir kavram niyetlerini meçhul grupları tarafından çarpıtılıyor, İslam, iman ve irfanında hiçbir şekilde karşılığı olmayan karanlık hedefler için alet ediliyor” dedi.

“YAŞANAN ELİM OLAY NEDENİYLE BATI KAMUOYUNDA OLUŞAN TEESSÜR VE İNFİALİ PAYLAŞIYORUZ”

Yaşanan elim olay nedeniyle Batı kamuoyunda oluşan teessür ve infiali paylaştıklarını söyleyen Görmez, şunları aktardı:

“Bu teessür ve infial, gerek Müslüman halklara ve gerekse Batı’da yaşayan göçmen ve mühtedi Müslümanlara yönelik bir nefret söylemi içinde Müslümanları topyekun mahkum etmek amacıyla yönlendirilebilir. Bu eylemleri gerçekleştirenler tarafından İslami simgelerin açık ve aleni bir şekilde kullanılmasını ve hatta çalınmasını kabul etmek mümkün değildir. Bu eylemi İslam’la ilişkilendirmeye yönelik yapılan her açıklama, en az bu eylem kadar tahrip edici ve olumsuz sonuçlar doğrucu niteliktedir. PEGİDA örneğinde olduğu gibi İslamafobi’nin nefrete ve düşmanlığa dönüşerek yaygınlık kazandığı bugünlerde böyle bir eylemin gerçekleşmiş olması manidardır. Bu algı mühendisliğinin tuzağına karşı, hem batıda yaşayan Müslüman kardeşlerimizi hem de insaf ve iz’an sahibi bütün Batılı halkları duyarlı olmaya davet ediyorum.”

Dünyada terörden kaynaklanan her ölümün hakka, hukuka, adalete ve barışa olan ihtiyacı her geçen gün daha da artırmakta olduğunu söyleyen Görmez, “Bugün insanlığın hukuk, adalet ve barış özleminin gerçekleşmesi için aydınların, bilim adamlarının, siyasetçilerin, din adamlarının ve uluslararası tüm kuruluşların ortak bir vicdanı harekete geçirerek sağduyulu bir şekilde ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koyması insanlık sınavını geçmek adına yüce bir sorumluluktur” şeklinde konuştu.

Görmez, yaşanılan bu zor günlerde insanlığın her türlü cinnet halinden, nefretten, vahşetten ve şiddetten uzaklaşarak akl-ı selim ile hareket etmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ettiğini, başta Fransız halkı olmak üzere tüm insanlık ailesinin acısını derinden paylaştıklarını aktardı.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Görmez, İslam adına işlenen bu son olaylardan sonra Müslümanlar arasında din değiştirme iddialarının sorulması üzerine, “Bize gelen böyle bir bilgi yok. Son yıllarda İslam coğrafyasında yaşananlar, İslam dünyasında şiddetin gölgesinde İslam’ı bütün insanlara farklı göstermesi, bunun İslamafobi’ye dönüşmesi gerçekten bütün Müslümanları derinden yaralamaktadır. Müslümanların özellikle İslam’ı temsil konusundaki zaafları insanları İslam’dan uzaklaştırmaktadır. İslam’ın kendisini bilmeyenler yanlış algılara sapabilirler. Bu yüzden bütün İslam bilginleri hassas olmalı” diye konuştu.

“AK Parti Milletvekili Metiner’in akrabalarını torpille bir yere yerleştirmeleri, Kur’an’ın kaynak gösterilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise Görmez, “Yanlış olduğu bilinen şeyleri gündeme getirerek bugüne gölge düşürmeyelim” yanıtını verdi.

“Dünyanın farklı yerlerinden tepkiler geldi ancak Diyanet’in dün açıklama yapmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Görmez, “Konu çok üzücü ve sonuçları itibariyle Batı’daki tüm Müslümanların geleceğini olumsuz etkileyebileceği için yazılı açıklama yerine yüz yüze, birlikte çalıştığımız kurumlarla konuşarak açıklama yapmayı daha doğru bulduk. İnsanlık 112 Eylül olayları ile başlayan ve dünyayı sarsan bu ateşin sönmesine katkıda bulunur. Ben bütün insanlığı inancı, dini ne olursa olsun bütün dünyamızı kuşatmaya çalışan bu ateşi söndürmeye davet ediyorum” şeklinde konuştu.

“Fransa Müslümanların yoğun olduğu bir ülke. Diyanet Fransa’daki kuruluşlarla olası bir önlem düşünüyor mu?” sorusuna da Görmez, şöyle cevap verdi:

“Hadiseler meydana geldiği andan itibaren bölgedeki bütün arkadaşlarımızla diyalog halindeyiz. Diğer dini kurumlarla da ilişkilerimiz yüksek seviyede yürümekte. Hepimizi kuşatan ateşin sönmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.”

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Gündem