Almanya'da 22 Eylül’de yapılacak seçimler öncesinde gözler Türk kökenli seçmene çevrildi. 60’ın üzerinde Türk kökenli adayın bulunduğu seçimlerde 700 bin Türk seçmen oy kullanma hakkına sahip.

 

 

 

Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Faruk Şen’in öncülüğünde Türkiye’ye gelen Almanya’da yaşayan Türk asıllı siyasetçi, yazar ve işadamları, Almanya’da yaklaşan seçim öncesi Türklerin oy verme eğilimi ve tercihlerini değerlendirdi. Avrupalı Türk İşadamları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güler, Almanya’da yaklaşık 3 milyon Türk’ün yaşadığını, bu 3 milyon kişiden yaklaşık 1.1 milyonunun Alman vatandaşlığında olduğunu ve bu 1.1 milyon kişiden de 18 yaşını doldurmuş yaklaşık 700 bininin oy kullanabilir durumda olduğunu söyledi. Güler, ‘’Alman seçimlerinde Türklerin oy kullanma oranı Almanların oy kullanma oranına göre düşük. Alman vatandaşı olmuş Türklerin sadece yüzde 30’u oy kullanıyorlar fakat aynı seçimlerde Almanların yüzde 60’ı oy kullanıyor. Çünkü Türkler maalesef ki oy kullanmaya gitmiyorlar’’ dedi.

 

 

Şu anda Türklerin Alman siyasetindeki gücünün yüzde 4 oranında olduğunu, bu oranın Almanya için çok yüksek bir oran olduğunu vurgulayan Ahmet Güler, “Çünkü 2009 genel seçimlerinde Yeşiller Partisi 1 tane fazla milletvekili çıkarttığı için hükümet kurabildi. İşte bu noktada Türklerin Almanya’da verdikleri oyları terazinin kefelerini dengeleyen bir ağırlık olarak görebiliriz. Türklerin verdiği oylar çok çok önemli ve bunun Alman siyaseti de farkında. Bu yüzden de Alman partiler Türklere yönelik seçim çalışmaları yaparlar” diye konuştu.

 

Başbakan Erdoğan’ın da Almanya’ya her geldiğinde Türklerin oylarının önemini vurguladığını hatırlatan Güler, “Ben oy kullanılmamasının nedenini, Almanya’daki Türklerin hala bunun ne derece önem arz ettiğini fark etmemiş olmalarına bağlıyorum. Özellikle de kadın seçmenler oy kullanmada oldukça pasifler. Türkler hem federal hem de yerel seçimlerde mutlaka oy kullanmalıdır. Çünkü Almanya’da genç nüfus çok az ve yeni doğan her 100 bebekten 51’i yabancı. Bu yabancıların da yarısından fazlasını Türkler oluşturmakta. Demek ki bir 10-20 sene sonra genç nüfusu olmayan Almanların sayısı tükendiği için, Türklerin Alman siyasetindeki etkin rolünü hep birlikte göreceğiz’’ dedi.

 

 

TAVAK Başkanı Faruk Şen özellikle 2002 seçimlerinde Sosyal Demokratların, Hıristiyan Demokratları 7 bin oyla geçtiğini belirterek, “O zaman araştırmalarımız sonucunda Türklerin yüzde 63’ünün Sosyal Demokratları desteklediğini görmüştük. İşte bahsedilen Türk gücü budur ve bu yüzden Türklerin oy kullanmasını istiyoruz. Son yaptığımız araştırmada da 22 Eylül seçimlerinde Türklerin yüzde 70’e yakını yine Sosyal Demokratları destekleyecektir’’ şeklinde konuştu.

 

 

Sosyal Sosyal Demokrat Vakfı Onursal Başkanı ve eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Almanya’da SDP gibi büyük partilerin yakın dönemde yabancılar ve özellikle Türkler hakkında söylemlerinde son derece dikkatli davrandıklarını belirterek, bunun nedeninin Türk oylarının gücünü görmelerinden kaynaklandığını söyledi. Karakaş ‘’Çünkü eyaletlerde 300 500 oyla hükümetler düşebiliyorlar. Türklerin verecekleri oyun önemine bakar mısınız? İşte Alman vatandaşlığını alan Türk asıllı kişilerin verdikleri oylar o partilerin söylemlerini etkiledi. Yani yabancılara yönelik dışlayıcı söylemler yok denecek kadar azaldı. Bu yüzden de Merkel’in partisine Türkler gitmezler, çünkü son derece dışlayıcı tutumları vardır. İnsan oy hakkıyla güçlüdür. Bu yüzden Almanya’daki Türklerin de bu gücün farkına varması ve topyekün oy kullanmaya gitmesi gerekir’’ diye konuştu.

 

 

Hür Demokrat Parti Eski Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mehmet Daimagüler ise,

Alman vatandaşı olmayan Türklerin bir an evvel vatandaşlık almaları gerektiğini söyledi. Almanya’daki seçim sistemine göre yabancıların oy kullanmalarının vatandaşlık şartına bağlandığını hatırlatan Daimagüler ‘’Almanya’da yabancıların oy kullanabilmeleri için Alman vatandaşı olmaları gerekiyor. Bu bence düzeltilmesi gereken bir konu. Örneğin 2012 yılında Almanya’da yaşayan Türklerden sadece 30 bini Alman vatandaşlığına geçebildi. Bu sürecin yavaş olduğunu düşünüyorum. Bu ülkede kalıcı olarak yıllardır yaşanıyorsa vatandaşlık alınmalıdır. Çünkü bu şekilde seçme ve seçilme hakkını elde edebilecekler. Bu sebeple Türklerin sayısı çok olmasına rağmen oy kullanma oranları çok az’’ diye konuştu.

 

 

Almanya’da yaşayan yazar Şinasi Dikmen de, Türklerin Almanya’da siyaset açısından gelecekte çok daha büyük bir güç elde edeceklerini belirterek 22 Eylül seçimlerinde mutlaka oy kullanmaları gerektiğini belirtti. Dikmen ‘’Şu anda da Alman siyasetinde Türklerin varlığı söz konusu fakat bu varlık elbette artırılmalıdır. Mesela bugün Yeşiller Partisinin eş başkanlarından biri Cem Özdemir’dir ve yine SPD Genel Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz’dur. Seçim Kurulu tarafından dağıtılan raporda ise Eylül seçimlerinde değişik partilerden 60’ın üstünde Türk kökenli aday yer alıyor. Şimdi burada şu noktayı görmek gerekir. Almanya’da Türkler siyaset alanında oy alıp belli konumlara gelebiliyorlarsa demek ki Türklerin kendilerini bir kabul ettirmişliği söz konusu. Düşünün ki sadece Türk asıllılar değil Almanlar bu kişilere oy veriyor ve seçiyor, kendilerini yönetmesine izin veriyor. Biz Türkler olarak Almanya’nın geleceğini şekillendiriyoruz ve Alman halkı da verdiği oyla bunu istiyor” diye konuştu.

 

 

Almanya Sol Parti’den 3. kez milletvekili adayı olan Sevim Dağdelen “Almanya’da hem Almanlar arasında hem de Türkler arasında malesef ki şöyle bir tutum var. Oy vermeleri sonucunda siyasi yapının değişmeyeceğine inanıyorlar. Merkel’in yine başa geleceğini ve çaresiz olduklarını düşünüyorlar. Bu yüzden de oy kullanmıyorlar. Uzmanlar 22 Eylül’de Alman seçmenin yüzde 65’inin oy kullanmayacağını söylüyor.Göçmenler de yine Merkel’in sosyal hayattaki baskıcı rejiminin hala devam edeceğine, değişmeyeceğine inanıyor. Onlar da yine sandık başına gitmiyor. Alman vatandaşı olmayan göçmenlere seçme seçilme hakkı verilmemesi, çifte vatandaşlığın verilmemesi, Türkiye’ye vizenin kaldırılmaması gibi konuların hiç bir zaman düzelmeyeceğine inanıyorlar” dedi.