Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,4 eski bakanla ilgili alınan karara ilişkin, "Türkiye’de hiç kimse Türkiye’nin yargısını herhangi bir siyasi maksatla kullanamaZ. Anayasamız da buna izin vermez ve bu oyun Meclis’te sona erdirilmiştir, oyun bitmiştir" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adalet Bakanlığı ile İnsan Hakları Kurumu’nun Hakimevi’nde düzenlediği istişare toplantısına katıldı. Burada Fethullah Gülen hakkındaki yakalama kararına ilişkin soru üzerine Bakan Bozdağ, "İstanbul Sulh Ceza Hakimliği Fethullah Gülen ile ilgili bir yakalama kararı verdi. Bununla ilgili karar Adalet Bakanlığı’na intikal edecek. O intikalden sonra Bakanlık olarak biz değerlendirmeleri yasal çerçevede yapacağız. Bizim değerlendirmemiz, göndermeme gibi bir değerlendirme değil, sadece kırmızı bültenle ilgili uluslararası hukuk çerçevesinde uyulması gereken kurallara uygun bir şekilde gerekli hazırlıkları yapmak anlamındadır. Bunu yaptıktan sonra biz bunu İçişleri Bakanlığımıza, daha doğrusu Türkiye Interpolüne, onlar da ilgili yerlere gönderecekler. Şu anda süreç devam ediyor, henüz Adalet Bakanlığı diğer bakanlıklara bunu göndermedi. Çünkü henüz bize intikal etmedi" dedi.

4 eski bakanla ilgili kararı da değerlendiren Bozdağ, "Soruşturma Komisyonu 4 sayın eski bakanla ilgili bir çalışma yaptı. Meclis Soruşturma Komisyonu Meclis adına adli bir görev yaparlar. Ceza Mahkemesi Kanunu’na göre vazifelerini ifa ederler. Komisyon yaptığı çalışmalar sonucunda 4 sayın eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesine gerek olmadığına karar verdi. Bu bizim hukuktaki takipsizlik kararının Meclis Soruşturması bakımından diğer bir adıdır. Bu karar çerçevesinde konu Genel Kurul’da görüşüldü. Genel Kurul’da oylanan Yüce Divan’a gönderilmesine gerek olmadığına karar verdi. Bizim hukukumuzdaki takipsizlik kararı Meclis soruşturması bakımından diğer bir adıdır. Bu karar çerçevesinde de bu konu Genel Kurul’da görüşüldü. Genel Kurul’da oylanan Yüce Divan’a göndermeme kararıdır. Bu raporun görüşülmesi sırasında muhalefet partileri tarafından sayın bakanların Yüce Divan’a gönderilmesi önergeleri oylandı ve bu önergeler reddedilmiş oldu. Zira muhalefet partileri bu konuda anayasanın öngördüğü 276 çoğunluğunu temin edebildiler. Burada bizim hukuksal açıdan olaya bakmamamız lazım. Hukuk açısından sayın bakanlar kendileri Soruşturma Komisyonu kurulmasını istedi, iktidar grubu Soruşturma Komisyonu’nu kendisi kurdu. Komisyon çalıştı, bir karar verdi. Komisyon kararı vermeden önce de İstanbul’da cumhuriyet savcılıkları devam eden bazı soruşturmalarla ilgili takipsizlik kararını verdi. Bu kararlara itirazlar yapıldı, itirazlar da reddedilerek kararlar kesinleşmiş oldu. Soruşturma Komisyonu bunlardan da gördüğüm kadarıyla delilleri, bütün iddiaları da değerlendirdi. Sonunda aynı karar doğrultusunda bir karar verdi. Burada bir hususu ifade etmekte fayda görüyorum. Bir savcı bir soruşturma başlatıyor, herkes o savcının başlattığı soruşturmaya ’doğrudur’ diyor inanıyor. Daha sonra devam eden savcı bu soruşturma sonucunda takipsizlik kararı veriyor ve o takipsizlik kararına inanıyor. İki işlemi yapan da Türkiyemizin cumhuriyet savcılıkları. Soruşturmayı başlatan da, bu soruşturmada karar veren de. O yüzden o kararı başka bir savcı verdi, o kararı hakim onadı diye bunlara şüpheyle bakarsak yanlış yaparız. Çünkü hukukta işin bir yerde neticelenmesi, karara bağlanması lazımdır. Bunlar da hukukumuzun öngördüğü şekilde karara bağlanmıştır" diye konuştu.

“BEN BUNUN BİR ADALET ARAYIŞI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

Bozdağ, konuşmasında şunları kaydetti:

"Meclisimizde de aynı husus, karara bağlanmış reddedilmiştir. Burada benim gördüğüm kadarıyla muhalefet partileri arzu ettikleri neticeyi alamamışlardır. Ben şahsen 17-25 Aralık konusunun bir adalet arayışı olmadığını her zaman ifade ettim. Eğer bir adalet arayışı olsa herhangi bir konuda suç şüphesiyle soruşturma yürütenler ve onu takip edenler bu konularla ilgili suçu gördükleri zaman suçüstü yapabilirler. Çünkü takip ettikleri kişiler bakanlar değil, bakanların çocukları ve yakınları olan herhangi birinin dokunulmazlığı yok. Eğer bir adalet arayışı olsa suçüstü yapar ve orada suçüstü delilleri tespit eder ama buraya baktığımızda suçüstü yapılan bir şey yok. Orada delillerle ilgili pek çok hukuksuzluk var ve bu çerçevede ben bunun bir adalet arayışı olduğunu düşünmüyorum. Bu tamamıyla Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti hükümetine ve AK Parti’ye dönük siyasal hedefleri olan, yargıyı kullanarak yapılan bir teşebbüstür. Hükümete dönük siyasal hedefli, yargı eliyle yürütülen bir operasyondur. Türkiye’de hiç kimse Türkiye’nin yargısını herhangi bir siyasi maksatla kullanamaz. Kullanmaması da lazımdır, hukuk da buna izin vermez. Anayasamız, yasalarımız da buna izin vermez ve bu oyun Meclis’te sona erdirilmiştir, oyun bitmiştir."

AK PARTİLİ ŞAMİL TAYYAR’IN 4 ESKİ BAKANLA İLGİLİ ALINAN KARARA İLİŞKİN SÖZLERİ

AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın açıklamalarının sorulması üzerine Bozdağ, "Sayın Tayyar’ın yaptığı açıklamayı doğru görmediğimi buradan ifade etmek istiyorum. Hiç doğru bir açıklama değil. Sayın Tayyar’ın parti adına konuşma yetkisi yok. Değerlendirme yetkisi yok, kendi görüşlerini ifade etmiştir ama öyle kendi görüşlerini bu şekilde ifade etmesini doğru ve şık görmediğimi ifade etmek isterim. Bizim milletvekillerimiz hepsi kendi özgür iradeleriyle karar vermiştir. ’Evet’ diyen, ’hayır’ diyen hepsi kendi değerlendirmesinde bulunmuştur" şeklinde konuştu.

Bir soru üzerine Bakan Bozdağ, "Son yapılan Yargıtay Kanunu’ndaki değişiklikle Yargıtay’daki üye sayıları artırıldı. Yargıtay Başkanlık Divanı yeniden oluşmasına imkan veren düzenleme yapıldı. Yargıtay Başkanlık Divanı’nda kanun gereği daireler arasında iş bölümü yapması gerekiyor. Bildiğimiz kadarıyla Başkanlık Divanı çalışmalarını sürdürüyordu. Çalışmalarını nihayetlendirerek bunu açıklayacak. Açıklama Resmi Gazete’de yayımlanacak ve 10 gün sonra yürürlüğe girecek. Çünkü bu 10 gün içinde dosyaların ilgili dairelere intikali söz konusu. Yeni dairelerine dosyalar gidecek, yeni daireler dosyaları kaldığı yerden müzakere etmeye devam edecektir. Yeni daire ne karar verir, o bizim dışımızda, tamamen yargının takdirinde olan konudur. Bizim şöyle bir karar vermesi lazım gibi bir cümle kurma imkanımız yok" diye konuştu.