Resmi Gazete'nin 6 Ekim 2010 tarihli sayısında yer alan ''Bazı Tarım Ürünleri İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar''da, aralarında süt ve krema, tereyağı, mısır nişastası gibi bazı ürünlerin ''sıfır gümrük vergisi'' ile ithalatı konusunda tarife kontenjanı miktarları yer alıyor. 

Bu yıl 1 Ocak ile 31 Aralık 2010 tarihleri arasını kapsayan dönemde uygulanan kararda tereyağının kontenjanı ise 2 bin ton olarak belirlendi. Bu durum, tereyağı üretimi yapanların zor duruma düşeceği iddialarını da beraberinde getirdi. 

Doğu Karadeniz Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Sebahattin Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, et sıkıntısının yaşandığı bir dönemde, damızlık hayvancılık ile et ve süt sığırcılığı için hükümetin verdiği desteklere bakıldığında, bu karara bir anlam veremediklerini söyledi. 

Geçmiş yıllarda sanayicilere süt tozu üretiminde destekler verildiğini, çiğ süt üreticilerinin bundan pek de fazla faylanamadığını savunan Yazıcı, ''Sonuç olarak süt üreticileri damızlık süt sığırlarını kesime sevk etmiş, bu da ülkede şu anki önüne geçilemeyen, önlenemeyen et fiyatlarının artışını doğurmuş, bizi ithalata mahkum etmişti'' dedi.
    
     -''ÜRETİCİLER TEDİRGİN''- 
     
Gelinen noktada süt tozu ve tereyağı ithalatının başlamış olmasının, üreticilerin tedirginliğini artırdığını ifade eden Yazıcı, şöyle devam etti:
     ''Bölgemiz açısından bakıldığında dünyaca ünlü, ülkemizde ciddi manada talep gören Trabzon tereyağı, bu kararla zor günler yaşayacak. İsmi Trabzon ile özdeşleşen, adına festivaller düzenlenen, bölgemizdeki birçok yöresel yemeğin altyapısında bulunan tereyağının ithal edilmesi hem bölge hayvancılığımızı hem de tescillenmiş bölge ürünlerimizi tehdit etmektedir. Et ithalatında söylediğimiz gibi, coğrafi ürünlerin korunması kapsamında bu durumun ciddi olarak ele alınması gerekmektedir.'' 

Bu konuda sorumluluk sahibi yetkililerin daha dikkatli ve temkinli davranarak, hayvancılığı göz ardı etmeyen hamleler yapması gerektiğini savunan Yazıcı, ''Ülke veteriner hekimleri olarak hayvancılığın bu gidişatından duyduğumuz tedirginlik had safhaya ulaşmıştır. Yetiştiricilerin ve bu işte girişimci olarak yer alanların tedirginlikleri bize göre çok daha vahim durumdadır'' diye konuştu.
     ''Kuymağın, peynirli pidenin, tereyağlı alabalığın tadını bilen yetkilileri göreve çağırıyoruz'' diyen Yazıcı, ''Eğer biz ülke içindeki süt ürünlerini destekleyemezsek sürekli ithalatçı duruma düşeriz. Tehlike 'geliyorum' diyor. Zaten kırsalda yetiştiricinin az olduğu bir durumdayız. Bu düşünüldüğünde uygulamanın kırsal istihdama yönelik doğru olmayan bir hamle olduğu aşikardır'' dedi