"Çin horozu gitti Romanov geldi"

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bugün yapacağı görüşmenin konusunun, Adana'da açılması planlanan ikinci devlet üniversitesi olduğunu belirterek, “Onun yapısı ile ilgili bilgi sunacağım” dedi.YÖK Başkanı Özcan, Bir

"Çin horozu gitti Romanov geldi"

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bugün yapacağı görüşmenin konusunun, Adana'da açılması planlanan ikinci devlet üniversitesi olduğunu belirterek, “Onun yapısı ile ilgili bilgi sunacağım” dedi.

YÖK Başkanı Özcan, Bir Otel'deki YÖK-Fullbright İşbirliği Programı  Değerlendirme Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan ile bugün görüşmeniz olacak, içerik  nedir?” sorusu üzerine Özcan, “Bugünkü toplantının konusu, Adana'da açmayı  planladığımız ikinci devlet üniversitesi. Onun yapısı ile ilgili bilgi  sunacağım” dedi.

Toplantının başka bir gündeminin de olmadığını belirten Özcan, “Kısa  süren bir toplantı olur zannediyorum. YÖK ile ilgili bir-iki husus da arz  edebilirim. Her zaman yapıyorum. 1.5 ayda bir görüyorum Sayın Başbakanımızı ve  Sayın Cumhurbaşkanımızı. Her ikisine de YÖK'te neler olup bittiğini arz  ediyorum” dedi.

“Meclis'te tartışıldı, üniversitelerin ilçelerde kurulmasına yönelik bir  düzenleme olacak mı?” sorusuna Özcan, şu karşılığı verdi:

 

“Hayır, biz öyle düşünmüyoruz. Biz 100 binin altında olan yerlerde  bırakın üniversiteyi fakülte bile açmıyoruz. Siyaseten Meclisimiz öyle kararlar  alırsa biz kararlarına uyarız. Biz karşı olduğumuzu her zaman söylüyoruz. Çünkü  eğitim sadece bina, öğretim üyesi değil, entelektüel bir ortamın da hazırlanması  lazım öğrenciler için. Onun için küçük yerlerde fakülte, üniversite gibi yapılar  kurmak çok doğru olmayan şeyler gibi geliyor bize. Onun için biz ilçelerde  üniversite kurulmasına karşı oluruz.

Sadece nüfusa bakılarak, diğer hususlara bakmadan karar vermenin  sakıncalı olabileceğini ifade eden Özcan, siyaseten öyle bir karar olursa  uyacaklarını, ancak kendilerine sormaları halinde karşı olduklarını da  söyleyeceklerini yineledi.      

 

"HARÇLAR O KADAR YÜKSEK DEĞİL”

Özcan, “Milli Eğitim Bakanlığı, açık ilköğretim ve açık ortaöğretim  harçlarını düşürdü. Bu, açıköğretim fakülteleri için de gündeme gelebilir mi?”  sorusu üzerine, “Çok zannetmiyorum. Zaten harçlarımız o kadar yüksek değil. Biz  devlete olan maliyetin çok altında bir parayı öğrencilerimizden alıyoruz. Çin  gibi bir ülkede bile öğrencilere, yüzde 25-30 oranında maliyete katkıda  bulunuyor. Bizim de artık yavaş yavaş o türden bir sisteme geçmemiz lazım, hatta  artırmamız lazım. Küçük de olsa belli oranlarda artırarak öğrenci katkısını daha  yükseltmemiz lazım ki kaliteli bir öğretim sunalım öğrencilerimize” diye  konuştu.

“Böyle bir çalışma var mı?” sorusunu “Yok” diyerek yanıtlayan Özcan,  bunun zamanın gelmediğini, okullar açılmadan önce Bakanlar Kurulu kararı ile  olduğunu ve henüz bu konuda bir düşünceleri olmadığını vurguladı.

“Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan  Çeker'in hakkında rektörlükçe başlatılacak soruşturma hakkında bir gelişme var  mı?” sorusu üzerine Özcan, “Henüz bitmedi. Biz de bekliyoruz, bize daha bir şey  gelmedi” dedi.

Özcan, “Tam gün yasası'nın ardından ilgili üniversite hocalarının  kayıpları ile ilgili çalışmanız vardı. Sonca varıldı mı?” sorusu üzerine, bu  konunun henüz tamamlanmadığını, 3 Mart'taki Genel Kurul'da tekrar gündeme  geleceğini söyledi.

 

“ÇİN HOROZU” GİTTİ “ROMANOV KUZU” GELDİ

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr.  Yusuf Ziya Özcan, kurumun bahçesinde oluşturulan ve çeşitli türlerde hayvanların  bulunduğu “mini hayvanat bahçesi”ne bir de Romanov cinsi koyun ve kuzu ekledi.

Erzurum Atatürk Üniversitesi, Rusya'dan getirilen ve “zamansız doğum  yapan” koyun ile 3 günlük kuzusunu Özcan'a hediye etti. YÖK'ün bahçesinde  oluşturulan hayvanat bahçesine dün getirilen koyun ve kuzuyu görmek için YÖK'teki  çalışmalarına ara veren Özcan, henüz ayakta durmakta zorlanan kuzuyu severek  biberonla besledi.

Özcan, koyunun “bir batında en az 4 kuzu  doğuran” bir cins olduğunu ve Atatürk Üniversitesi'nin Rusya'dan getirttiğini  kaydetti. Koyunun yeni doğum yaptığını ve doğurduğu 4 kuzudan 3'ünün öldüğünü,  kalanın ise YÖK'e hediye edildiğini anlatan Özcan, şunları söyledi:

“Biz aslında bir batında 2'den fazla doğuran hayvan arıyorduk. Atatürk  Üniversitesinde varmış, bize hediye ettiler. Türkiye'de hayvan varlığının artması  için çalışmalar yapılıyor. Bunlar aynen 'tüp bebek' tekniğiyle doğuyorlar. Bu  koyun da 4 tane doğurmuş ama 3'ü ölmüş. Şimdi burada Ankara Üniversitesi  Veterinerlik Fakültesinden bir arkadaş onunla ilgileniyor. Ben hem hayvanları çok  seviyorum hem de memleketin ekonomisine katkıda bulunmak istiyorum.”

Çok öttüğü için çevrede oturanların şikayetine neden olan Çin horozunu  bir öğrenciye hediye ettiğini anımsatan Özcan, “Horozun akıbetini takip ediyoruz  tabii. Çocuk söz verdi bize, kesmeyeceğine dair. Zaten bu nedenle ona verdik,  kesse vermeyecektik” diye konuştu. Çevredekilerin hayvanların gürültüsünden  rahatsız olduğunun hatırlatılması üzerine Özcan, “Artık yapmıyorlar. Horoz  gitti, gayet sessizler. Aslında çok fazla gürültüleri yok ama horoz bazen  zamansız ötüyordu. Biyolojik saati bozulmuştu” diye espri yaptı.

 Özcan, “Özelliği olan hayvanları YÖK'ün bahçesinde beslemek istediğini”  dile getirdi.

 

"KOYUN TOHUMLAMA MERKEZİ KURULMASINI DESTEKLİYOR”

YÖK Başkanı ile birlikte kuzuyu görmeye gelen Ankara Üniversitesi  Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Arda Sancak, Rus orijinli bir  hayvan olan Romanov koyunlarının çoklu doğum yapmalarıyla tanındıklarını söyledi.  Bu koyunların bir defada 5-6 yavru doğurabildiklerini söyleyen Sancak, “Bu  koyunun da 4 yavrusu olmuştu fakat 3'ü öldü. Bunun nedeni de doğum mevsimi  dışında doğmaları ve doğum beklenmediği için bakıcıların yanında olmaması.  Normalde koyunculukta doğum zamanı belirlenir” diye konuştu.

Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali  Daşkın'ın koyun veriminin artırılmasına yönelik bir proje hazırladığını ve  projenin DPT'ye sunulduğunu anlatan Sancak, şöyle konuştu:

“Sayın YÖK Başkanımızın da bu projeye büyük bir ilgisi var. Yeni Zelanda  dünya et ihtiyacının yüzde 44'ünü karşılıyor, 4 milyonluk bir ülke. Neden bizim  ülkemizde bu yapılamıyor. Bizim bu kadar meralarımız, alanlarımız var. Bu da  koyun ıslahının yapılmamasından kaynaklanıyor. DPT'deki, Sayın YÖK Başkanımızın da desteklediği Ali Daşkın hocamızın projesi Ankara Üniversitesi Veterinerlik  Fakültesi'nde bir koyun tohumlama merkezinin kurulması. Yani en iyi koyun  ırklarının tohumlarının bulunması, yetiştiricilere bunların verilerek onların  elinde en iyi ırkların gelişmesinin sağlanmasını ve yetiştiricilerin bu ırklar  üzerinden hayvanlarını çoğaltmalarını amaçlıyor.

Hayvancılıkla ilgilenen bütün ülkelerde koyunlar için hem özel hem de  devlete ait suni tohumlama merkezileri var fakat Türkiye'de koyunculukla ilgili  bir tane bile suni tohumlama merkezi yok. Bu da arz-talepten kaynaklanıyor.  Yetiştiricinin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Koyunculuk yapan insanlara daha maksimum verim alabilecekleri ırkların tanıtılması ve o ırkların onların elinde  gelişmesi gerekiyor.”

 

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler